|
 |
 |
 |
 |
|
Paralarını alamayan eczacılar feryat ediyor
Ödemelerde gecikme yaşandığını kabul etmeyen sosyal güvelik kuruluşları yetkilileri ise sadece son aylarda sıkıntı olabileceğini, bunun da personel eksikliğinden kaynaklandığını ileri sürüyor. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı üyelerine ilaç veren eczaneler paralarını zamanında alamamaktan şikayetçi. Bu kurumların borcunun 1 katrilyona yaklaşığını belirten eczacılar,"Bu uygulama bizi iflas noktasına getirdi" diyor.
Eczacılık bundan 20-30 yıl öncesinde Türkiye'nin en gözde mesleklerinden biriydi. Bir zamanlar servetleriyle de dikkat çeken eczacılar şimdi iflastan, kepenk kapatmaktan sözediyor. Bu durumun sebebi ise son birkaç yıldır devlet kurumlarının eczacılara ödemesi gereken parayı gecikerek ödemeyi kalıcı bir uygulama haline getirmesi. Eczanelerin işletme sermayesini eriten bu süreç sonunda eczacılara isyan bayrağını açtırdı. Türk Eczacılar Birliği (TEB) ile tüm illerdeki eczacı odaları bir basın toplantısı yaparak, hangi kurumdan, ne kadarlık alacakları olduğunu açıkladı ve bunların bir an önce ödenmemesi halinde vatandaşların ilaç alamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacakları uyarısında bulundu.
1 KATRİLYONLUK ALACAK
TEB'in yaptığı açıklamaya göre eczacıların anlaşmalı olduğu sosyal güvenlik kuruluşları Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK hiçbir ödemeyi zamanında yapmamakta. Yapılan anlaşmalarda ödeme süresi 18 işgünü olmasına karşın bu kuruluşlar nisan ayından beri ödeme yapmıyor. Açıklamada sadece son 20 günlük gecikmiş borcun 50 trilyon lira olduğu vurgulandı. Bağkur, eczacıların en çok alacaklı olduğu kuruluş. Yerli ilaç bedellerini 60, ithal ilaç bedellerini ise 30 günde ödemesi gereken Bağkur'un ödemeleri 120 ila 150 günde gerçekleşmekte. Bağkur'un 1 Nisan 2004'de ödemesi gereken 115 trilyon, 1 Mayıs'ta ödemesi gereken 200 trilyon, 1 Haziran'da ödemesi gereken 200 trilyon olmak üzere son üç aylık gecikmiş toplam borcu 515 trilyon lira. TEB'in açıklamasında sosyal güvenlik kuruluşlarının toplum olarak ödeme günü geçmiş borçlarının 1 katrilyon lirayı aştığı vurgulanıyor.
'DEVLETİ İCRAYA VEREMİYORUZ'
AB'ye girme aşamasında en önemli kriterlerden birinin hukuk devleti olduğunu dile getiren Türk Eczacılar Birliği Başkanı Mehmet Domaç, eczacılara alacaklarının geç ödenmesinin hukuk devleti ile bağdaşmadığını söylüyor. Her yıl eczacılarla devlet arasında bir sözleşme yapıldığını kaydeden Domaç şöyle konuşuyor: "Bu sözleşmenin hükümlerine her iki tarafın da uyma zorunluluğu var. Bu sözleşmenin taraflarından biri devlet. O halde Türkiye bir hukuk devleti olmak iddiasındaysa en başta devletin uyması lazım. Bu anlaşmada devlet ilaç alımından doğan  borçlarını eczacılara 18 günde ödeyeceği sözünü veriyor. Ama bunu yerine getirmiyor. Buna karşılık hukuk sistemi alacaklarını tahsil için eczacıların devleti icraya vermesine olanak vermiyor. Yani devleti icraya veremiyorsunuz. Böyle hukuk sistemi olmaz. Sonuçta bir keyfilik ortaya çıkıyor."
MAZERET PERSONEL EKSİKLİĞİ
Eczacıların bu sözlerine karşın sosyal güvenlik kuruluşları ödemelerin geciktiği düşüncesinde değil. SSK İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Hülya Özdemir eczacılardan gelen faturaların bir ay içinde ödendiğini kaydediyor. 81 il merkezinde reçete incelemesi yaptıklarını kaydeden Özdemir şöyle konuşuyor: "Biz kurum eczanelerimizin bulunduğu yerlerde ilaçları kurum eczanelerimizden veriyoruz. Ancak kurum eczanemizin olmadığı ya da yetersiz kaldığı durumlarda sigortalılarımızın anlaşmalı eczanelerden ilaçları karşılaması mümkün. Bu eczanelerle yaptığımız sözleşmelerde de ödeme süresi 30 gün. Bu da uygulanıyor. Ancak bilindiği gibi SSK'da yeniden yapılanma nedeniyle kurumumuz uzun süre yasasız faaliyet göstermek durumunda kaldı. Bu süreçte personel alamadık. Personel eksikliğinden kaynaklanan nedenlerle bir takım gecikmeler olmuş olabilir."
MEMURLARIMIZ TATİLDE
Benzer görüşler Emekli Sandığı tarafından da dile getiriliyor. Emekli Sandığı Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Kadir Lekesiz de eczacılara yapılan ödemelerde bir gecikme olmadığını savunuyor. Eczacıların ortaya koyduğu rakam ve görüşlerin kendilerine sunulmadığını, tartışılıp konuşulmadığını vurgulayan Lekesiz "Ama ben örneğin Ankara bölgesi açısından sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ufak tefek sıkıntılar olabilir. Çünkü halen yaz aylarındayız. Memurların yoğun izin kullandığı dönem" diyor.
IMF VE AB POLİTİKASI
İstanbul Eczacılar Odası eski Başkanı Erkan Önsel ise bu konuya borç alacak ilişkisinden bakmanın doğru olmayacağını söylüyor. Olayın temelinde Türkiye'de uzunca bir süredir geçerli olan AB ve IMF politikalarının yattığını dile getiren Önsel "Bu durum kendi ulusal programı yerine AB'den ve IMF'den empoze edilen ekonomik programları uygulamanın sonucudur" diyor. Önsel şunları söylüyor: "İnsanlar ancak sosyal güvenceleri varsa karneleri varsa ilaç alabiliyorlar. Bir yandan sosyal güvenlik kuruluşları neredeyse batırılmaya, işlevsiz kılınmaya ve sonuçta da bunların özelleştirilmesi yolunun açılmasına çalışılıyor. "
NEVZAT ATAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
