|
|
'Hatırım için ye' diyenlere yüz vermeyin
Uzmanlar, sindirimin kolaylaşması ve tokluk hissinin beyne ulaşması için; lokmaları iyi çiğnemeyi ve yavaş yemeyi öneriyor. Doyduğunuzu hissettiğiniz anda, ne kadar ısrar edilirse edilsin, bir lokma daha yemeyin...
Misafirperveriz... Buna diyecek bir sözümüz yok. Fakat, ziyaretimize gelecek olanlar varsa, mutfağa girer, hazırlar da hazırlarız. Sonrasında ikram etmekle kalmaz, ısrarı borç biliriz. Sonuç; bozulan diyetler, gereksiz yere alınan kaloriler, 'ayıp olmasın' diye geçirilen mide rahatsızlıkları... Bu huyumuzdan vazgeçmemiz gerekiyor. Ayrıca; tabakta kalanlar da arkamızdan ağlamıyor... Bir 'zeytinyağlı taze fasulye' eşliğinde de, mantı yerken edilen sohbetin aynısı yapılıyor. Maksat; gönüller bir olsun... O halde doğru beslenme ve formda kalmaya; doyduğumuzun farkına varmayı öğrenerek, ikram mönülerimizi değiştirerek ve ısrar etme huylarımızdan vazgeçerek, biraz daha yaklaşabiliriz. Prof. Dr. Metin Özata, ideal kiloyu korumak için; yakabildiğimiz kadar besin almamızı söylüyor; fazlasını değil!
Neden kilo alırız? Vücudumuzun normal bir kiloda kalması için yakabildiğimiz kadar besin almamız gerekir. Eğer yakabildiğimizden daha fazla besin alırsak, fazla kaloriler vücudumuzda yağ olarak birikir ve şişmanlık ortaya çıkar. Şişmanlığın giderek salgın halini almasının altında, kolay yaşam biçimi nedeniyle hareket azalması, fazla kalori alımı ve fast food türü yeme alışkanlıklarının artması önemli rol oynuyor.
Fazla kilo eşittir yağ mı demek? Şişmanlık vücudumuzda aşırı miktarda yağ birikmesidir. Ancak, ağırlığı fazla olan kişilerin hepsi şişman olarak kabul edilmez. Bazı kişilerde kas gelişimi fazlaysa, bu da ağırlığı artırır. Bu nedenle, şişmanlık ile ağırlık aynı anlama gelmez. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), şişmanlığı 'vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesi' olarak tanımlıyor. 18 yaşındaki erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18'ini, kızlarda ise yüzde 20-25'ini yağ oluşturur; erkeklerde bu oran yüzde 25'i, kadınlarda ise yüzde 30-35'i aşarsa, şişmanlık ortaya çıkar. Şişmanlığın tıp dilindeki adı 'obezite'dir. Nedeni tam olarak açıklığa kavuşturulamamış olmakla beraber, şişmanlığın oluşumunda anne ve babamızdan aldığımız genetik yük, yaktığımızdan fazla besin almak ve hareketsizlik önemli rol oynuyor. Şişmanlık, gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde, en önemli sağlık problemlerinden biri ve salgın bir hastalık halini aldı. Şişmanlık, sadece şeker, kalp ve damar hastalıkları ve tansiyon yüksekliğine neden olmakla kalmıyor, ömrümüzü de kısaltıyor.
Hangi olaylar kilo almamıza neden oluyor? Erişkin yaşlarda kilo almaya veya şişmanlığa neden olan başlıca faktörler; hareketsizlik ve aşırı beslenmedir. Bunun dışında, yaşın ilerlemesiyle de kilo almaya başlarız. Kadınlar için kilo alımının en yüksek olduğu dönemler; gebelik, emzirme ve menopoz dönemleridir. Kadınlarda doğum sayısı arttıkça, kiloların da arttığı gözlenir. Tiroit bezi yetmezliği (hipotiroidi), böbreküstü bezinin aşırı kortizol üretmesi ve polikistik over hastalığı gibi hormon bozuklukları da kilo alımının önemli nedenleridir. Evlendikten sonra düzenli yeme döneminin başlaması veya sigarayı bırakınca iştahın artması da kiloyu artıran olaylardır. Aşırı alkol, depresyon ve bazı psikolojik sorunlar, emeklilik ve gece vardiyasında çalışmak gibi, bazı sosyal ve psikolojik nedenler kilo alımında önemli etkenlerdir. Anne ve babamızdan aldığımız genetik yük de kilo alımının önemli bir nedenidir.
|