Kadıköy'deki 4.5 saatlik tarihi duruşma

- Geldi mi Alaman?
- Geldi başkanım. Dışarıda. Çağırayım mı içeri?
- Dur dur önce bi kendi içimizde konuşalım şu işi... Ne yaptıydı şimdi bu sarıbıyık?
- Bizi aşağıladı başkan. "15 asbaşkan" dedi bize. Oysa biz tam 7 cüceyiz, 14 kollu bir deviz.
- O ne be?
- Yani tam 5 asbaşkanız, diyecektim.
- 5 de fazlaymış. Hızlandırılmış tren olayında da böyle olmuştu. "139 ölü" dedi müsteşar sonra başbakan geldi, ölü sayısı 36'ya indi.
- Başbakanı mı çağıralım o zaman? Nasıl olsa o da Fenerli. Bir rivayete göre Daum'u o istemiyormuş.
- Rivayet? Dede Korkut masalı mı bu be? Çağırın başbakanı... Hatta şampiyonluğa ulaşmak için ulaştırma bakanı da gelsin bari. Tövbe tövbe...
- Başkan bir de bu Daum ne zaman bana bakacak olsa güneş gözlüklerini takıyor. Kelim ya o bakımdan. Keller bugün Bonus Card reklamında bile oynayabiliyor. Bu nedir ya?
- Tamam Hakan, sen bi Brezilya'ya git istersen, sinirlerin bozulmuş. Hoppalaaaa... O ne yaptı öyle be?
- Kustu başkan. Çocuğa böyle şey söylenir mi? 3 yılda 80 kere Brezilya'ya gidince kronik jet-lag oluştu. Brezilya dendiğinde kusmaya başlıyor.
- Temizleyin ortalığı. Leş gibi oldu. Kayıp düşmeyelim.
- Bence temizlemeyelim başkan. Daum üstüne basar, ayağını kaydırırız diye düşünüyorum.
- Saçmalama Mahmut. Çağır sen de şu adamı Murat.
- Hemen başkan. Helga'dan olma Daum oğlu Christooooooph...
- Naapıyorsun oğlum sen?
- Gazeteler tarihi duruşma yazıyor ya, mübaşir taklidi yapıyorum.
- Hadlerini bilmiyor o gazeteler.
- Valla harcanıyorsun başkan. Başbakan olacak adamsın.
- Daum geldi başkan.
- Görüyoruz herhalde. Tercüman sen konuşulanları çevir. Otur bakalım sen de Herr Daum.
- Herr Daum'un eti yenmez.
- Adam daha bi şey demedi tercüman? Neyi çevirdin? Yoksa sen de mi bi şeyler çeviriyorsun? Bana bak tercüman. Tercümansın tercüman kal.
- Ben halka ve olaylara tercümanım. Kimse beni susturamaz.
- Allahım bu camia beni çıldırtacak. Herkes bi alem. Camia duvarına işeyen işeyene... Susma o zaman. Susmadıkça sıra sana da gelecek. Gidersin Çemişkezek'te Almanca çeviri yaparsın.
- İhbin haynın vaynın...
- Pardon ya, Daum'u çağırdık, tercümana daldık. Ne diyo bu, çevir bakayım tercüman...
- Bana ne ya, kendiniz çevirin... Kazı yanmasın...
- Ulan ben senin... Zaten sinirim bozuk. Basına da açıklama yapıcaz dedik. Aşağıda bekliyorlar. Senden almayayım hıncımı.
- Aman başkan. Uyma şu simultaneye...
- Seni bana taneyle mi verdiler be?! Neyse, gelelim sana Daum efendi. Ben işverenim tamam mı? Sense işçisin. İşçisin işçi kal...
- Başkanım ya, siz kafanızı çevirince, Daum bize bakıp dil çıkarıyor.
- Dil sorunu yok demek ki... Tercümana ihtiyaç yok. Ben gideyim o vakit...
- Selametle... Arkadaşlar dışarıda beden diliyle ilgili bir seminer verecekler sana...
- Başkanım bir de bu Daum'un bütün kıyafetlerinde 'Gazi' yazıyor. Herkes adama otobüste yer veriyormuş. Belediye otobüslerine beleşe biniyormuş. Öyle duyduk biz? Çok paracı bu. Gitsin.
- Nein. Nein.
- Hayır mı diyor. Ne diyor bu?
- 9 kaleci istiyor başkan.
- Oha. Yok daha neler. 9 kaleciyi ne yapacakmış?
- Bilmiyorum. Çevirmen gitti. Bence bu kadar kaleciyle kaleyi içten fethedecek, bu Daum'un sizin tahtınızda gözü var başkan.
- Adam altı üstü bir nein dedi be. Neyse Daum efendi devam ediyorum. Niye dalga geçiyorsun bizim çocuklarla? Volkan'la niye alay ediyorsun? Medyaya niye konuşuyorsun? İstediğin sorudan başla.
- Achtung...
- Ne diyo?
- Ah diyor ben ne hata ettim de bu takıma geldim diyor. Kokain yok mu diyor. Kanaryadan sembol mü olur diyor. Ne bu takımın renkleri böyle diyor. Diyor da diyor. (4 saat sonra...)
- Bakın başkanım başını ellerinin arasına almış. İki yana sallıyor. Bu Almanya'da en büyük benim başkan da kimmiş demek efendim.
- İyi de adam ağlıyor yahu...
- Aldanmayın başkanım. Timsah gözyaşları bunlar. Üstelik gözünün üstünde kaşı da var başkan. Sizin için şişman da dedi başkan. Ayrıca bazen 'r' leri söyleyemiyorsunuz diye alay da etti başkan.
- Yeteeerr... Adamın ifadesini alıcaz diye çağırdık, 4 saattir bi konuşturmadınız adamı be. Boşu boşuna karıştırdınız camiayı. Onu yolla bunu yolla. Nereden bulucam ben size her yıl hoca be? Ne bu be? Ama ben size yapacağımı biliyorum. Daum, bana bak, takımda kalıyorsun tamam mı? Okey? Hadi çıkın şimdi hepiniz. Hadeee...