Harakiri!
Japonların kendini hançerlemek geleneğinden çıkıp dünyaya yayılmış bir kavram "harakiri!" "Bireysel hatalar"ın tarifinde de kullanılıyor... Lakin asıl kullanım alanı siyasetin anaforları... Hançeri bir kere kendi bağrına saplayınca, söküp çıkarmak ve yaraları sarmak o kadar zorlaşıyor. Yaşanan günlerin son harakiri kahramanı ise Amerika Birleşik Devletleri'nde Demokratlar'ın Başkan adayı John Kerry... Onun harakirisinin sonuçları, sadece kendi partisini, kendi ülkesini değil; dünyanın gidişatını da etkileyeceği için son derece önemli. Seçim dönemine girilirken, başkanlık yarışında durum şuydu: Demokratlar hiçbir zaman bu kadar şanslı olmamışlardı. Cumhuriyetçiler'in başkan adaylığında olabilecek en "kötü aday" vardı. George W.Bush, bugüne kadar Beyaz Saray'a oturmuş en "dirayetsiz ve kifayetsiz" başkandı. Zaten geçen seçimde de Amerikan halkının çoğunluğunun oylarını alabilmiş değildi. Hele şimdi; mümkün değil geçemezdi Demokrat adayı. Clinton'dan devraldığı parlak ekonomik göstergeleri alaşağı etmişti. Ama elbette, hepsinden önemlisi, Amerika Birleşik Devletleri'ni Irak'ta gereksiz bir savaşa ve maceraya sürüklemişti. "Zaferle bitti!" dediği günden bu yana; ülkeye ceset torbalarıyla dönen askerlerin sayısı bini aşmıştı. Amerika'nın Ortadoğu'da sürüklendiği bataklıktan ve kaostan nasıl çıkacağını artık ülkeyi savaşa sürükleyenler bile bilmiyorlardı. Bu koşullarda seçime gidiliyordu ve bu koşullarda Bush'un karşısında yer alacak Demokrat adayın kim olduğu bile önemli değildi. Kim olsa kazanırdı! Arkansas gibi küçük bir eyaletten çıkıp gelen, Clinton diye bir taşra politikacısı; 1991 Irak savaşından zaferle çıkmış karizmatik "Baba Bush"u yerle bir etmemiş miydi? Irak savaşını ve terörle mücadeleyi yüzüne gözüne bulaştırmış ve hiçbir karizması bulunmayan "Oğul Bush"u kim olsa yenerdi. Kim olsa! Lakin... John Kerry harakiri yaptı. Bugün George W.Bush'la arasında; kendi lehine ezici bir fark yoksa, bu kendi hatalarındandır. 2004 seçimlerinin tek bir siyasi ayracı vardı: Irak savaşı karşısında alınacak kararlı tavır. Bu kadar! Ama Kerry apaçık harakiri yaptı. Savaş karşıtı ve anti-militarist bir duruş sergilemek yerine, kendisinin de Vietnam'da kahramanlıklar yapmış bir asker olduğunu kanıtlamaya koyuldu. Bush'tan daha iyi "savaşçı" olduğunu anlatmaya çalıştı. Karşı taraf boş durur mu? Televizyonlarda pahalı reklam kuşakları kiralayarak Kerry'nin aslında Vietnam savaşında sıradan ve başarısız bir "yedeksubay" olduğunu gösteren görüntüler yayınladılar. Demokrat aday; koca bir yaz mevsimini, aslında kendi hatasıyla sürüklendiği bu "saçma sapan" tartışmaların içinde geçirdi. İkinci büyük hatayı Irak savaşı konusunda işledi. Irak işgali öncesinde, Senato'da "Savaşa evet!" oyu vermişti. Ağustos ayında kendisine şu soruyu sordular: "Irak'ta kitle imha silahlarının olmadığını bilseydiniz, yani yanıltılmasaydınız, yine de savaşa evet der miydiniz?" Aslında Bush'un kalesine gol atmak için verilmiş harika bir pastı bu soru. Cevap: "Evet... Yine de desteklerdim!" Senin bittiğin an bu andır Kerry abi! Bittirdin kendini!
*** Kendi kalesine gol atarak harakiri yapan John Kerry'nin son şansı televizyondaki tartışmalar. Aslında kendi bağrına sapladığı hançeri çıkarabilir. Kürsüde konuşacağına, kendisine verilen süreyi "Fahrenheit 9/11"e bıraksa "bitirir" Bush'u ya... Göreceğiz...
|