Siyasetin fikirden arındırılması ve iyi yaşam
Her yüzyıl belli "toplumsal ve siyasal çelişkiler"le tanımlanır. Bu çelişkilere dönük ne tür çözüm önerileri ortaya koyulduğuna bağlı olarak da "ayrışmalar" yaşanır. O nedenle toplumsal ve siyasal tarihin kayıtlarında bir yüzyılı tanımlayan şey, barındırdığı çelişkiler ve bunlara dönük tartışmalar ve ayrışmalardır. Önümüzdeki yüzyılın en büyük tartışma konularından biri "iyi yaşam nedir?" sorusu etrafında dönecektir. "Neo-liberal kültür" ve "yeni sağ siyasetler" insanlığın önüne tek bir yaşam biçimi koyarak, bunun yegane iyi yaşam yolu olduğunu dayatmaktadırlar. Bu tavrın içinde "siyasetin fikirden ve hayata dönük tartışmalardan arındırılması" ve sadece sermaye çıkarlarının gereklerine göre kurgulanması yatmaktadır. "İyi yaşam" anlayışı da üretim-tüketim kısır döngüsünde kalmış bir statü haline getirilmektedir.
*** "Siyasetin fikirden arındırılması"çabası, geçen yüzyılın en kayda değer faaliyetlerinden biri olmuştur. Bu çok özel çaba, yaşamın belli bir iktidar biçiminin çıkarlarına uygun hale getirilmesinin ürünü ve son darbesidir. İdeolojilerin kötülüklerine vurgu yapılarak esasında "siyasi fikir" kavramı mahkum edilmeye çalışılmıştır. İdeolojilerin topluma dar elbise giydirmeye çalışan, insan gerçeğini siyasal mühendislik faaliyetleriyle ezen ve bir anlamda düşünceye sınır koyarak ancak belli bir düşünme biçimini esas kabul eden tavırlarına dönük eleştiriler, neo-liberal yaklaşmlar tarafından ustaca istismar edilerek tüm siyasi fikirlere karş bir kampanyaya dönüştürülmüştür. Bunun sonucu olarak da "tarihin sonu"na gelindiğine hükmedilmiş, tek bir siyaset biçimi ve tek bir iktidar formunun çıkarlarına uygun yaşam biçimi her yer ve tüm zamanlar için geçerli kabul edilmiştir. "İyi yaşam" tartışmaları da bu noktaya indirgenmiştir. Artık fikirden arındırılmış siyaset, mutlaklaşmış sermaye çıkarları ve sadece belli bir kültür dünyasına ait yaşam biçimi, "iyi yaşam"ın ölçüsü kabul edilmiştir. Herkesin buna ulaşması gerektiği, dünyanın her yerinde yapılan neo-liberal propagandanın omurgasını teşkil etmiştir.
*** Oysa sunulan bu "iyi yaşam"ın gerçekten neresinin "iyi" olduğu ve insan yaşamının amaçlarına uygun olup olmadığı çok derinlemesine incelenmelidir. Bu "iyi yaşam" anlayışı, temeli fikir ve tartışma olan "siyaset"i fikirden ve en temel insani tartışmalardan boşandırdığı için son derece dayatmacı bir alt yapıya sahiptir. Öte yandan sadece belli bir kültür biçimini tüm dünya için geçerli kılmaya çalıştığı için son derece asimilasyoncu karakter taşmaktadır. Belli bir sermaye biçiminin çıkarları uğruna tüm dünyaya nizam vermeye çalıştığından, özünde insan gerçeğiyle çatışan pekçok unsur taşmaktadır. Bu nedenle bugün egemen küresel kültür kodları içinde "iyi yaşam"dan bahsedildiği zaman, bu, dünyanın belli bölgeleri için tercih edilir birşey olsa da, geri kalanı için yoklukla, sefaletle, acılarla ve büyük gelecek belirsizlikleriyle dolu bir durumu ifade etmektedir.
*** "İyi yaşam" denilince, bunun herkes için olmasından bahsedilmelidir. Siyaset bu fikir temelinde kurgulanmalı ve herkesin iyiliği adına faaliyet gösteren bir alan olmalıdır. "Siyasi fikir" olmadan herkesin ortak çıkarını gözeten bir sermaye biçiminin ortaya çıkması, herkesin ortak refahını talep eden bir yapıya kavuşulması mümkün değildir. Bugün tüm insanlık için "iyi yaşam" isteyen herkes, "siyasi fikir"i düşüncenin temeli saymalı ve başka bir sermaye biçiminin ortaya çıkmasına daha çok kafa yormalıdır.
|