|
|
Güle güle Huysuz İhtiyar
Önceleri sarı beyaz sayfaları arasında komik burunlu, koca kulaklı insan resimleri olan bir dergiydi Gırgır bizim için. Derginin sayfalarını karıştırdıkça da sıkça söz edilen, korkulan ama saygı duyulan bir amcaydı Oğuz Aral. Sonra 12 Eylül oldu. Biz ortaokula başladık. Politika yoktu. Aykırı düşünmek yasaktı ve Gırgır cesur, bildiğini söyleyen, güldürürken direnen ama farklı bir dergiydi bu kez. Oğuz Aral ise yeni yeni anlamaya, öğrenmeye başladığımız mizahın duayenlerinden biri. Derken lise yılları. Bu kez aynı Gırgır Bursalı iki gencin mizah üretme isteğini ateşleyen, körükleyen, içinde yer almak için çabaladıkları bir dergi. Oğuz Aral ise karikatür denemelerinin gereksiz taramalardan kaçınılarak korka korka yollandığı bir hoca. Bugün bu köşenin sahibi Bursalı o iki genç hocalarını yitirmekten dolayı üzgün. Mizahtan para kazanan bu ülkedeki hemen herkes kadar da kendisine şükran borçlu. Teşekkür ederiz huysuz ihtiyar. Açtığın yoldan ilerleyen herkes adına iki koca teşekkür bizden sana. Ve tüm yetiştirdiğin Avniler adına... Dıgıl mıgıl dıgıl...
|