'Benim ineğim günde 37 kilo süt veriyor'
Erol Göker, Global Menkul Kıymetler Şirketi'nin 3 kurucu ortağından biri. Sanırım 1991 yıllarıydı. Borsa o zamanlar bir avuç insanın ilgilendi- ği sığ bir piyasa idi. Hesap uzmanı olan Göker, Mehmet Kutman ve Sami Erol ile bir araya gelerek Global'i kurdu. Bu insanlar sermaye piyasasındaki geleceği görmüştü Haklı çıktılar. Kurdukları şirket, 13 yıl içinde Türkiye'ye yaklaşk 4 milyar dolar yabancı sermaye gelmesine aracılık etti. Piyasanın en önemli oyuncularından biri oldu. Göker, bazı olaylarında da etkisiyle şirketteki aktif görevini bıraktı. Şimdi ne mi yapıyor? Süt inekçiliği. Burhaniye'de 500 büyükbaş hayvanı olan bir çiftlik kurdu. İnzivaya mı çekilmişti? Hayır. Göker, tarım ve hayvancılık alanındaki boşluğu gördü.
İnekler 70 kelime anlar Perşembe günü, MTV'de yayınlanan Business Class programında Göker konuğumdu. Hiç finans konuşmadık. Sadece ineklerden bahsettik. Göker günlerini inekleriyle geçiriyor. İneklerin sanılanın aksine akıllı hayvanlar olduğunu söylüyor. "Gruplar halinde ama birlikte yaşarlar. Ağırbaşlı, çevik ve uysaldırlar. 70 kelimeye kadar anlarlar. Her grubun lideri vardır. Mesela makine çalıştığında süt sağım zamanı geldiğini bilirler. Lider, inekleri makineye götürür ve tek sıraya sokar, işleri bitince kendisi süt verir. Onlar da sizin gibi, benim gibi temizliğe ve yediklerinin kalitesine, lezzetine önem verirler." Göker, ineklerinden sevgiyle bahsediyor. Onları bilimin ışığında besliyor. Çiftliğinde suni tohumlamadan, embriyo transferine kadar (döllenmiş yumurtanın ana rahmine yerleştirilmesi. Yani kendi ineğinizi, gelişmiş başka bir ırk inek için kiralık anne olarak kullanıyorsunuz) pek çok yöntemi uyguluyor. Karşlığını ise nasıl aldığını şöyle anlatıyor: "Türkiye'de bir inek ortalama günde 7 kilo süt verir. Benim ineklerim günde 37 kilo süt veriyor. Beş yıl önce işe başladığımda anladım ki Türkiye'de bu işi layıkıyla yapan doğru dürüst işletme yok. Yolun çok ba- şndayız. En büyük sermayemiz tarım ve hayvancılık. Çevremizi besleyecek güneş-su ve toprak bu ülkede var. Sadece müteşebbis eksik. "Göker para kazanırken, hem de çoluk çocuk tüm ailesinin ya- şam tarzını değiştirmiş. Halk arasında bir deyim vardır: "Tarlan varsa içinde, teknen varsa kıçında duracaksın." "Haklısın" diyor. "Bu işin başnda olacak, sevgiyle büyüteceksin. Bizim pazar öylesine büyük ve sınırsız ki... Dünyanın en az süt içen ülkelerinden biriyiz. Halbuki, İngiltere'de belediye evlerin önüne bedava süt koyar. Nedeni basit. Süt içmeyen insanlar 35 yaşndan sonra yakalandıkları hastalıklardan dolayı devlete yük olurlar. Bizde ise ilkokula çağına gelmiş ama hiç süt içmemiş çocuklar var. Hatırlayın, okullara bedava süt dağıtılıyordu. Pek çok öğrenci süt alerjisi oldu. Nedeni ana sütünden sonra hiç süt içmemiş olmalarıydı."
Toprak bölünmesi sorun Göker, temel problemi ise şöyle anlattı: "Geçen hafta Çankırı-Kastamonu arasında Ilgaz Dağları eteklerine gittim. İnanılmaz bir yer. Türkiye'nin en çok yağış alan bölgesi. Yani et hayvancılığı için ideal bir alan. İnsan beli uzunlu- ğunda ot var. Ama kilometrelerce alanda tek bir hayvan yoktu. En büyük sorunu toprak. Bu ülkenin yüzde 80'ni devletin elinde. Geri kalan ise miras yoluyla bölüne bölüne, sahiplik adeta peçete boyutlarına indi. Diğer sorun, kaçak hayvan girişi. Önü alınamıyor. Hastalıklar ile baş etmek istiyorsak, bu ticareti bitirmeliyiz. Bakın Hollanda'ya. Güneşi gördüklerinde nerdeyse bayram ederler. ABD'nin tarımsal ithalatının yüzde 30'unu bu ülke yapar. Lezzetsiz domates buradan gider. En lezzetli domates bizdeymiş! Dünyaya satacak kadar üretemiyorsak neye yarar ki..." "Sermayeniz küçük veya büyük olsun, tarım alanında size kazandıracak mutlaka bir iş var" diyerek yatırımcılara çağrı yapan Göker'i büyük bir keyifle dinledim.
|