| |
|
|
Hoş geldin Cüneyt Ağabey!..
İstanbul'dan zılgıtlar makineli tüfek gibi gelince, Ankara emir vermiş olmalı.. TRT bugüne dek yüzüne bakmadığı Cüneyt Ağabey'i hatırladı.. Perşembe öğleden sonra uzun bir sohbet yaptılar birlikte.. Sonra da açıkladılar.. Koryürek tüm atletizm yayınları sırasında yanlarında olacak.. İşte mesele bu.. Bir şeyi bilmiyorsan.. Bilmediğini de biliyorsan, bileni bulacaksın. TRT'nin köhnemiş, bıkmış, usanmış, hepsinden önemlisi sporu hiç sevmemiş ve merak etmemiş ekibinden Olimpiyat Takımı çıkar mı?.. Çıkmaz.. Her spor dalında dünyanın en iyi adamlarına sahip Amerikan televizyonları bile, iş olimpiyata geldi mi, hadlerini bilirler ve kadrolarını özel sözleşmelerle takviye ederler. Dünyanın en ünlü uzmanları, hem adları ile reyting getirir, hem de o sporun en iyi sunulmasını sağlar. Bizim cahiller bilmez.. Bilmediklerini de bilmezler.. Bu yüzden yayın rezalet olur.. Talihleri.. 1980'den beri ben oyunları yerinde izlediğimden, TRT'nin nasıl yayın yaptığının farkında değilim.. Bu defa gitmedim. Ekran başına geçtim.. Rezillik ortaya çıktı.. Spor ve Olimpiyat konusunda kendilerinden pek az farksız Türk futbol medyasını uyuturlarmış meğer yıllardan beri.. Şimdi takkeleri düştü, kelleri göründü.. "Aman Cüneyt Ağabey" dediler.. Cüneyt'le sohbetleri hoştu.. Ama sevgili ağabeyim üç yerde salladı.. St. Kitts'in 40 bin nüfusunu bir sıfır ekleme ile 400 bine çıkardı.. Ben nereden iyi biliyorum.. Atletizm yazar ve yorumculuğu hayatımın en büyük zaferini bunlara borçluyum da ondan.. Geçen yıl Paris'te Dünya Şampiyonası sırasında herkes 100 metreyi konuşuyordu. Yarış günü dünyanın en büyük spor gaze- tesi L'Equipe bir sayfa yapmıştı, "Kral Kim Olacak" diye.. Finalde 8 atlet yarışıyordu. L'Equipe 5'ini seçmişti favori olarak.. 8 de 5!.. Cüneyt ağabey dahil herkes bu 5 isim arasında dolaşıyordu. Dünyanın öbür gazeteleri de üç aşağı beş yukarı ayni isimleri telaffuz ediyordu.. O sabah çıkan SABAH'ta ise, 100 metre için tek isim ileri sürülüyordu.. L'Equipe gibi 5 değil, 1 favori.. Ve SABAH'ın o tek ismi, L'Equipe'in 5 ismi arasında yoktu. Kimsenin dilinde, ya da yazısında yoktu.. St. Kitts adlı 40 bin nüfuslu adacığın 100 metrecisi Kim Collins'i, hem de tek kalem favori gösteren tek Dünya Yorumcusu bendim.. Ve Collins kazandı.. Kahin miydim?.. Hayır.. Seçmelerden başlayarak tüm 100 metreleri yakından izlemiştim.. Bir atleti final öncesi üç kez dikkatli izlersen, adı efsanelere kapılmazsan, yarışa soğukkanlı bakarsan, çözebilirsin. Yaptığım buydu.. Collins, Avrupa ve özellikle Amerika'nın devlerinden çok formda ve çok daha hazırdı. Onu gördüm, hissettim.. Hepsi bu.. Cüneyt Ağabey 1988'de "Hıncal'ın favorisi Ben Johnson'du" diye gene salladı. Ben Johnson onun favorisi idi. Ben "Carl Lewis" diyordum. Johnson kazandı. Cüneyt Ağabey'in havası 16 saat sürdü. Ertesi sabah Ben Johnson dopingten diskalifiye edildi. Madalya Carl'a verildi. Cüneyt Ağabey Olimpiyat uzmanıdır. Olimpiyatların kitabını yazdı kaç kez. Olimpiyat onun için atletizmdir. Atletizm de 100 metre.. 200 metrede bile sıkılmaya başlar.. On saniyedir onun sabrı.. Uzun mesafe ko- şularını dikkatle izlediğini görmedim. 5, 10 binler koşulurken genelde yazı yazar.. Bu yüzden bu mesafelerde uzmanlığı yoktur.. "5 binde üç Türk finale kalırsa, taktik olur mu" sorusuna "Olmaz" deyişi burdan.. Bunca olimpiyat ve Dünya Şampiyonası'nı beraber izledik. Dikkat etse, kendini verse, özellikle Kenyalılar'ın uzun mesafelerde nasıl Kenya için takım ve taktik koşularını yaptıklarını görürdü. Stuttgard Dünya Şampiyonası'nda Kenyalı uzuncular 3000 metre steeple'dan sonra, nasıl taktik koşusu yaptıklarını, hem de geyik avı örneği ile açıkladılar Üstelik.. "Bizim kabilede gençler toplu olarak ava çıkarlar.. Hep beraber geyiği yorarız.. Tükendiğini hissettiğimizde, o gün en iyi olan geyiği vurur!.." Geyik, yarışın favorisi.. Avcılar da Üç Kenyalı.. Yarışı derecesine, unvanına göre Kenya'nın en iyisi kazanmaz hiç.. O gün en iyi olan kazanır. TRT'nin olimpiyat yayınlarına Cüneyt Ağabey'le ve Nejat'la renk geleceğine inanıyorum.. Tabii akılda kalması mümkün olmayan rakamları fırtına gibi bağırmayı sunuculuk sanan "Telefon rehberi" papağanlar önlerindeki kağıtları okuma yarışından uzmanlara vakit bırakırlarsa..
|