kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Alo, sevgilim

Aslında herhangi bir şeyin değerini ve önemini, onun yokluğunda hissedilen boşluk tanımlıyor. Bir şeyin ve birinin önemi, yokluğunda çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. Değerini ve önemini ölçmek istediğinizin yokluğunu bir tahayyül edin. Kimler ya da neler hayatınızdan çıksaydı geride nasıl bir boşluk kalırdı.

***

Size bugün varlığı çok doğal gelen telefonu düşünün mesela. Dünyanın tüm bölgelerinde ellerinde cep telefonlarıyla günlük yaşamlarını idame ettiren milyarlarca insan... Ya telefon olmasaydı? Zamanın çok ağır aktığı, kısa mesafeler için güvercinlerden medet umulduğu, insanların birbirlerinden bekledikleri haberlerin çok uzaklardan ve çok yavaş geldiği bir dünya... Çehov piyesleri gibi yaşamaya devam ederdik...

***

Acaba dünya üzerinde bir günde kaç telefon konuşması yapılıyor? Telefon olmadığı döneme kıyasla insanlar arasındaki ilişkilerde neler, nasıl değişti? Kaç kişi günde birbirine kaç defa "alo" diyor?

***

Alo... Alo... Alo... Emin değilim ama İtalya'nın dışında tüm dünya telefon açılınca "alo" diyor galiba... İtalyanlar ise "pronto" demekte... Hiç, neden "alo" dediğimizi düşündünüz mü? Ben de düşünmemiştim ve neden dendiğini de bilmiyordum... Geçen gün, Onur Air Havayolları'nın yolcuları için çıkardığı aylık "On Air" adlı dergiyi karıştırırken, "Telefonda neden alo deriz?" başlıklı bir kutucuk gördüm. Şunlar yazılıydı: "Alo, telefonu keşfeden Graham Bell'in sevgilisinin adının baş harflerinden oluşan bir kısaltma: Allessandra Lolita Oswaldo. Bell, keşfini yapar yapmaz, ilk telefon hattını sevgilisinin evine çekmiş. Kendisini bir başkasının araması mümkün olmadığından, telefonu her açtığında 'alo' dermiş. Gerçi onlar ayrılmışlar ama bu büyük aşkın anısına bugün milyonlar her gün bu iki heceyle telefonda konuşuyor."

***

Allessandra Lolita Oswaldo... Alexander Graham Bell telefonu otuz yaşına varmadan keşfediyor... Telefon patentini, 7 Mart 1876 tarihinde alıyor. Patent belgesinde, Bell'in buluşu da tanımlanmakta: "Ağızdan çıkan seslere ya da başka seslere eşlik eden hava titreşimlerine benzeyen elektrik titreşimleri yaratarak, ağızdan çıkan sesleri ya da başka sesleri telgrafik olarak iletmeye yönelik bir yöntem ve aygıt." Patentte tanım böyle ama "alo"nun nasıl doğduğuna bakılırsa, Bell bunu öncelikle sevgilisine aşkını ifade etmek için kullanmış... Mamafih, Bell'in ansiklopedilerdeki yaşam öyküsünde Allessandra Lolita Oswaldo yok... Tam otuz yaşına bastığında, kendinden on yaş küçük olan Mabel Hubbard ile evlenmesi var...

***

Graham Bell, tüm yaşamını sağırların yaşama katılımına yardım etmek için harcamış... Sadece Bell mi? Babası da ailesi de... Konuşma düzeltimi ve hitabet sanatı ailenin temel işlevi olmuş... Babasının "standart hatip" kitabı nerdeyse klasikleşmiş ve iki yüz kez basılmış... Zaten Graham Bell'i de bu alana ailenin bu konulardaki eğilimi itmiş. Telefonu da o sayede bulmuş, sağırların sorunlarına getirdiği köklü değişimleri de...

***

İnsanlık, yaşamı çok kolaylaştıran çözümlere o kadar çabuk alışıyor ki o noktaya gelinene kadar geçilen aşamaları unutuveriyor. Unutmayı bırakın, böyle bir soruyu sormuyor bile... Telefonsuz bir yaşam kimbilir nasıl olurdu. Günde kaç kez "alo" dediğinize, bir kerelik de olsa dikkat edin. Graham Bell'i anımsayın. Eğer onu anımsarsanız, ilk telefon denemesini sevgilisinin evine çektiği hatta yaptığını, sevgilisinin adının da Allessandra Lolita Oswaldo, kısaca "ALO" olduğunu düşünün. Her "alo" kelimesi büyük bir mucidin sevgisinin yeniden seslendirildiği bir simge aslında... "Alo sevgilim, seni seviyorum, Graham Bell de Alo'yu seviyordu."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İspanyol kadınları neden uzun yaşar?   / 12-09-2004
 İtalyan danteli   / 05-09-2004
 Antalyalı mısın, Mersinli mi?   / 29-08-2004
 Işıklı, sihirli, şiirsel   / 22-08-2004
 Pazar bilmecesi   / 15-08-2004
 Alo, sevgilim   / 08-08-2004
 Kiraz   / 01-08-2004
 Kadınlar ve Külkedisi   / 18-07-2004
 Cazın sevişmeyle ilgisi var mı?   / 11-07-2004
 Cinsellik ateş, aşk alev midir?   / 04-07-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Havai fişek sever misiniz?
En son babamın "Kenara...
MEHMET ALTAN
Kafeler ve kahveler
Oldum bittim "kafeler" beni...
ÖNCEL ÖZİÇER
Gitti karizma be amcam!
Var işte bir bildikleri. "İçki...
REFİK DURBAŞ
Bir eylül hikayesi
22 Haziran 1962'de Ordu - Perşembe'de...
TURGAY NOYAN
Uzaklara çağrı
Bugün bir amatör denizcimizi daha dünya...
Dışı kıtır içi pamuk gibi yumuşacık
Çocukların en sevdiği yiyecekler arasında başı çeken patates kızartması hiçbir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.