Fındık tüccarları neredesiniz?
Aman fındık fiyatları yükselmesin" diye ortalığı ayağa kaldıranlarla hesaplaşma günü. "Fındık fiyatları artarsa, çikolata üreticileri bademe yönelir. Fındık satamayız. Alıcılar başka ülkelere yönelir" diyenlerle hesaplaşma günü. 1.5 yıl önce Sabah Ekonomi olarak fındık meselesini gündeme getirmiştik. Sabah ve ATV ekipleri Karadeniz'i adım adım dolaştı. Fındık üreticileriyle, fındık tüccarlarıyla konuştuk. Tek amacımız vardı: Dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini gerçekleştiren Türkiye bu avantajını neden dövize çeviremiyor. Neden fındık fiyatları hep düşük belirleniyor? Neden Türk fındık ihracatçılarının büyük bir kısmı, Avrupalı büyük fındık ithalatcıların sözcülüğünü yapıyor. Bu bir bilinçlendirme kampanyasıydı. Açık bir tartışmaydı. AKP'nin fındık politikasını belirleyen Cüneyd Zapsu da dahil pek çok ihracatçı "Fiyat artışlarına" karşı çıkan ve AKP'yi de etkileyen bir politika izledi. Bu köşeden, tüccarları şöyle suçlamıştım:
Alivrecilerin hesabı "Bu kişiler, Avrupalı büyük alıcılarla, ileriye dönük, vadeli satış (alivre) anlaşması yapıyor. Peşinatları alıyor. Bir sonraki yıl fındığın kentali (100 kilo iç fındık) kaç paraya satılacağını bu kişiler belirliyor. Ardından da ihracatçı birlikleri kanalıyla fiyatlar yükselmesin diye kamuoyunda ve hükümet üzerinde baskı kuruyor. Fiyatlar satış fiyatının ne kadar altında kalırsa o kadar çok kazanıyorlar." DYP Lideri Mehmet Ağar da benim gibi düşünüyordu. Dili döndüğü, gücü yettiği kadarıyla Karadeniz'de köy köy dolaştı, "fındığınızı ucuza kaptırmayın" dedi. Hala da dolaşıyor. Bu kampanya, 2003 yılında işe yaradı. Fiyatlar, Hazine'nin Fiskobirlik depolarında duran 2001 yılı mahsulünü ucuz fiyatla satmasına rağmen arttı. 2002 yılında kentali 232 dolara satılan fındık, 2003 yılında 405 dolara yükseldi. 2002 yılında 255 bin ton fındık karşılığında, 593 milyon dolar döviz kazanırken, 2003 yılında 217 bin ton fındık karşılığında 878 milyon dolar döviz girdisi sağlandı.
Avrupalı hani almazdı? Gelelim bu yıla. Hava koşulları çok kötüydü. Fındık rekoltesi, Trabzon'da 70 binden 20 bine, Ordu'da 140 binden, 45 bin tona geriledi. Fındığın kental fiyatı ise 653 dolara çıktı. Peki fiyatlar bu hızla tırmanırken, Avrupalı alıcı Türk fındığından vazgeçti mi? Hayır. Sadece Eylül ayında 35 bin ton fındık, kentali 653 dolar fiyatla satıldı. 227 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Çok değil bir yıl önce, Cüneyd Zapsu, ekonomi müdürleriyle Conrad Otel'de bir araya gelmiştik. Zapsu, "Fiyatların anormal yükselmesi doğru değil. Türk fındığını vurur" diyordu. Ne oldu sayın Zapsu? Türk fındığını almaktan vazgeçen kaç çikolata üreticisi duydunuz? Vazgeçemezler. Çünkü fındığın çikolata üretimindeki maliyet payı çok düşük. Bu oran yüzde 5 ile 10 arasında. Ama çikolataya büyük bir katma değer sağlıyor. Bu yüzden de vazgeçmediler. 200 dolardan aldılar. 400 dolardan aldılar. Şimdi 600 dolardan alıyorlar. Özetle ihtalatçıların sözcüsü gibi davranan yerli fındık ihracatçıların en büyük tezi çöktü. Zapsu'nun da... Peki ya gelecek sene ne olacak? AKP'nin aklını başına toplaması lazım. Hükümet, bir kuruş ithal girdisi olmayan, yüzde 100 katma değer sağlayan fındıktan her yıl 1 milyar doların üzerinde döviz nasıl sağlanacağına dair reel politika üretmeli. Başbakan Erdoğan, kendini fındık uzmanı diye tanıtan kişileri çevresinden uzaklaştırarak bu işe başlayabilir!
|