|
|
|
|
Bir Roma masalı
Selim ve Esma'nın İtalya'nın romantik başkentinde devam eden aşkları şehre ilgiyi artırdı.
Atv'nin reyting rekorları kıran dizisi 'Bir İstanbul Masalı'nın Roma'da çekilen bölümleri sayesinde herkes bu kente gitme hayalleri kurmaya başladı. Sabah Gazetesi Roma Temsilcisi Yasemin Taşkın şehrin en güzel köşelerini yazdı.
*** Zina Boşanmak İçin Yeterli Sebep Değil!
İtalyanlar bir zamanlar yasakladıkları zinaya artık çok daha farklı bakıyor.
Şu zina tartışmasına katılmamakta hayır var ama "İtalya bu konuda ne yapmış" diye bakmadan edemedim. Tabii bir de kadın olarak çok onur kırıcı bir yasa olduğunu düşünmeden edemiyorum. Töre cinayetleri "delitto d'onore" İtalya'da Sicilya'da da kadınların başının belası olmuş uzun yıllar. Şimdi zinanın suç olarak yasalarda yer alması "töre cinayetlerinin çözümü" olarak da sunuluyor. Zinanın İtalyancası "adulterio", Latince'de "adulterium"dan geliyor. Evlilikte sadakatin ihlali ve evli insanların kendi evlilikleri dışında cinsel ilişkiye girmesini kapsıyor. Antik çağdan beri "zina" evliliğe karşı bir suç, aile birliğine karşı bir tehdit olarak, aldatılan eşin onurunun kırılması olarak yorumlanmış. Yunan hukukunda ise evli bir adamın kendinden bir üst kastta bir kadınla cinsel ilişkiye girmesi zina ile suçlanması için yeterliymiş, kadın dul olsa bile. Buna karşın halktan (plebee) kadınlarla ilişkiye girmek suç teşkil etmiyormuş. Kadın yine de suçun subjesi değil objesi sayıldığından da cezalandırılmazmış. Hoş gerçi erkek istediği takdirde kadını boşar ya da büyük bir para tazmin edilerek olay kapatılırmış. Tabii bu uygulamalar binlerce yıl önce... Roma toplumunda bazı tarihi dönemlerde yasalar daha da sertmiş. Örneğin Milattan Önce 18. yüzyılda "lex Iulia de adulteriis coercendis" yasasıyla zina yapan kadının babasına hem kızını hem sevgilisini suç anında öldürme, kocasına ise karısını boşayıp sevgilisini öldürme hakkı verilmiş. Ortaçağda'da zina ölümle cezalandırılan ağır bir suç olmaya devam etmiş. Sadece modern çağda ve toplumlarda en azından batılı toplumlarda zina bir suç olmaktan çıktı. Her ne kadar uzun bir süre daha zina yapan kadının ailesine namusunu kurtarması için kan akıtma hakkı verildiyse de... İtalya'da da 1930 yıllarında yapılan yasalarda, Ceza Kanunu'nun 559. maddesine göre zina yapan kadın ve sevgilisi için 1 yıl hapis cezası öngörülüyordu. Ancak aynı ceza zina yapan koca için geçerli değildi. Erkek ancak kuma aldığında ya da evini terk ettiğinde cezalandırılıyordu. Üstelik aldatmanın rastlantısal değil sürekli bir ilişki olması halinde hapis cezası 2 yıla kadar uzatılabiliyordu.
KÜLTÜREL SİSTEMLE İLGİLİ İtalya'da anayasa mahkemesinin zinanın suç olarak anayasa aykırılığını kabul edişinin tarihi 1968. İtalyanlar zinanın yaklaşık 35 yıl önce yasalar çerçevesinde işlenen bir suç olmasını şimdi hayretle karşılıyorlar. Konu hakkında görüşlerini merak ettiğim birkaç İtalyan avukatı aradım. Dehşete düştüler, kulaklarına inanamadılar. Avukat Cataldi "Herhalde şaka yapıyorsunuz?" diye tepki verdi. Şaka yapmadığımı anlayınca "Nasıl olur Türkiye AB'ye girmeye çalışıyor, bu bir geri adım" dedi. Avukat Schiaffino ile konuşuyorum. "İtalya'da zina suç olmaktan çıktığı gibi, artık boşanmak için de yeterli bir sebep değil, boşanmak için hakaret unsuru gerekli" diyor. Nasıl yani? "Yani aldatma olayı, ailenin yaşadığı, çocukların ve eşin bulunduğu mekanda yapılırsa suç sayılıyor" yanıtını aldım. Daha da ötesinde bugün İtalya'da hakimler boşanma davalarında, aldatan eşi suçlamadan önce bunun nedenlerini de araştırıyorlar. Aldatma ancak eşler arasında bir krize yol açarsa mahkemede boşanma nedeni olarak değerlendiriliyor. Ancak "aldatma olayına" eşler arasında çoktan başlamış olan bir krizin nihai sonucu olarak bakanlar da var. Zina yasal bir problem olmaktan ziyade kültürel sistemle ilgili. Bu olayı, evlilik gibi büyük bir maceraya kalkışmış insanların bireysel vicdanına, sorumluluklarına bırakmak yerine yasalarla gözdağı vermek sanırım toplum olarak belli bir olgunluğa gelmediğimizin kabulünün bir dışavurumu. Bu konuda ahlak anlayışına tek tip bir düzen getirme iradesi de ürkütücü. Bence "aldatma" iki kişi arasındaki anlaşmazlıkların bir sonucu değil de, namus sorunu olarak öne sürüldükçe, sonra hele hele ceza kapsamına alınmak istendikçe töre cinayetleri azalmayacaktır, hatta hala kendi adaletini kendi yapan bazı karanlık zihniyetlerin hunharca kadın katletmelerini meşru hale getirecektir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|