kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Fikret Aydemir @ SABAH
 

Brüksel'in Hyde Park'ı

Avrupa'nın orta yerinde bir insan aç sefil, tek başına ve can çekişerek ölebiliyor

Yıllar önceydi, geçtiğimiz hafta ömür boyu hapse mahkum olan sübyancı sapık Marc Dutroux ve çetesi yakalanmıştı. Belçika'da yer yerinden oynuyor, Brüksel'de 300 bin insan sokaklara dökülüp 'beyaz yürüyüş' yapıyordu. Çetenin yakalanmasının üstünden üç hafta geçti, çok iyi derecede Fransızca ve Flamanca konuşan bir tanıdığa rastladım. Birden heyecanlanarak, "Duydun mu, sübyancı çete yakalanmış, yazsana" dedi. Nereden duyduğunu sordum. Verdiği "Uğur Dündar'ın Arena'sında" cevabı beni şaşkına çevirdi. Ama haklıydı. Onlar binlerce kilometre uzakta da olsalar Türkiye'nin penceresinden dünyaya bakıp, gündemi izliyorlar. Belçika gündemini tutacak bir haber organına Belçikalı Türkler'in ihtiyacı vardı. Bu boşluğu dolduracağına inandığım www.binfikir. be haber yorum sitesine yayına başladı. Ve gri ve soğuk ve ıslak ülkede insanların yüzlerini gülümseten gelişmeler de oluyor. Brüksel'e Hyde Park kuruldu. Her şeyin özgürce söylenebildiği Londra'nın ünlü Hyde Parkı'ndan esinlenerek, Speakers Corner (serbest kürsü) bile kurulan www.binfikir.be, çok sesli, çok renkli, toplumu kucaklayan, düzeyli, hayata gülümseyen ve Belçika gündemini Türkçe izleyebileceğimiz bir site kurdu sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen arkadaşlarımız. Brüksel'in Hyde Parkı'nda sevgili dostum Fethi Gümüş'ün kaleme aldığı 'Midi istasyonu: Sefiller mezarlığı' başlıklı yazısı beni alıp başka boyutlara götürdü. Öyle ki Avrupa'nın orta yerinde, Brüksel'in göbeğinde açlıktan ve yalnızlıktan insanlar ölüyor. Hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor. Cansız bedenleri aylar sonra bulunuyor. İşte o Sefiller Mezarlığı Avrupa'daki başkentlerin başkenti Brüksel'de bir insan aç, susuz, evsiz barksız ve kimsesiz, can çekişerek yapayalnız ölüyor.

NİSANDA ÖLMÜŞ
Cesedi daha yeni bulunuyor, ama adli doktorun teşhisine göre bu kişi son nefesini nisan ayında vermiş. Yani tesadüfen oradan geçen birisi tarafından görülmese, daha nice zamandır kimse onu aramayacak, yokluğunu dahi hissetmeyecek. Hiçbirimiz bu olağanüstü yalnızlığı uzaktan yakından bilemeyiz, hayalini bile kuramayız. Artık kokmuş, kurtlanmış birkaç çürük etle bezeli kemik yığını bulunuyor. Düşünün, doktorlar cesedin kadın mı erkek mi olduğunu çözemiyorlar, cinsiyeti artık laboratuvarlarda belirlenecek. Brüksel Midi İstasyonu'nun ücra bir bodrumuna sığınarak can vermiş vatandaş. Başkent Brüksel'de, 2004 yılının haziran ayında az önce bahsettiğim cesetin yanında bir ikinci ceset daha bulunuyor. İkisi aynı anda ölmemiş, bulunan ikinci ceset "henüz" birkaç haftalık; Adı Ernest Picard, yaşı 76. Ernest "dördüncü dünya" olarak tanımlanan Belçika'daki yoksul ve evsizlere yardım eden kuruluşlar tarafından bilinen birisiydi. Tahminlere göre Ernest kimliği belirlenemeyen diğer kişiyi tanıyordu ve arkadaşı son nefesini verirken yanıbaşından ayrılmak istemedi. Galiba ne doktor ne de ambulans çağırmak aklına geldi. Belki de nasıl olsa nafile diye gerek görmedi. Dostunun ölüm köhnesinde (ölüm döşeğinde demeye dilim varmıyor) başını beklerken, 76 yaşındaki Ernest artık kendi takatı ve feri içinde yok olup eridiğini hissederek galiba kendini de ölüme bırakıverdi. Arkadaşını yalnız bırakmadığı gibi, kendi ölümünün de "en azından bir dost cesedin eşliğinde olmasını" belki de kendisine teselli bildi. Doğru ya, Ernest daha niye yaşam kavgası versin ki? Evi yok, eşi yok, soranı yok, parası yok, geleceği yok, sevgi yok, saygı yok, dünyanın anlamı yok, daha yaşamanın gerekçesi yok, yok, yok, yok da yok. Belki bir tek dostu vardı o da şimdi yok. Yanıbaşında dostunun leşi kuru tozlara karışmış, ona karşı olan duyguları atılmış çöpler gibi yerlerde sürünüyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 35 Yaşa Dair   / 29-08-2004
 Türk'ün Aklı   / 22-08-2004
 Güle Güle Günter Abi   / 15-08-2004
 Farklı Dünyalar   / 08-08-2004
 Hayata Dönüş   / 01-08-2004
 Tarihe Geçen Bakan   / 25-07-2004
 Brüksel'in Hyde Park'ı   / 04-07-2004
 Gülümse   / 27-06-2004
 BİR KARA PAZAR YAZISI   / 20-06-2004
 Gülünç Hallerimiz   / 06-06-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ÖNCEL ÖZİÇER
İnan da nasıl inanırsan inan!
Bu memlekette yaşayan...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Havayolu medyası
Uçakta insanların hoşça vakit...
FİKRET AYDEMİR
Siz Hangi Ligdensiniz?
Türkiye 'zina' üzerinden hangi...
YASEMİN TAŞKIN
Medeniyetler Çatışması
İtalya'nın...
STELYO BERBERAKİS
Eylül ayı Ağustos oldu
Olimpiyatlar'ın ardından Mikonos...
REFİK DURBAŞ
Dikili'de "barış" festivali
Türk-Yunan dostluğuna zemin...
Güzelliğe hormon dopingi
Güzelliğe hormon dopingi
Östrojen hormonunun yetersizliği kadında bazı sağlık sorunları...
Beş yıldızlı golf sahaları
Beş yıldızlı golf sahaları
G Golf bir dünya sporu. Sahaları ise uzman mimarlar tarafından...
Ünlü edebiyatçılarımızın eşleri kocalarından daha renkliymiş
1954 yılında ünlü edebiyatçıların eşleriyle görüşen Türkolog Sermet...
Zina suç mudur, değil midir yatağımızdaki düşman kim?
Evliler kadar bekarları da düşündüren "zina" tartışması toplumu ikiye...
Kızların mikrokredi mucizesi
Diyarbakırlı on çocuklu, dar gelirli bir ailenin en büyükleri olan Hatun ve...
Genç bir kızın kaleminden uyuşturucu
Aysu Şuben henüz 18 yaşında bir lise öğrencisi. Bazı yaşıtları uyuşturucuya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.