Hayrola?! Tencere tava kapılarda...
Şaşırmanın, üstüne uyuz olup kaşınmanın yeri ve zamanı yokmuş meğer. Hele Nişantaşı'nda ikamet ediyorsanız. İki gözüm mahallemin canını yiyeyim hep bir olay, hep bir yenilik. Aslında Nişantaşlımın işi pek kolay değil, trend belirleyecek. Şu Nişantaşı ablalarının eminim fazla mesaiden gözlerine uyku girmiyordur. Bir giydiğini bir daha giymeyeceksin. Giysen de öyle kombinleyeceksin ki, çaktırmayacaksın. Her tülü davet, parti, organizasyonda hazır bulunacaksın. İki yudum çay içmeye kafeye gitmek için bile süsleneceksin. Durmayacak, misafir ağırlayacaksın, açılıştan açılışa koşacaksın. Yetmeyecek, harıl harıl magazin dergilerini okuyup kim ne etmiş hafızlayacaksın. SPA, reiki, alternatif tıp, plates, yoga bilecek kalçayı genişletmeyeceksin. Kocan aldatacak, görmezden geleceksin. Ama ille de her zırıltının en yenisi, en markası ve en pahalısını edineceksin. Vee gıcık olduğun kişilerin bile yüzlerine gülecek "Ayy sen hiç yaşlanmaz mısın şekerim?" çekeceksin. Offf yoruldum vallahi. Yazması bile zor zanaatmiş yani. Birileri bu insanlara hayatın çok daha kolay ve rahat olabileceğini anlatabilir mi lütfen? Bi zahmet sevabına yani. E peki hadiseye dış kapının dış mandalı kıvamında kalan cahiller ne edecek? Gıkını çıkartmadan, sorup soruşturmadan uygulayıverecek. Gelin görün ki, dün yaşadıklarımdan sonra "Pes" diyorum. Uygulamak hak getire, biri şu halleri izah edivere. Dün ne mi oldu? Şimdi ciğerim, halkla ilişkiler olayında anasının gözü Ayşe Azizoğlu aradı. "Teşvikiye Saray Muhallebicisi'nin yanında Deniz Genç'in butiği açılıyor gel" dedi. Gideceğimiz varsa göreceğimiz de varmış meğer... Daha apartmanın girişinde tencere tava muhabbetiyle karşılandık. Haydaa kokteyl olayına Nişantaşlım yeni boyut mu kattı acaba? Apartman girişine sosis tava, tavuk sote, sigara böreği yığmak yeni trend mi? Hani eğer öyleyse, bozuntuya vermemeli. Ancak ne bu böyle iftar çadırı halleri! Kokular, tencereler, tavalar arasında butiğe daldım. Ha bilmeyenlere bilgi; Deniz Genç 1974 Türkiye birinci, dünya beşinci güzeli ve tasarımcı. Butik çıfıt çarşısı mübarek. Çerçeveler, takılar, incik boncuklar, tiyatro kostümü misali kılıklar, pullu payetli çantalar, eldivenler... Daha iyi bir tasvirle Aysel Gürel, Huysuz Virjin ve Banu Alkan'ın karışık gardırobu gibi işte. Herkesin bir tarzı var ama pul payet bizi bozar. Belki de ben zevksizim canım. Malum dergilerden bildiğiniz beş çayı Beymen Brasserie hatunlarının yüzde doksanı oradaydı. Malzemelere hepsi ayıldı bayıldı. Şen kahkahalar, dedikodular, gazetecilere poz vermeler eksik olmadı. Alan memnun, satan memnun. Ne yapalım Nişantaşı bu, her an her şey moda olabilir. Olabilir deee, sakın tencere tava hadisesini bellemeyelim, karizmayı ziyan etmeyelim. Bu sefer olmamış yani, olmamış!
|