Ve şans sahnede
Güney Kore ile Dünya Kupası'nın rövanşını yaptık. Bu maçı da aldık. Müthiş bir ambiyans içinde, millilerimiz Ersun Yanal ile oynadıkları dördüncü özel maçı da kazandılar. İlk 10 dakikada ardı ardına gelen ataklarla şaşırsak da, ilk yarının kesin hakimi olduk. Yıldıray'ın takım defansına yardım edememesi ve orta sahanın çok adam kaçırması, Güney Kore'nin istekli oyunuyla birleşince sağlı sollu sarsılmaya başladık. Ancak öncelikle Okan, ardından da Serkan'ın rakibi rahatsız etmeye başlamasıyla, defans rahatladı ve ileri çıkmaya başladı. Deniz ve Ümit, maçı neredeyse rakip sahada oynadılar. Bu da rakibi hatalara zorlayan dar alan oyununu bize getirdi. Çok koşan ama teknik yetersizlikleri nedeniyle top kaybeden G.Kore karşısında Okan'ın nefis pasıyla Hakan golü buldu. Zehir gibi çalışan defans orta saha hattına rağmen Nihat-Hakan ikilisinin çok üretken olduklarını söylememiz zor. Topla birlikte sıfıra indiğimiz anlarda hep gol ile burun buruna geldik. Ancak bu toplara kendini gösteren gol ayaklarımız yerlerinde olamadılar. Sezonun bitmesi, artık tatil günlerinin gelmesi oyuncuların istek ve mücadele gücünü düşürür. Buna rağmen oyuncuların maçı önemsemeleri de önemli bir not. Yanal, iki Avustralya maçında şans veremediği oyuncuları dün görmek istedi. Mehmet Yılmaz, Yıldıray, Hamit ve Zafer Biryol geleceğin ekibi içinde ilk kez görüntü verdiler. Yenileşme ve gençleşme ile başlayan bu yeni rekabet içinde forma şansının çok koşmakta ve çalışmakta olduğu, artık açık açık belirlendi. Yanal çare aramadı İkinci yarıda G.Kore'nin müthiş bir baskı ile takımın tüm çivilerini sökmesi ise ayrı bir konu. Bunu biraz da millilerin oyunu bir an önce bitirme düşüncesinden de kaynaklanması olası. Bizden daha çok koşup, özellikle iki kanattan iyi gelerek yan toplarla defansı zor duruma düşürmelerine Yanal çare aramadı. Çünkü iki bekini de değiştirmiş, taşlarla oynamış, Ümit Özat'ı orta sahaya çekmişti. Dengesi ve alışkanlıkları bozulan bir ekip olarak rakibin attığı her tokada razı olduk. Ömer Çatkıç'ın pozisyon hataları, zamanlama yanlışları ve bir korner atışından gelen topla çizginin içine düşmesi de ilginçti. Yardımcı hakem 'golü' verse', kimsenin diyebileceği bir şey yoktu.
|