kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Güle güle oturun efendimiz

Padişah, Düvel-i Muazzama'dan bir elçiyi de yanına alarak saltanat kayığı ile Boğaziçi gezisine çıkmış.. Maksat, alacaklı ülkenin elçisini Boğaz'ın büyüsü ile çarparak daha fazla borç koparabilmek..
Saltanat kayığı koca bir alamet.. İçinde bir sürü maaşlı dalkavuk ve danışman var. Önce Boğaz'ı ortalayarak giderlerken elçinin ısrarı ile kıyıya yakın seyretmeye başlamışlar. Ancak padişah ikide bir kürekçileri uyarıp duruyor:
- Aman dikkat dibe oturacağız..
Elçi de tam aksini söylüyor:
- Ekselansları, derin sular daha tehlikelidir, sığ sulardan devam edelim..
Bir müddet sonra bir danışman endişeleniyor:
- Padişahımız efendimiz af buyursunlar, dibe oturmamız an meselesi..
Elçi yine atılıyor:
- Hayır ekselansları siz merak etmeyin doğrusu bu güzergahtır..
Padişah içinden diyor ki:
- Gavuroğlugavura bak, sanki benim payitahtımı benden iyi biliyor.. Ah gidi parasızlık ah! Alacaklı ya, bilmediği şey yok! Felek utansın!"
Ne var ki, padişahın dalkavukları da elçiyi destekliyorlar. Onun da susacağı yok zaten; padişahı rakama boğuyor:
- Tahminimce bu sandal yirmi metre. Eni de bir buçuk metre.. Derinliği olsa olsa bir metre.. İçinde şu an on yedi kişiyiz.. Her birimizi seksener kilo sayarsak 1360 kilo eder ki, bir buçuk ton bile değil.. Şu an seyrettiğimiz sular iki metreden derin görünüyor. Binaenaleyh, hiçbir şekilde bu sandal, bu ağırlık ile buralarda karaya oturmaz. Lakin biraz açıktan gider de, hafif bir esintiye yakalanırsak, bir de kur dalgası patlarsa Tanrı korusun hepimiz helak oluruz.
Konuşmalardan sıkılan başdalkavuk araya birkaç yağ cümlesi sokamadığı için bunalıyordu. Derken bir gacırtı duyuldu ve saltanat kayığı kayaya oturdu..
Padişah, elçiyi onayladığını unutarak ayağa fırladı..
- İşte gördünüz mü, oturduk!
Başdalkavuk, Padişah'ın ayağa fırlamış vaziyette 'oturduk' demesine bir an şaşırıyor ama yağcılığın gereğini de yapıyor:
"Güle güle oturun efendimiz."
Ecevit'in siyaseten göçtüğü gün bu hikayeyi, eski bir fıkrayı çarpıtarak uydurmuş ama yazmamıştım.. Umarım hala geçerli değildir.

***

Ekonomi ile ilgili 'makro göstergeler' öylesine parlak ki, saltanat kayığı gibi, hepimizi harika manzaraların önünde yüzdürüyor..
Sözgelimi bugün artık en büyükler listesinde KİT'leri sollayan ve zirveye sokulan özel bir şirketle gurur duyuyoruz.
Sanki bu küresel dev de bir UİT (Uluslararası İktisadi Teşebbüs) değil..
Zaten dünyada çoğu toplum (..İT) dörtgenleri ile kuşatılmış durumda.. KİT zaten nicedir var.. BİT (Belediye İktisadi Teşebbüsleri) icat olalı hayli zamandır. CİT dediğim (Cemaat İktisadi Teşebbüsleri) tür de pek yeni değil.. Zaten HİT (Holding İktisadi Teşebbüsleri) ile çoktandır tanışıyor idik ama adını koymamıştık. Korumacı-beslemeci devlet anlayışı ile nice HİT, hiç de verimli işletilmediği halde sahipleri olan ailelere Karun'u kıskandıracak servetler kazandırarak geriliklerini gizleyebilmişlerdi. UİT türü dev kuruluşlar da olağandışı büyüklükleri dolayısıyla karar alma hızları ve tek merkezden hükmedilemezlikleri itibariyle klasik KİT'ler gibi mülkiyetleri dahi sanallaşmış yapılar..
İnsanlık açısından şerleri hayırlarından fazla olan KİT, CİT, HİT, UİT dörtgeni içinde artık hiçbir rakamın güvenilirliği yok.
'Makro ekonomik gösterge' denen veriler bugün bize sandal sefası yaptırıp hoş manzara seyrettirecek kadar etkili gerçeklikler.. Fakat sadece iyiye alamet göstergelere vurgu yapıp ötekileri görmezden gelirsek, kayığımızın kayalara oturma riski hiç eksilmemiş demektir.
Örnek ve kanıt:
Bugün ekonomimizin amiral gemisi ilan edilen UİT uzantısı firma göz kamaştıran bir ihracatla zirveye konuyor.
Peki, bu devin gerçekleştirdiği ihracatın miktarı bangır bangır ilan ediliyor da, neden yaptığı ithalatın toplamı adeta meçhul kalıyor?
Bugün toplam ihracattan yaklaşık on milyar dolar daha fazla ithalat söz konusu ise 'yapısal' iyileşme nerededir?
Açıkçası bu sandal hala tehlikeye doğru yüzüyor.
Lakin mucizeye itirazımız yok.. Bakarsınız sandaldaki insanların ortalama ağırlığı bir anda seksen kilodan kırk kiloya düşüverir.. Masalımız da o zaman başlar..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir demet cilve   / 30-07-2004
 Güle güle oturun efendimiz   / 29-07-2004
 Muhalefet bir ömür, iktidar bir dakika   / 27-07-2004
 İstifa ve istifade   / 26-07-2004
 AB'liler neden yatırıma gelmiyor?   / 23-07-2004
 Göbekten ters aşı   / 22-07-2004
 Fransa'dan notlar   / 22-07-2004
  Paris'te al-ver günleri   / 21-07-2004
 Frengistan cevizi   / 20-07-2004
 Vuruldum göbeğine   / 19-07-2004
AHMET HAKAN COŞKUN
Kabineden çizgiler
Bana öyle geliyor ki Kemal Unakıtan...
EMRE AKÖZ
İkinci Sezer vakası
Bir insanın, aslında 'nasıl bir...
YAVUZ DONAT
Amiral gemisinin deneyimli kaptanı: Alaattin Yüksel
Onu...
Deniz ortasında panik
S.O.S veren deniz otobüsündeki yolcular hemen bir başkasına...
Uçurtmanın peşinden ölüme koştu
Terasta oynayan Çiğdem elinden kaçan uçurtmayı yakalamaya çalışırken...
Paralarını alamayan eczacılar feryat ediyor
Paralarını alamayan eczacılar feryat ediyor
Ödemelerde gecikme yaşandığını kabul etmeyen sosyal güvelik...
Ağabeyi Emine Hanım'ı anlattı
Ağabeyi Emine Hanım'ı anlattı
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ağabeyi Ali Gülbaran, kız...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.