|
|
|
|
|
|
En iyi Türkiye raporu
AB Komisyonu, yarın sunacağı raporla liderlere, Türkiye'nin müzakerelere başlamasını tavsiye edecek. 163 sayfalık raporda son bir yıllık değil 5 yılda kaydedilen ilerleme ve artılar ön planda.
Türkiye için yarın, Avrupa Birliği (AB) sürecindeki tarihi günlerden biri. AB Komisyonu, Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlayıp başlamamasını netleştirecek İlerleme Raporu'nu açıklayacak. Son 5 yılın "fotoğrafını çekecek" durum tespiti yapılan raporda sonuç ve tavsiye bölümleri henüz netleşmedi. Son şekli yarın sabah verilecek raporu kaleme alan AB Komisyonu Genişleme Dairesi, 17 Aralık'ta Brüksel'de (Belçika) biraraya gelecek AB devlet ve hükümet başkanlarına "Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasını" tavsiye edecek. İlerleme Raporu'nda son bir yılın değerlendirmesi yerine Türkiye'nin son 5 yılda attığı adımlar ayrıntılarıyla yer alıyor. Daha önce müzakereleri sürdürdüğü ülkelere uygulamadığı bir yöntemi ilk kez Türkiye'ye uygulayacak olan AB, raporda "müzakereleri her an askıya alma hakkını saklı tuttuğunu" belirtecek. Demokrasi ve insan hakları konularında sorun yaşanması halinde Komisyon müzakereleri tek taraflı olarak durdurabilecek. İşte Türkiye'deki ilerlemelerin yıllık yerine 6 aylık raporlarla takip edilmesini de isteyecek İlerleme Raporu'nun son taslak metni:
Sivil otorite ağır basıyor Askerler üzerinde sivil kontrol güçlendirildi. MGK Genel Sekreterliği'ne ilk kez bir sivil atandı. YÖK ve RTÜK'ten askeri üye çıkarıldı. Ordu-sivil ilişkisini AB standartlarına uydurma süreci gündemde. Silahlı Kuvvetler bazı gayri resmi kanallar aracılığıyla etkinlik kurma çalışmalarını sürdürüyor. Dış politikada politikada AB ile uyum sağlandı.
Kıbrıs Türk hükümeti çeşitli kereler Kıbrıs'ta bir çözüm bulunmasını desteklediğini ilan etti. Kıbrıs Türk halkını plana evet demeye çağıran referandumu destekledi. Kıbrıs Türk toplumunun büyük kısmı planı onaylarken, Kıbrıs Rum toplumu çoğunlukla reddetti. Türk-Yunan ilişkileri de 1999'dan bu yana dramatik bir şekilde gelişti.
Zana, simgesel özellikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanması için 2002'den bu yana Türkiye giderek artan bir çaba içine girdi. Leyla Zana ve arkadaşlarına ilişkin karar, reformların uygulanması konusunda yargının farklı dallarında yaşanan zorluklar açısından simgesel bir özelliğe sahip.
Ekonomi de "tatmin edici" Ekonomi alanında kısa vadeli hedefler kısmen tutturuldu. Doğrudan yabancı yatırımı kolaylaştıracak yasal düzenleme iyileştirildi ve makroekonomik konularda AB ile yürütülen diyalog tatmin edici. Orta vadeli hedeflere ilişkin bazı konulara ilişkin çalışmalar sürüyor. Tarım ekonomisinden hizmet ekonomisine geçildi.
Savunma hakkı uyumu Uluslararası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri'nin yasalar üzerindeki üstünlüğü anayasaya yerleştirildi. DGM' kaldırıldı. Savunma hakkının Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesinde gelişme sağlandı. Yargıtay gibi yüksek mahkemeler, siyasi reformları yansıtan kararlar verdi.
Daha büyük hoşgörü Azınlıklar, bazı ayrımcı uygulamalarla karşılaşmaya devam ediyor. Üst düzey yönetim ve askeri kademelere yükselmekte zorlanıyorlar. Kürtçe'nin kullanılması ve Kürt kültürünün çeşitli şekillerde dile getirilmesinde daha büyük bir hoşgörü var. Yerlerinden edilmiş insanların durumu hâlâ kritik.
Din adamı eğitimi zorda Her ne kadar din özgürlüğü anayasanın garantisi altındaysa da gayrimüslim topluluklar engellerle karşılaşmaya devam ediyor. Vakıfların yönetimi ve din adamı eğitimi alanında sorunlar yaşanıyor. Heybeliada Ruhban Okulu halen açılmadı. Aleviler halen dini bir topluluk olarak görülmediğinden bazı sorunlarla karşılaşıyor.
Gazeteci davaları endişe verici Temel hakların uygulama alanını genişletmeye yönelik 2001'den bu yana çok sayıda değişiklik yapıldı. İfade özgürlüğünün uygulanmasına yönelik çok sayıda yasal kısıtlama kaldırıldı. Anayasal değişikliklerle basın özgürlüğü güçlendirildi. Bununla birlikte gazetecilere açılan davaların sıklığı endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
Kötü muamele var İşkence ve kötü muameleyle mücadelenin güçlendirilmesi amacıyla belirgin çaba sarf edildi. Buna karşılık uygulamada tutuklulara genelde hakları hakkında bilgi verilmiyor. İşkenceye karşı sıfır hoşgörü politikasını yürürlükte. Her ne kadar işkence artık sistematik değilse de, işkence ve kötü muamele olaylarına rastlanıyor. 2000'den bu yana cezaevi sistemi belirgin bir biçimde iyileştirildi.
Aile içi şiddet halen sorun Kadın-erkek eşitliği reformlarla güçlendirildi. Buna karşın ayrımcılık ve ev içi şiddet konuları sorun olmaya devam ediyor. Güvenlik kuvvetlerinin gözaltında kadınlara şiddet uygulamaları konusunda azalma var.
Fikret AYDEMİR
|
|
|
|
|
|
|
|
|