|
|
|
|
|
|
Dublajın karşılığı bir paket sigara parası
Seslendirme Sanatçıları Meslek Birliği SES-BİR'in üyeleri, mesleklerindeki denetimsizlikten yana çok dertli. "Türkiye Sessiz Kalmasın' adlı bir kampanya başlatan birliğin amacı, federasyon olarak örgütlenebilmek.
Televizyon dizilerine ve filmlere sesleriyle hayat veren seslendirme sanatçıları, meslekteki bozulmadan ve haklarını alamamaktan şikayetçi. Seslendirme Sanatçıları Meslek Birliği (SES-BİR), işlerinin bir meslek olarak kabul edilmesini sağlamak amacıyla 'Türkiye Sessiz Kalmasın' kampanyası başlattı. Türkiye çapında 346 üyesi bulunan SES-BİR, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu doğrultusunda telif haklarını takip etmek, mesleklerine saygınlık kazandırmak ve Türkçe'nin doğru algılanıp konuşulmasını sağlamak amacıyla harekete geçti.
MESLEKİ TANIM YOK SES-BİR Başkanı ve tiyatro sanatçısı Haluk Cömert, seslendirmenin meslek olarak iş yasasında düzenlenmesini istediklerini belirterek, "Bu amaçla kampanya başlattık. Tek dileğimiz bizlerin sesini dinleyerek büyüyenlerin bize ve mesleğimize sahip çıkması" dedi. Cömert, "Seslendirme Türkiye'de çok eskilere dayanan bir sektör. Ömürlerini bu sanata adamış şu anda hayatta olmayan birçok ustamız var. Türkiye'de oyunculuk yapan herkes bir yerinden seslendirme işine girmiştir" diye konuştu. Seslendirme Sanatçıları Meslek Birliği'nin 2001 yılında kurulduğunu hatırlatan Haluk Cömert, özel televizyonların ardından meslekteki denetimsizliğin arttığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Özel kanallar için seslendirme yapan taşeron firmalar var. Bu firmaların kalifiye eleman çalıştırmaması ve fiyat çekişmeleri yüzünden ücretler düştü, kalite bozuldu. Seslendirme sanatçıları arasında tiyatrocuların dışında mühendis, bankacı, konservatuar mezunu birçok arkadaşımız var. Bir meslek birliğimizin olmayışı ve iş yasasında mesleki tanımımızın bulunmayışı federasyon haline gelmemizi engelliyor. Bu nedenle denetim faaliyeti gösteremiyoruz."
ÜCRETLER ÇOK KOMİK Denetimsizliğin özellikle İstanbul'da yoğunlaştığına dikkat çeken Cömert, "İstanbul'daki taşeron firmalar bir paket sigara parasına seslendirme işi yaptırıyor. Bu işi yapanlar da Bruce Willis'i konuşmak adına 2,5 milyon liraya razı oluyor. Birlik olarak elimizde bu yönde bir hak bulunmadığı için de fiyat politikalarını belirleyemiyoruz" şeklinde konuştu. Seslendirme işinin yurtdışında büyük kazançlar getiren bir meslek olduğuna işaret eden Cömert, "Simpson Ailesi isimli çizgi filmde seslendirme yapanlar ücretlerini bölüm başına 350 bin dolara çıkarttı. Türkiye'de seslendirme işi için en büyük parayı veren TRT. Buna rağmen TRT'den aldığımız ücret bu rakamların karşısında çok komik kalıyor" dedi. Fiyat politikaları yüzünden mesleği bırakan birçok arkadaşının bulunduğunu belirten Cömert, seslendirmenin özel bir yetenek gerektiren ve ancak sevilerek yapılabilecek bir iş olduğunu vurguladı. Eskiye göre şimdi koşulların iyileştiğini anlatan SES- BİR Başkanı Haluk Cömert, "Ama yıllarca in olarak tabir edebileceğimiz stüdyolarda çalıştık. İşitme kaybı ve havasız ortamlarda yaşamanın getirdiği sağlık problemleriyle karşı karşıya kaldık" diye konuştu. Bunca zorluk yanında hak ettikleri ücreti alamadıklarını ve telif haklarını talep edemediklerini kaydeden Haluk Cömert, şikayetlerini şöyle dile getirdi:
MEKTUBUN BÖYLESİ! "25 yıldır seslendirme yapıyorum ve yaptığım işin karşılığını alamıyorum. Eddie Murphy'nin 7 ayrı karakteri canlandırdığı 'Çatlak Profesör' filmini 98 milyona seslendirdim. Yurt dışında firmalar seslendirme yapacak sanatçının seçimine büyük önem gösteriyor. Yabancı şirketler artık Türkiye'ye gelerek ses seçmeye başladı. Karakterler için önerilen sesler kaydediliyor ve yurt dışına yollanıyor. Bugs Bunny'yi seslendirme işini almıştım. 50 bölüm sonra 'Sanatçının sesinin kalın bulunduğundan işine son verilmesine karar verilmiştir' diye Spielberg imzalı bir mektup aldım.
ÖZLEM EROĞLU
|
|
|
|
|
|
|
|
|