kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bu şehir arkamdan geliyor
Bu şehir arkamdan geliyor

Hümeyra gerçek bir İstanbul aşığı. Gönlünü kaptırdığı bu şehre gün gelip küstüğü, hatta onu terkettiği bile oluyor. Ama nereye giderse gitsin ondan kurtulamıyor, tıpkı Kavafis'in şiirindeki gibi
Öyle keyifli, öyle tatlı anlattı ki yaşadığı şehri, biz de hiç söze karışmadan Hümeyra sadece kendi cümleleriyle anlatsın istedik İstanbul'unu. Ve bakın sanatçı bize neler söyledi... "İstanbuldan kaçmayı çok denedim ve istedim aslında. Her seferinde de eşyalarımı topladım, yurtdışında evimi tuttum, yerleştim, 'Artık hiç dönmeyeceğim' dedim ama yapamadım... Çok da güzel şehirlerde yaşadım; Londra, Paris, San Francisco... Her birinde en az iki yıl. Ama İstanbul olmadan yapamıyorum, bu şehir benim arkamdan geliyor. Yani dönüp dolaşıp geleceğim yer burası, bunu anladım. Ben bu şehirde kocayıp, burada öleceğim.

Sardunya Restoran/Fındıklı

'İstanbul' dendiğinde ilk burayı düşünürüm. '97 yılında iki yıl süreyle ben işletmiştim Sardunya'yı hala da kendi yerim gibidir. Yurtdışından misafirlerim geldiğinde de burada ağırlarım. Özellikle yazları, güneş batımını izlemek doyumsuz bir keyif. Mükemmel bir aşçısı var, Ahmet Usta. Servisi de süper ve tabii ki manzarası. Hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz şeyler pişer mutfağında. Bir pastırmalı ızgara böreği ve kaşıkta pazı yaprağına sarılı levreği var ki, yeme de yanında yat! Tatlı olarak da mini çikolata suflesini tavsiye ederim. Bildik suflelere benzemez. Bıçağını değdirirsin, içinden çikolatalar akar ve sen o sıra aklını yitirirsin...

İşte hayalimdeki ev

Gemilerin yanaştırmak için kullanılan bu römorköre bayılıyorum, adı Kız Kulesi. Bunun bir de düdüğü vardır. Sardunya'yı işlettiğim yıllarda kıyıya doğru yanaşırken kaptanı sesini çok seviyorum diye yanaşırken hep öttürürdü düdüğünü, ben de el sallardım. En büyük hayalim birgün bunu satın alıp ev haline dönüştürmek. Bu römorkör benim evim olsun istiyorum. Dilediğim vakit alıp başımı gideyim, kıyıya yanaşıp arkadaşlarımı toplayayım, gezelim, sonra geri döneyim...

Çağdaş Market/Cihangir

Şarap dışında başka içki içemiyorum. İyi şaraba meraklıyımdır, en çok da beyaz şarap severim. Bir de peynir çeşitleri hiç eksik olmaz buzdolabımda. Yalnızca şarabın yanında değil, canım çeker elime koca bir kaşar peynirini alır yerim. Cihangir'de oturduğum yıllarda şarap ve şarküteri alışverişimi Çağdaş Market'den yapardım hep. Şimdi Beşiktaş'dayım, hala vazgeçemiyorum. Sahibi Esat Bey işini o kadar severek ve bilerek yapıyor ki, ona çok güvenirim. Müşterisini tanır, çok iyi ağırlar, yeni getirdiği ürünleri tattırır... Oğlum eşiyle Cihangir'de yaşıyor, şimdi onlar da alışverişini buradan yapıyorlar.

Ece Bar/Kuruçeşme

Yıllardır vazgeçemediğim mekanlar arasındadır Ece Bar. Canım birkaç kadeh içki içmek istediği ve hoş bir sohbet çektiğinde aklıma hemen burası gelir. Sahibi Ece Aksoy da (solda) çok eski arkadaşımdır ve özellikle onun o güzel mezeleriyle sofra keyfi bir başka olur. Her gidişimde beni yiyeceklerle şımartır ama ben az yiyorum diye de kızar.

Kuaförüm Emel

Alışveriş ettiğim yerler ve kuaför konusunda tutucu değilimdir aslında. Ama trafik beni öyle perişan ediyor ki, onun için örneğin her semtte bir kuaförüm vardır. Nişantaşı'nda, Cihangir'de, Etiler'de... Saç rengimin numarası hepsinde yazılıdır, hangisine yakınsam ona giderim. Serencebey'de evimin sokağında ise her acil durumda hayatımı kurtaran, baştacım bir Emel Hanım'ım var. Hem kuaförüm hem de çok iyi dostum o benim. Geçenlerde bana "Biliyor musun, ben Topkapı Sarayı'nı hiç görmedim" dedi. "O zaman bu pazar günü gidiyoruz" dedim. Aldım götürdüm, turistler gibi gezdik, resimler çektirdik...

5. Kat/ Cihangir

Cihangir'deki 5. Kat hem tek başıma hem de arkadaşlarımla birlikte çok sık uğradığım bir yer. Evime yakın, hoş, keyifli... Yemeklerine ve manzarasına bayılıyorum. İşletmecisi Yasemin Alkaya arkadaşım, mutfağa girip yemekleri kendi hazırlıyor çoğu zaman. Örneğin Kamboçya usulü zencefilli levrek ve karidesini çok seviyorum. Bir de "atıştırma tabağı" var, o da çok leziz. Öğünümü hafif geçirmek ya da şarabın yanında bir şeyler atıştırmak istersem, hemen ondan sipariş veririm.

İlknur Kızıltoprak

DİĞER YAŞAM HABERLERİ
 Yemek yerken zarafet önemli
 Lakerdanın tam mevsimi
 Çıtır çıtır taze börekler
 Bir Ömrün Kıyılarında
 Başka bir şehirde yaşamam imkansız
 Dünyanın en tatlı hediyesi çikolata
 Kozmetikte doğal mucizeler
 Görgü diploma kadar önemli
 Kuruyemişin keyfi başka şeye benzemez
 Tahminler elinizin altında
 Bu şehir benim için hastalık gibi
 Şarap bakkaldan sofraya getirilmez
 Sizin kahveniz hangisi?
 Kendi turşunuzu kendiniz kurun
 Atatürk dijital fotoğraf arşivi projesi
 Sezen mantı Özcan şiş sever
 Salondaki yerinizi ayırtın
 Kadıköy'de karnaval coşkusu
 Batan geminin içkileri satılıyor
    Yazarlar
    Alışveriş
  » Yaşam
    Ajanda
    Güncel
    Gezi
BALÇİÇEK PAMİR
Babamdan kalan geleneksel usulle balık...
İstanbullu çilede
İstanbullu çilede
İstanbul dün bir kez daha yağmur kâbusu yaşadı.
Başkan Topbaş Brezilya'daydı
Başkan Topbaş Brezilya'daydı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş dün Sao Pauo'daydı.
1000 genç yetiştirilecek
Başbakan'ın müzakere formülü net: İyi eğitim görmüş 1000'e yakın...
Asıl kıyamet içerdeki müzakerelerde kopacak
AB Genel Sekreteri Sungar, müzakere sürecinde yaşanacakları SABAH'a...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.