Sosyetik demokrasi
İsmail Cem, Deniz Baykal'la birlikte "Yeni sol"un kitabını yazdı. İsmail Cem, SHP'ye katıldı. İsmail Cem, SHP'de başkan adayı oldu. İsmail Cem, SHP'den ayrıldı. İsmail Cem, yeniden kurulan CHP'ye katıldı. İsmail Cem, CHP'den ayrıldı. İsmail Cem, DSP'ye katıldı. İsmail Cem, YTP'yi kurdu. İsmail Cem, CHP'ye katılma kararı aldı.
*** "Gazeteci" İsmail Cem ile bir dönem, saygı duyarak çalıştım. "Sağlık sorunları" olan İsmail Cem'e içten geçmiş olsun derim. Ama bütün bu devinimlere şimdi "Solda birlik" demenin alemi var mı? Uzun uzun her iki "lider"in, birbirleri, ayrı oldukları zamanlarda bir diğerinin partisi için söylediklerini filan bir kenara bırakalım. Her ikisi de, medyadaki "Solda birlik" başlıklarına nasıl bir duyguyla bakıyorlar acaba? "Medya" ile bir şey oldum, olacağım zanneden, medya ile sürünür. Pusulasını da, sağını "Sol"unu da şaşırır. Her gün medya eliyle yeniden doğdum zanneder, ebesi bir göbeğini keser, bir soluğunu.
*** "Ayrılık" üstüne bu ülkeyle, bu halkla hiçbir şey paylaşmayanların, gerçeği telaffuz bile edemeyenlerin, kimlerin marifetiyle ayrıldıkları, yeni yollar aradıkları üstüne bir gıdım özeleştiri bile yapmayanların "birleştik" demesi hazindir. Maalesef, aradaki onca şikayetlerine rağmen, Baykal da, Cem de, medya sahnesinde, medya dostluklarıyla, ilişkileriyle var olmaya çabalamaktan, politika ve halk sahnesinin gereklerini ıskalayıp durdular. Baykal, İş Bankası yönetiminde bulunan partisinin, bu bankanın medya alacakları yahut bir medya grubuyla petrol işinde ortaklığı üstüne nasıl bir muhasebe yapabildi acaba? Tam genel seçimler öncesinde, büyük medya, "İsmail Cem-Hüsamettin Özkan"ın, bir ara Kemal Derviş'le de anılan YTP'sinin organizatörlüğünü yaparken, neden bankadaki CHP temsilcilerini değiştirerek gözdağı verdi? Erdal İnönü, kendinden menkul de olsa, "Solda birlik" deyip bir parti kurmak için yola çıktığında, büyük bir gazetenin manşetinden "İnönü'nün vurulması", "parti-banka-medya" paslaşmasının ürünü değil miydi? Hem bankada, hem partide "Baykal'ın çok yakını" olan birisi, manşet düzdürürken, "Solda birlik" adına mıydı?
*** Madem "Solda birleşecek" kadar iyileşmiştir; İsmail Cem'den de, her işini gördürdükten sonra "Ecevit'i çöpe atma" kararı veren büyük medya ile büyük sermayenin YTP tasarımının öyküsünü dinlemek hakkımız. O dönem, hangi medya gruplarının hangi temsilcileriyle paslaştı, kendisi ve yoldaşı Hüsamettin Özkan? Hangi destekler vaat edildi; "Bunu halk istedi" diye YTP'yi pohpohlayan manşetler nasıl kotarıldı? Ve AKP ile birlikte, Cem'in küsurat partisi de, kirli bir mendil gibi nasıl medya çöplüğünü boyladı?
*** Bunlara dair hiçbir özeleştirin, hiçbir sıkıntın, hiçbir "Biz ne yaptık?" utancın olmasın; sonra el sıkış, olsun "Solda birlik". Manşetlere bak, "Solda birlik" adına kendi suretine hayran ol! Manşetle ayrıl, manşetle birleş ve "sol" ol! "Sosyal demokratlık" başka şey, "sosyetik, medyatik demokratlık" bambaşka!
|