| |
|
|
Dağı bağ yapanlara selam..
Cuma Şirince'ye git gel.. Cumartesi Foça'ya git gel.. 800 kilometre civarında yol.. "Yetti" dedim.. "Cumartesi gecesi oteldeyiz.. Yemek de otelde, eğlence de.." Otel, Süzer Majesty.. Dünya sörf cennetinin yanına kurulmuş, çok da akıllı kurulmuş bir otel.. Süzer'den şikâyet edenler, bu otelin terasından birkaç yüz metre ötedeki koyun öte sahiline baksınlar.. Ağacı, yeşili olmayan çorak bir çöl.. Burası da öyleydi.. Yıllar önce Mustafa Hoca ile gezerken görmüştüm. Bakmışlar ve dağı bağ yapmışlar.. Bu arada Sevgili Müdürüm Ergun Babahan'a da sitem.. Öyle her yeniliğe karşı çıkmak, çevrecilik ve uygarlık olmuyor.. "Süzer'in zevki, zaten Ritz'den belli" diyordu Çeşme yazısında.. Ritz Süzer'in değil, Oktay Ekinci ile Nurettin Sözen'in eseri.. Sen Doruk Pamir'in projesinin maketini gördün mü?.. Balçiçek Pamir'e söyle, getirsin.. Mimaride en önemli şey oranlardır.. Da Vinci Şifresi ile yeniden gündeme geldi.. Altın Oran.. Fi rakamı.. Bir mimarın binasını tümden yok edebilirsiniz.. Yasaklayabilirsiniz. Ama katını eksiltemezsiniz. Oranları bozamazsınız.. Hadi Dr. Sözen'in bu işlere aklı ermez. Sol popülizm ve Dalan nefreti ile her şeyi yapar. Yaptı da.. Ama Oktay Ekinci mimar.. Bilmez mi "15 katı keseceksin" demenin mimarlık sanatına ihanet olduğunu.. O incecik nazlı bina, o çağdaş mimari ile Osmanlı tarzının muhteşem uyumu, göğe öyle bir uzanacaktı ki.. Eyfel gibi simge olacaktı yeni İstanbul'a.. Eski İstanbul silueti Topkapı önlerine yansırken, 21. yüzyıl İstanbul'unun silueti de Dolmabahçe sırtlarında yükselecekti. Doruk'un düşüncesinin 15 katını, mezbahada keser gibi kestiler. Dünya güzeli oranları bozdular. O zaman da ortaya bazılarının at bilmemnesine benzettikleri şekil kaldı.. Doruk "Bana Gök Kafes'ten bahsetme.. O artık Gök kafes değil, benim binam hiç değil" dedi.. Haklı.. Gök Kafes'i yok ettiler.. Kalan bina Süzer'in değil, Dr. Nurettin Sözen'indir Ergun.. Mimarı da Doruk Pamir değil, Oktay Ekinci'dir, bilesin.. Süzer Majesty, Altın Yunus'tan çok daha ferah ve manzaralı.. Terasta kahve içerken, denizi, sörfü, plajı izliyorsunuz.. Kusuru.. Asansörleri az.. Nasıl hesaplamamışlar.. Gelecek sezona ya ilave asansör, ya da bunların kapasitesini genişletmek gerek.. Benim için en güzel sürpriz, evdeki yatağımı aynen orada bulmak oldu.. Tempur yatakları ile sabahları yorgun kalkmaktan kurtulduğumu yazmıştım ya.. "Sami beni düşünmüş" dedim içimden.. Değil.. Tüm süitlerde yataklar Tempur'muş meğer.. Kapılara da plaket koymuşlar.. Dilerim tüm yatakları Tempur yaparlar bir gün.. Otelde geçirdiğim ilk ve son gecede iki güzel sürpriz yaşadım eski dostlarla.. Salıya..
|