Yaklaşan Çin fırtınasından en çok tekstil etkilenecek diye beklerken, 100 milyon dolarlık ihracat yapan Taha Holding'in patronlarından Vahap Küçük, "Malatya'da olmamız ve mağazalarımız en büyük sigortamız" diyerek korkmadıklarını söyledi.
Girişimci işadamları Başbakan Erdoğan'ın Muş konuşmasına kilitlendi. Anadolu'da yatırım yapmak üzere arsa satın alan, projelerini hazırlayan işadamları teşvik yasasının yatırımını daha önce yapmış olanları kapsamaması nedeniyle hem hayal kırıklığına uğramış hem de planlarını dondurmuştu. Neyseki geçen haftalarda Muş'u ziyaretinde teşvik yasasında eskilere haksızlığı giderecek bir düzeltme yapılacağı yolunda konuşan Başbakan işadamlarını sevindirmişti. Ama nedense arkası gelmedi. Anlatılanlara bakılırsa, Başbakan Erdoğan bazı bakan ve bürokratların direnişiyle karşılaştı. O yüzden de uygulamada henüz bir değişiklik olmadı.
KOMŞUDA TEŞVİK VAR Bu girişin tabi ki bir sebebi var. Geçen hafta Malatya'da yüz milyonlarca dolarlık ihracat gerçekleştiren Çalık Grubu ile Taha Holding'in fabrikalarını ziyaret ettik. İki grup da Malatya'daki yatırımlarını büyütme planları yapıyordu. Ancak yeni teşvik yasasıyla hemen yanı başlarında kurulan fabrikaların işçi başına 145 milyon liraya ulaşan avantajları yüzünden planlarının sekteye uğradığını öğrendik. Malatya'nın en büyük yatırımlarından birini Vahap ve Mustafa Küçük kardeşler ile İsmail Hakkı Kısacık ve Şefik Yılmaz Dizdar'dan oluşan dört ortaklı Taha Grubu gerçekleştirmiş.
YATIRIMLAR BEKLİYOR Organize Sanayi Bölgesi'nde son derece modern bir fabrika kuran Taha, şu anda İngiliz Marks&Spencer'ın ikinci büyük üreticisi konumunda. Malatya'daki fabrikadan yaklaşık 40 milyon dolarlık ihracat sadece Marks&Spencer'a yapılıyor. Grubun Safranbolu, İstanbul ve Adapazarı'nda da tekstil ve konfeksiyon üreten fabrikaları bulunuyor. LC Waikiki'nin sahibi Taha Holding'in patronlarından Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Malatya'daki fabrikalarının yanında 100 dönüm arsa daha satın aldıklarını ancak planladıkları projeye teşvik yasası yüzünden başlayamadıklarını söyledi. Küçük'ün tekstil ve konfeksiyon sektörünün gidişatına ve Çin rekabetine karşı kendilerini nasıl koruduklarına ilişkin anlattıkları sadece bu sektöre değil, diğer sektörlere de örnek olabilecek nitelikte...
* Malatya'da 100 bin dönüm arsa daha satın almışsınız. Ama teşvik yasası eski yatırımcıyı zor durumda bırakıyor diye yatırımdan bir anlamda vazgeçmişsiniz. Proje devam etseydi, kaç kişi istihdam edilecekti? Taha Grubu olarak biz sadece bir sektöre odaklandık. O da tekstil ve konfeksiyon. Yeni projemiz dokuma-konfeksiyon fabrikası kurmaktı. 5 milyon dolarlık bir projeydi ve bin kişiyi istihdam edecektik. Teşvik yasası değişmezse her ay 200 milyar kaybımız oluyor ve yanımızda yeni kurulan fabrikalarla rekabet etmemiz çok zorlaşıyor.
* Yeni kurulan fabrikalar sizin çalışanlarınızı almaya başladı mı? O da ayrı bir sorun. Biz eğitime 500 bin dolar para harcıyoruz. Biz eğittiğimiz insanların o fabrikalara biraz daha fazla para veriyorlar diye gitmesini istemiyoruz. Büyük şirketlerle centilmenlik anlaşması yaptık ama tek tük giden oluyor tabii. Yeni fabrikaların işçi başına 145 milyon lira teşvikten dolayı avantajları var.
* Çin fırtınası yaklaşıyor. Türkiye'ninbir dönem ihracatta lokomotifi tekstil ve konfeksiyondu. Ama şimdi herkes Çin'den en çok etkilenecek sektör diye tekstili bekliyor. Siz korkmuyor musunuz? Biz korkmayalım diye Anadolu'da yatırım yaptık. Malatya'daki, Safranbolu'daki yatırımımız bizi rekabette en az 5 yıl daha avantajlı duruma getirdi. Ömrümüzü uzattı yani. Sadece bu da değil. Biz perakendeye girerek kendimizi sigortaya da aldık. Şimdi biliyoruz ki önemli olan kuvvetli kanallarınızın olması. Yoksa gidip üretimi başka bir ülkede de yapabilirsiniz.
* Risk gördüğünüz zaman başka ülkelerde üretecek misiniz yani? Tabii ki. Fason üretimle ancak belli bir yere kadar gidilebilir. Biz de Çin'e ve Bangladeş'e üretim yapabilir miyiz diye bakıyoruz. Bangladeş için proje hazırladık ama şimdilik bekliyoruz. Bu ülkelerde ofisimizi açtık. Çin karşısında avantajlı olduğumuz konular var. Esnekliğimiz örneğin. Biz Avrupa'nın istediği bir koleksiyonu onlara bir ay sonra teslim edebilecek esnek üretime sahibiz. Fiyatı yüzde 15 pahalı dahi olsa Avrupa bizi tercih ediyor. Çünkü beklemeye tahammül yok.
* Fabrikayı gezerken daha çok bayanlara yönelik üretim yapıldığını gördük. Tercihin özel bir nedeni var mı? Aslında bunu diğer tekstilcilere de tavsiye ederim. Bayana yönelik üretim her zaman rekabette avantaj sağlıyor. Çünkü kadın modası çok sık değişiyor. Öyle erkeklerinki gibi değil. Ayda bir yeni modeller sunuluyor. Dolayısıyla hız çok önemli oluyor. Biz de buna sahibiz.
* Fransız LC Waikiki markasına üretim yaparken, şimdi bu markanın sahibi oldunuz. Peki Fransa pazarına girmeyecek misiniz? Waikiki 1990'ların başında Fransa'da çok başarılıymış. Her eve girmiş neredeyse. Ama sonra bunu sürdüremedi. Biz bu markayı satın aldık ve sahiplerinden bir Fransız da bizim hissedarımız oldu. Şimdi de bütün stratejimizi değiştirdik. Hedefimiz öncelikle içerde 100 bin metrekare büyüklüğünde mağazaya sahip olmak. Şu anda 100 tane mağazamız var. Üstelik bunların 7'si hariç hepsinin sahibi de biziz. Küçük ve verimsiz mağazaları kapatıyor ve büyütüyoruz. Türkiye'de yeterince güçlenince dışarıya açılacağız. Ancak Avrupa'ya kendimizi daha güçlü hissedince girmeyi düşünüyoruz. Şu anda öncelikli hedef pazarımız Rusya.
* Rusya'da mağazalarınız varmış... Evet ama onların sahibi biz değiliz. Bizim Rusya'ya 10 milyon dolarlık bir ihracatımız var. Henüz bu pazara girmiş değiliz. Orada mağazalar açılıyor ve satışlar yapılıyor ama grup olarak ciddi bir giriş yapmak için hazırlanıyoruz.
* Ciro, ihracat ve vergi rakamlarınız nasıl? 267 milyon dolar ciroya, 100 milyon dolarlık da ihracata ulaşacağız bu yıl. Geçen yıl vergi sıralamasında pazarlama şirketimiz 28 trilyon vergi ödeyerek ilk 100'e girdi. Teşvik sisteminden eski şirketlerde yararlanırsa, bizim hem istihdam ettiğimiz kişi sayısı hem de ciro ve ihracatımız çok artacak.