Sinyor Del Bosque
Beşiktaş'ta Del Bosque ile birlikte "Koçum, aslanım" dönemi bitti..
Cordoba, Sergen, Ronaldo. Geçen yılın "vazgeçilmezleri"... Hem de şartlar ne olursa olsun. Malatya'da ilk 11'in açıklanması, Del Bosque'den çok önemli bir mesajdı. Esasen futbolcuya ve futbol otoritelerine "meydan okumaydı". Mesaj yerine ulaştığında daha rahat takım kuracağı şüphesiz Del Bosque'nin. Bir başka artısı da İspanyol hocanın; oyuncuya göre değil, sisteme göre oyuncu seçip oynatması. Yani "koçum, aslanım" dönemi sona erdi Beşiktaş'ta bir başka deyişle. Aslında şöyle yakın geçmişe baktığımızda; en önemli sorunu buydu Beşiktaş'ın. Hatta transferlerden de önemliydi bu sorun. Şimdilik teknik olarak kafalarda soru işareti bırakıyor olsa da, İspanyol hoca kredisini kazanmış durumda. Spor otoriteleri ne derse desin, bir futbolcunun arkasından gitme dönemi artık kapandı. Bu defa çalışmayana galiba takımda yer yok. Ancak! Burada dikkat edilmesi gereken nokta; Del Bosque'nin sisteminin zamana ve desteğe ihtiyacı olması. Hocanın heyecanını kıracak kişilerin devreye girmesine mani olmak gerekir. Aksi takdirde her şey sil baştan olur, yani eskiye döner. Sistemden geri dönüş de, hem Del Bosque için hem de Beşiktaş için zor günlerin başlangıcı demektir. Beşiktaş her zaman "büyük düşünen, büyük düşünmek durumunda olan" bir takımdır. Buraya kadar tamam da! Yatırım çok büyük!!! Yatırım paraya dönüşmelidir. Başarı da paraya. İşte bu noktada yöneticilere ciddi işler düşmektedir. Transferlere harcanan bunca para ile aksini düşünmek bile istemem. Yapılan onca transferlerden sonra bile hala takımın bazı yerlerinde eksik ya da eksiklikler hissedilebiliyorsa, burada bir "hata" var demektir. Karizmatik futbolcumuz İlhan Mansız bonservisi bedavaya geldiği takdirde alınmalıdır. Ya olmazsa mı? Almayın! Nedenini sonra tartışalım. İsterseniz... Murat Şahin Cordoba'dan formayı söke söke aldı. Ama sakın ola ki Kolombiyalı kaleci gibi gereksiz liberoluğa yükselmesin. Malatya maçındaki gereksiz fantezisi Beşiktaş'a çok pahalıya patlayabilirdi. Carew'e... "Pigmeler gibi oynayan futbolculardan" seyirci olarak çok sıkılmıştık. Hava toplarının karşı takım tarafından toplanması, yıllarca kanayan yaramızdı. 1.95'lik Norveçli yükseğe zıplayabilmesinin verdiği avantajı boyunun uzunluğu ile birleştirince; Beşiktaş birden hava toplarına hakim oldu. Her ne kadar geçen yıl oynadığı Valencia'da "yılın en başarısız futbolcusu" sıralamasında "birinci" sırayı alsa da.
|