|
|
Siyasette şaşmak ve dalmak olmaz
İstanbul Erkek Lisesi'ndeki Almanca hocam Dr. Kopp'un anlattığı o fıkrayı unutamam. Adam gerilip gerilip bir hışım koşuyor, kafasını bütün gücüyle duvara vuruyormuş. Önce müthiş bir acı ile kıvranıyor sonra kahkahalar atıyor; hemen ardından da yeniden gerilmeye başlıyormuş. Sonra yine aynı hareket: hızlı bir koşu, küt diye kafayı duvara çarpış. Kan revan içinde inleyiş. Nihayet suratta müthiş bir mutluluk ve gülümseme... Adam bu garip süreci tekrarlayıp duruyormuş. Olayı merakla izleyenler dayanamayıp sormuşlar: "Hayırdır hemşerim! N'oluyor?.." "Çok iyi oluyor" demiş adam, ""Acı geçince o kadar hoşuma gidiyor ki. Tadına doyum olmuyor!"... Sizce bu fıkra nereden gelmiş olabilir aklıma?.. 'İletişim dehası' siyasilerin, Sayın Başbakan'a çizdikleri stratejilerden olmasın. Ya da AKP'nin YÖK'de, TCK'da ve AB ilişkilerinde uyguladığı dahiyane iletişim stratejileri sayesinde kafasını duvardan duvara vurmasından. Bir de Dücane Cündioğlu'nun 12 Eylül'de yayınlanmış bir makalesi var şu sıra aklımdan çıkmayan. Haddimi zorlayarak özetini aktarayım:"...(Çoğu kimse) düşünce sahibi olabilmek için 'düşünmek', düş sahibi olabilmek içinse 'düşlemek' gerektiğini farketmez... ...Sanatçılar düşlerler, düşlere dalarlar ve fakat dalgın olmazlar. Onların payına düşen şaşmaktır, şaşrmaktır, şaşakalmaktır; dalgınlık de- ğil! Dalgınlık düşünürün bacaklarına dolaşr. Hangi halde olurlarsa olsunlar, nasıl bir ortamda bulunurlarsa bulunsunlar düşünen kişiler dü- şünürlerken dalmakla kalmazlar; aynı zamanda dalgınlaşrlar da... ...Bu dünyada şaşkınlığın bedeli ödenmedikçe sanatçı, dalgınlığın bedeli ödenmedikçe düşünür olunamaz; zira şaşkın şaşkın dolaşmak sanatçıların, dalgın dalgın dolaşmak düşünürlerin şanındandır. Doğrusu, utanılacak bir tarafı da yoktur bu zaafların. Gözü açıklara, yani uyanıklara gelince, onlar ne şaşarlar, ne dalarlar, onlar bir tek bakarlar. Nitekim siz hiç başarılı siyasetçilerin veya tüccarların herhangi bir şeye şaştıklarını veya daldıklarını gördünüz mü? Öyle ya, bir süreliğine olsun şaşsalar veya dalsalar, ne para kazanabilirler, ne de iktidar sahibi olabilirler! Sözün özü, şaşkınlık veya dalgınlık siyaset ve ticarette başarısızlığın, sanat ve felsefede ise başarının alametidir. Hangi yolu seçece- ğiniz size kalmış"... Bu satırları okuduktan sonra bizim siyasetçileri, iş adamlarını, reklamcıları ve reklamları şöyle bir gözümün önünden geçirdim. Siz de yapın çok eğlenceli oluyor... Hangisi şaşmamış ve dalmamış, ya da şaşmaya ve dalmaya ve de bunun doğal sonucu batmaya namzet hemen görüyorsunuz...
|