|
|
Gülben ve Mustafa'ya mutluluklar
Sevgili Gülben, birçok şanssızlığın, kötü tesadüflerin ardından hak ettiği mutluluğu buldu. Onları birbirinin gözlerinde erirken görmeliydiniz.
Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak, kıyasıya,çıldırasıya. - Seni seviyorum ama nasıl, kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beş yüz, yüzde hudutsuz kere yüz... Evet bu hafta sonu ben de bir aşkın mutlu sonuna davetliydim. Dostum Gülben Ergen, kendisini gerçekten seven, çok düzgün bir adamla evlendi. Bilirsiniz insanlar ve onların hayatları reyting kaygılarıyla hep medyaya ve ekranlara farklı yansır. Olayda hep bir skandal, hep bir flaş olmalı ki, halk okusun ya da seyretsin kaygısı vardır. Ama olayların ya da ilişkilerin iç yüzü, size yansıtılan ya da gösterilmek istenen gibi değildir çoğu kez. Siz haklı olarak ve tabii ki Gülben'i, Gülben Ergen olarak tanıyorsunuz. Ve çoğu zaman onun gerçek olmayan bir yüzü gösteriliyor size. Gülben, tabii ki bir sanatçı, tabii ki halka mal olmuş bir insan ve bunların tezahüründe tabii ki hayatı mercek altında olacak ve tabii ki biraz da reyting kaygısıyla onun size sansasyonel yönleri gösterilecek. Ama Gülben sizin televoleden tanıdığınız insan değil. Gülben iyi bir sanatçı olmasının yanında, iyi bir dost -ki iyi dost olabilmek inanın çok önemli bir meziyet- iyi bir evlat ve umarım şimdi de iyi bir eş olacak. Her neyse biz kızımızı pazar günü gelin ettik. Her şey tam Türk usulü oldu. Bir gece önce kınalar yakıldı, bütün adetler yerine getirildi. Düğünde de her şey çok güzel ve doğaldı. Hepimizden çok gelin dans etti. Her şey Gülben'in istediği gibi oldu. Bu tabloda en mühim şey bence Mustafa ve Gülben'in birbirinin gözlerinde erimesi, birbirine hakikaten "Seninle yaşlanmak istiyorum" diye bakmasıydı. Ben arkadaşım adına çok mutlu oldum. Çünkü Gülben birçok şanssızlığın, kötü tesadüflerin ardından eminim ki hak ettiği mutluluğu buldu. O bana hep zor günlerimde "Arkadaşım kendini evrene teslim et, evren mutlaka doğruyu gösteriyor sonunda" der. Galiba evren Gülben'e de doğruyu gönderdi. Onun sizin bilmediğiniz çok inançlı ve bilge bir yanı vardır. Gülben, ben, Nilhan bazen oturur gece yarılarına kadar sohbet ederiz. Bu sohbetlerimizde emin olun hiçbir zaman dedikoduyla, ıvır zıvırla vakit kaybetmedik. Hep birimizin, bazen hepimizin dertleri masaya yatırılır ve bunlara çözümler üretmeye çalışırız. Ben uzun bir süredir bu sohbetlerin çok ama çok faydasını gördüm. Gülben hep bana "Bir dur, şalterleri indir, arkana bakmadan hayata devam et. Günü gelsin sen doğruysan, sen düzgünsen insanlar ne derse desin sistem sana doğruyu verecek" der. Ben de nihayet bunu başardım. Geçmişle hesaplaştım, artık geçmişle işimi hallettim ve kendimi tertemiz yepyeni bir düzen için, sisteme teslim ettim. Siz şöyle bir durursanız, zaten daha önce kendi yaygaranızdan duyamadığınız sesleri de duyuyorsunuz, buna kendi iç sesiniz de dahil. Şimdi sadece ve sadece, etrafı ve kendi iç sesimi dinliyorum. İşte Gülbenciğim bende gelişmeler var anlayacağın. Ben hepiniz adına tekrar Gülben'e ve Mustafa'ya çok ama çok mutluluklar diliyorum ve hemen, bir an önce bir yeğen istiyorum. Yok yok bir değil, eliniz değmişken birkaç tane olsun lütfen...
AYŞE
|