kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Olamaz' diyenlere inat oldu!
'Olamaz' diyenlere inat oldu!

Konservatuvara başvurduğunda, "Şehla bu çocuk, oyuncu olamaz," dediler ama o televizyonda ve beyazperdede büyük başarılara imza attı. Çocuğun ç'sini duyduğu zaman kaçarak uzaklaşırdı ama sevdiği kadınla evlendi ve baba oldu. Kısacası, Ozan Güven olamaz denen her şeyi 'oldurdu'.

Önce "İkinci Bahar" ardından, "Bir İstanbul Masalı"... Oyunculuktaki yeteneğini bu iki dizi ile gözler önüne seren Ozan Güven, Harper's Bazaar dergisinin ekim sayısına konuk oldu. Dilara Pekel, genç oyuncu ile onun azmini ve 'olamaz'ları nasıl başardığını konuştu...

* Uğur Yücel sana, "Bir çift yeşil gözle oyuncu olunmaz" dedi. Sonra ne oldu?
Sonra ne oldu? Sahi ne oldu sonra? Sette söylemişti onu bana, Balalayka'nın setinde.

* İstersen önce Uğur Yücel'in senin üzerindeki etkisiyle başla, sonra yeşil göze gel...
Uğur Yücel'in çok iyi bir oyuncu yönetmeni olduğunu ve her şeyi herkese oynatabileceğini düşünüyorum. Ama söylediği şey de çok önemli. Bir çift yeşil gözle hakikaten oyuncu olunmuyor. Daha bir sürü şey yapmanız, kendinize bir sürü şey katmanız, yetenekli olmanız, çok çalışmanız, işi ciddiye almanız ve çok başka donanımlara sahip olmanız gerekiyor. Eğer çok manasız bakıyorsa gözleriniz, zaten konu mankenliğinden öteye gitmiyordur olay.

* Neler ekledi Uğur Yücel sana?
Bana hep 'suratına basma' derdi. Bir insan yarım saat üst dudağı yukarıda konuşabilir; farkında olmadan yapılan bir şeydir bu. O yüzden, durmayı, bakmayı ve kendimle çok oynamamayı, kelimeler yetiyorsa başka bir şey yapmanın zaten gereksiz olduğunu, İkinci Bahar setinde öğrendim.

* Bu şehlalık durumu nedir peki?
Tedavi görüyorum şu anda.

* Senin için, "Bu çocuk şehla, bundan oyuncu olmaz," demişler.
Şaşıyım diye konservatuvara alınmadım ama şimdi tutup da, "Yıllar geçti ve şaşı olmama rağmen bakın nasıl da oyuncu oldum" deme gereği duymuyorum. Çünkü henüz bir şey yaptığımı düşünmüyorum.

* Bir Ozan Güven kasırgası var ülkede, ama Ozan'ın pek umurunda değil gibi.
Ya, bu çok yalan bir dünya. Atıyorum 35 bölümlük bir dizi çekiyorsunuz, her perşembe ya da pazartesi günü bu dizi seyrediliyor ve insanlar birilerini fiziği iyi olduğu için beğeniyor. Ama ömrünüz sadece 35 bölüm. Bunun bilincinde yaşamak en doğrusu diye düşünüyorum. Bana pek dürüstçe gelmiyor. Seneye diziniz yoksa, siz de yoksunuz gibi bir durum var. 'Kendimi yakışıklı bulan bir adam değilim' demiyorum. Evet, eli ayağı düzgün bir adamım. Ama Türkiye'de sırf bu yüzden beğeniliyorsam ve iş yapıyorsam, beni beğenmesinler daha iyi. Gelecek sene bir dizide oynamayacağım mesela. İstanbul Masalı bitecek ve o zaman bu ilgi olmayacak.

* İstanbul Masalı bitince sırada ne var?
Gora başlayacak ekimde. Hiçbir zaman çok bölünmek, aynı anda birden fazla işte yer almak gibi bir niyetim olmadı. Hatta televizyon dizisi çekerken, bir yandan da sinema filmi çekmeyi çok manalı bulmuyorum. İstanbul Masalı bittikten sonra, şartlarım da uyarsa, bir süre dizi çekmeyi düşünmüyorum. Ama bu, dizi çekmeye karşıyım demek değil.

* Peki, şimdiye kadar hangi rolünde kendine, "Ozan, oğlum saçmalamışsın" dedin?
Patlattığım birkaç sitcom var. Yani daha başlamadan biten (gülüyor). Türkiye'de çok tutan işlerimde bile kendimle ilgili problemlerim oluyor. Çok başarısız buluyorum zaman zaman kendimi, ama Aslı ile Kerem'de hiç beğenmedim.

* Neden?
İlk defa komedi oynuyordum ve ilk kez bir sitcom yapıyordum. Onu da denemek istedim. Ama çok başarılı bulmadım kendimi. Çok daha iyi olabilirdi, mesela şimdi çekilse çok daha iyi olabilir. Ama işte oyunculuk öyle saçma bir şey. Filmi bir daha çekemiyorsun; insanlar bir defada oynayıp gidiyorlar. Güzel olursa oluyor, olmazsa olmuyor.

* Gora'ya gelelim. Bu filmde bir eşcinseli canlandırdın.
Robottu o. Rolüme nasıl hazırlandım diye sormayacak mısın bana?

* Hayır, sormayacağım.
Altı ay eşcinsel robotlarla yaşadım (gülüyor).

* Çok farklı bir rolde izleyeceğiz Ozan Güven'i, eminim çok da eğlenceli olacak, ama senin için bir tabu yıkıldı denebilir mi?
Öyle bir durumum yok. Mesela, daha önce Ümit Ünal'ın yönetmenliğini yaptığı '9' adlı filmde oynadım. Orada başka birini canlandırdım, yani bana göre farklı bir tarzı vardı. Gora da çok keyifli bir süreçti. Ama çok da zor geçti. Üç ay 80 derecede Antalya'da çekim yaptık. Bir de benim için bir ilk oldu. Çünkü Türkiye'de ilk defa uzayda geçen bir filmde, eşcinsel bir robot karakteri vardı, onu da ilk ben oynadım. Cidden çok keyifli ve enteresan bir tecrübeydi.

* Özel hayatına gelelim biraz. Çok genç yaşta baba oldun. Ali Ateş doğduğunda neler hissettin?
Bir erkek baba olmadan ölmesin ya. Çok acayip bir şey. 30 yaşındayım ama yepyeni, hayatımda daha önce olmayan bir duyguyla tanıştım. Aşk, sevgi, nefret gibi bilinen bir duygu değil bu, gerçekten tarifi yok. İnanamıyorsun. "Ben şimdi babası mıyım, oğlum mu var benim?" deyip duruyorsun. Gece kalkıp nefesini kontrol ediyorsun, yanaklarını ısırmamak için kendini zor tutuyorsun.

* Bu arada okul ne durumda?
(Gülüyor) Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Modern Dans Bölümü son sınıf öğrencisiyim hâlâ. İnşallah bu sene bitecek.

* 'Geleceğe dair plan kurmuyorum' dedin, ama mutlaka aklından geçen bir şey vardır?
Var. İyi bir oyuncu olmak istiyorum. Türkiye'nin en iyi erkek oyuncusu olmak istiyorum.

* İlk ödülünü aldığında - Türkiye'nin Umut Vaat Eden Genç Oyuncusu Ödülü- ne hissettin?
Ağır sorumluluk dedim. İzlendiğini anlıyorsun ödül aldığın zaman. Çok da açıklayamıyorum ama insana kendini iyi hissettiriyor ödül almak.
DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Askeri İdadi'de Atatürk'ü anacaklar
 Oyun Atölyesi perdelerini açıyor
 Prodigy çılgınlığı
 Tasarımcılar Nokta'da buluşuyor
 İftar sofralarınız için lezzetli mönüler
 Huysuzluğunu sorun etmeyin
 Erkekler neden aldatır?
 Ajanda
 İstanbul Sinema Rehberi
HAKAN & UTKU
AB'ye girince
Pek olacakmış gibi gözükmüyor ama oldu...
AYŞE TÜTER
Mutfakta lezzet güneşi
Yuva kebabı
Soğanı,...
Çocuğunu eve kapatma hastalığa davetiye çıkarma
Çocuğunu eve kapatma hastalığa davetiye çıkarma
Adeta pamuğa sararcasına korunan çocuklar, hastalıklara karşı...
Çocuğunuzun aşı takvimi
Çocuğunuzun aşı takvimi
1- Karma aşı: (Difteri + Boğmaca + Tetanos) Bebek; iki, dört,...
Sosyete de
Sosyete de "P.T.T." modası
Önceden bir gecede birkaç kapı aşındıran İstanbul'un elitlerinde...
"İki yıl önce mallarımızı ayırmıştık"
Evlilik hazırlığındaki ve evli çiftlerin mutlaka evlilik kontratı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.