Astımlı çocuğu olanlar peluş oyuncağa dikkat!
Pek çok aile astımın tedavisi olmadığını, ömür boyu sürdüğünü sanarak yanılıyor. İyi takip edilen, uzman kontrolünde olan astım, tedaviye olumlu yanıt veriyor. Astımı, allerji yapan etkenler tetikliyor. Bu sebeple, evlerde alerjenlerin barındığı; halılara, tüylü-yünlü oyuncaklara ve battaniyelere dikkat etmek gerekiyor
SSK Göztepe Hastanesi Çocuk Akciğer Hastalıkları Uzmanı Dr. Arif Kut, çocukluk çağında her 100 çocuktan 80'inin allerjik astıma yakalandığını, bu hastalığın korkulacak bir yanının olmadığını belirterek, "İyi takip edilirse, tedaviye olumlu yanıt veren astım konusunda ailelerin ve hekimlerin bilinçlenmesi gerekir. Hastalığın kontrol edilmesi önemli. İyi bir tedaviyle ve zaman zaman ilaç takviyesiyle, astım şikâyetlerini yok edebiliyoruz" diyor. Astım, tanım olarak, "zorlu solunum" demek. Dünyada çocuk yaş grubunda astım sıklığı yüzde 7-11 arasında değişiyor. Türkiye'de yapılan çalışmalar, çocuklarda astım sıklığının yüzde 2.2-9.8 arasında olduğunu gösteriyor. Uzun süreli bir hastalık olması ve zaman zaman solunum güçlüğü krizleri oluşturması nedeniyle, hastaların sıklıkla hastaneye başvurması ve bazen de yatırılarak tedavi edilmeleri gerekiyor. Böylesine yaygın ve kronik gidişli bir hastalık olan astımla baş etmenin ilk koşulu, hastalıkla ilgili bilgi sahibi olmaktan geçiyor.
BRONŞİYAL ASTIM NEDİR? Çocukluk çağı astımlarının 0-18 yaş arasındaki dönemde en sık rastlanan alt solunum yolu hastalığı olduğunu, üst solunum yolu hastalıklarının bademcik, sinüzit ve orta kulak iltihabı şeklinde görüldüğünü vurgulayan Dr. Arif Kut, "Hastanemizde en sık gördüğümüz çocukluk çağı solunum yolu hastalığı; astım. Sıkı takip gereken solunum yolu hastalıklarının yüzde 80' astım" diye konuşuyor. İstanbul'da astım görülme sıklığı yüzde 8-12 arasında değişiyor. Bu oran, Türkiye için ise, yüzde 4-16 arasında. Sahil şeridindeki illerde sık görülürken, Orta ve Doğu Anadolu illerinde daha az görülüyor. Hastalığın ortaya çıkış mekanizması; neden bazı çocuklarda ortaya çıkarken, diğerlerinde görülmediğini açıklıyor. Bu mekanizmayı Dr. Arif Kut şöyle özetliyor: "Astım, aslında daha çok modern çağın hastalığı. Yani; bir tür medeniyet hastalığı. Modern çağın çocukları, yani; apartmanda yaşayan, evlerinde kalorifer ile ısınan çocuklar sıklıkla yakalanıyor. Kır hayatı, hastalık ile bağdaşmıyor. Çocukluk çağı astımlarının yüzde 60-80'i allerjik kökenli. Astım; soluduğumuz havanın akciğerlere iletilmesini sağlayan bronşların zaman zaman daralması sonucunda; nöbetler halinde gelen solunum güçlüğü atakları, öksürük ve hırıltı ile kendini gösteren bir hastalık. Doktorlar astım için bazen 'spastik bronşit', 'astmatiform bronşit' ya da 'alerjik bronşit' gibi terimler de kullanabiliyorlar. Astım hastalığı, solunum güçlüğü krizleri halinde ortaya çıkabiliyor. Soluk alıp vermekte güçlük çeken çocuk; tıkanma duygusu, göğüste sıkışma, tekrarlayan öksürük ve balgam yüzünden zor günler geçirir. Bu nöbetlerin süresi ve sıklığı hastadan hastaya farklılıklar gösteriyor. Astımlı hastaların solunum güçlüğü atakları ve öksürükleri geceleri daha belirginleşir."
NÖBETLERE İLAÇLI TEDAVİ Astım nöbetleri ilaçlarla ya da kendiliğinden büyük ölçüde geriletiliyor. Nöbet sırasında bir hırıltı ya da vızıltı, çıplak kulakla hastanın yakınları, hatta kendisi tarafından bile duyulabilir. Bu sırada çocuğun solurken omuzlarının inip kalktığı, soluk alırken kaburgalar arasının içeri çöktüğü, karnının inip çıktığı ve burun kanatlarının açılıp kapandığı fark ediliyor. Çocuk, aşırı huzursuz ya da aşırı halsiz veya sakin olabiliyor, hatta bazı ağır krizlerde bilinç bozuklukları da görülebiliyor. Nöbet geçtikten sonra ise genellikle fizik muayenede hiçbir hastalık belirtisi elde edilemiyor; hasta tamamen normal görünüyor. Bununla birlikte, sık yineleyen ataklardan sonra bronşlarda kalıcı birtakım hasarlar geliştiyse, nöbet dışında da bazı inleme belirtileri duyulabiliyor. Bazen de astım, solunum güçlüğü nöbetleri olmaksızın, sadece tekrarlayan öksürükle kendini belli edebiliyor.
YAŞADIĞI ORTAMA DİKKAT EDİN Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arif Kut, astım ile kalıtım arasındaki ilişkiyi 'henüz ispatlanmamış olsa bile, varlığı bilenen bir gerçeklik' olarak kabul ediyor. Alerjik hastalıkların başında; astım, alerjik nezle, atopik dermatit gibi deri hastalıkları ve besin allerjileri geldiği için, eğer anne ve baba tarafında böyle bir hastalık varsa, çocukta herhangi bir alerjik hastalık riski artıyor. Özellikle anne faktörü, kalıtımda bir hayli söz sahibi. Dr. Kut, özellikle İstanbul'da astımlı çocukların yüzde 90'ında, altta yatan nedenin ev tozu akarları olduğuna dikkat çekerek, şunları söylüyor: "Polen allerjileri, ağaç, çimen, küf mantarları, hayvan tüyleri astımı tetikleyen diğer etkenler. Hastalığın kontrolü için, sıkı takip ve alınması gereken önlemlere uymak son derece önemli. Hassas bünye, doğumdan itibaren de astım ile iç içe geçebilir, 10 yaşında da ortaya çıkabilir, yetişkin dönemde de... Allerjenler, vücutta allerjik tablolara neden olan maddeler. Bunlar solunum, sindirim ve deri yolundan vücuda girerler. Astımda en önemli giriş kapısı; solunum yoludur. Solunum yolu ile vücuda giren allerjenlerin başında ev tozu akarları geliyor. Mesela; ev akarları, oda ısısında ve nemli ortamda kolayca ürerler ve insanların bıraktıkları deri döküntülerinden beslenirler. Bundan ötürü evlerde özellikle; yatak odaları, halılar, ev tozu, tüylü-yünlü oyuncaklar, yatak takımları ve giysiler bu hayvancıkların yaşaması için son derece elverişli ortamlardır."
OTLARDAN MEDET UMMAYIN Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arif Kut, sıklıkla karşılaştığı çocuk astımlarının alt gruplarına dikkat çekerek, bir bölümünün sonradan kaybolduğundan söz ediyor. Alt grupların üçe ayrıldığını söyleyen Dr. Kut, "Üç yaşında ve altı yaşında kaybolan tipleri var. Bir de ergenlikten sonra hafifleyen tipi var. Erişkin döneme kadar sarkan tipi de var. Tedaviye erken başlanması, doğru ilaç kullanılması, hastalıktan kurtulma şansını artırıyor. Hastalarda ne yazık ki, yanlış olan eğilim; bu hastalıktan kurtulmanın mümkün olmadığını sanmaları. Bir de, bazı otları, bıldırcın yumurtasını ve son dönemde yaygın olan aloe verayı kullanıyorlar. Ama bunların bilimsel olarak faydalı olduğu kanıtlanmış değil. Bu yüzden çok önermiyoruz. Çocukluk çağı astımı, tedaviye iyi yanıt veren bir hastalık. Korkulacak bir hastalık değil" diye konuşuyor.
|