İlerleme Raporu hazırlanırken, Türkiye'nin üyeliğine karşı olan ülkelerin temel gerekçelerinin başta ekonomik ve demografik olmak üzere bazı temel korkulardan kaynaklandığı belirtiliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Jack Chirac gibi Türkiye'ye karşı olanların bazı gerekçeleri ise şöyle:
*Ülkenin yoksul bölümlerindeki Türkler iş bulmak için Batı'ya akın edecekler. Almanya ile diğer ülkelerin son 10 yıllardır yaşadığı deneyimler bu insanların topluma entegre edilmesinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
*Altyapısının, tarımın ve yönetimin AB düzeyine getirilmesi için devasa mali transferlere ihtiyaç duyulmasıyla Türkiye'nin büyüklüğü, AB bütçesini zorlayacak.
*Mevcut demografik yapıda, Türkiye üye olduğunda AB'nin en büyük ülkesi olacak. Böylelikle Türkiye, Avrupa Konseyi'nde en geniş oy hakkına ve Avrupa Parlamentosu'nda da en fazla sayıda sandalyeye sahip olacak. Bu durum halihazırda tedirgin olan Avrupa kamuoyunun kaygılarını artırabilir.
*Kamuoyu yoklamaları Avrupa kamuoylarının Türkiye'nin üyeliğine karşı çıktığını ve AB'nin kendilerinin demokratik isteklerine saygı duyması gerektiğini düşündüklerini gösteriyor.
*Türkiye'nin katılımıyla AB, Irak, İran ve Suriye ile komşu olacak. Bu durum, ülkeler arasında sınırların olmadığı bir AB içinde Türkiye üzerinden Avrupa'ya gelecek olan yasadışı göçmen akışını durdurmayı zorlaştıracak.
*Kağıt üzerinde iyileşme kaydedilse de Türkiye işkence gibi insan hakları ihlalleri ve rüşvet konularında eleştirilere maruz kalmayı sürdürüyor.
*Coğrafi ve kültürel olarak Müslüman Türkiye Avrupalı olmaktan çok Ortadoğulu ya da Asyalı. Türkiye'nin birliğe kabulü karar alma mekanizmasını karmaşıklaştıracak ve AB'nin zaman içinde daha gevşek ve etkinliği daha da azalmış bir birlik olmasına yol açacak.