Bir güvenlik stratejisi olarak laik değerler
Ortadoğu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmayanlar, din-devlet ilişkilerinin siyasette nasıl konumlandırılacağı konusunda ciddi hatalar yaparlar. Kimi Batı ülkeleri Ortadoğu'ya dönük düzenlemelerden bahsederken, laik olmayan demokratik modellerin de mümkün olabileceğinden bahsederler. Din olgusunun gruplaşmaların ortaya çıkmasında çok etkili olduğu bu toplumsal yapılarda, kimi güçlü ülkelerin kendi çıkarlarına uygun düzenlemeler yapmak için dine dayanan siyasallaşma biçimlerini tahrik ettikleri sık sık görülmüştür. Irak konusunda da buna rastlandı. Irak içinde etnisitiye ya da dine dayanan siyasallaşma biçimlerini öne çıkararak düzen kurma testleri yapıldı. Bu testlerin sonucunda ortaya çıkan tablo her zaman istikrar aleyhine oldu. Bu çabalar kimi Batı ülkelerinin laik değerleri ancak kendi coğrafyaları için önemseyen yaklaşımlarının bir sonucudur. İnsanlığın kazanımı olan siyasi değerleri coğrafi ya da kültürel determinizme mahkum ederek, geri kalan coğrafyalar için bu değerleri lüks gören oryantalist yaklaşımın geçersizliği Irak örneğinde bir kere daha görülmüştür. Modern siyasi değerler, ne Avrupa coğrafyasının ve kültürünün özel mülküdür, ne de başka coğrafya ve kültürlere indirgenebilir. Demokrasi, hukuk devleti, insan haklarına dayanan devlet düzeni ve laik değerler evrensel karakter kazanmıştır. Herhangi bir coğrafyanın ya da özel kültürün değil, tüm insanlığın kazanımları olarak değerlendirilmelidirler.
*** Başkan Bush'un Galatasaray Üniversitesi'nde yaptığı konuşma, Türkiye'nin siyasi sistemi üzerine yapılan değerlendirme hatalarının büyük oranda giderildiğini göstermesi bakımından önemlidir. Türkiye'nin laik değerlerle yönetilen bir ülke olması konusundaki vurgu ve diğer özelliklerinin ancak bu "şemsiye" altında bir anlam ifade ettiğinin anlaşıldığını gösteren yaklaşım kayda değerdir. Birçok kez kimi Batılı sözcüler tarafından, Türkiye'nin laik değerlerle yönetilmesi ile İslam dinine dayalı sosyolojik özellikleri, yönetim sisteminin eşit iki rengi gibi ele alınmış ve böylece ciddi hatalar yapılmıştır. İslam dininden gelen kimi sosyolojik özelliklerinin, sisteminin ana karakterini oluşturan laik değerler ile aynı düzlemde ve siyasi boyutta değerlendirilmesi, Türkiye'yi konumlandırmak bakımından ciddi hatadır. Sistemin ana karakteri, din-devlet ilişkileri bağlamında laik değerlerle içeriklendirilmiştir. Bu bağlamda laik değerlerle aynı boyutta ya da düzlemde bir dinamiğin sistemi yönlendirmesi sözkonusu değildir, başka bir boyutun sistemin işleyişine etki etmesinden bahsedilemez. Bu nedenle, Türkiye'nin nasıl bir modele sahip olduğu ya da nasıl bir rol üretebileceği konusundaki tartışmalarda dikat edilmesi gereken, sosyolojik özelliklerinin ve sosyal dinamiklerinin laik ve demokratik değerler şemsiyesi altında ele alınması gerektiğidir. Türkiye'nin sisteminin laik boyutu, başka bir eksenle birbirine karıştırılabilir veya şu ya da bu sebeple eksiltilebilir bir boyut değildir.
*** Türkiye'nin Avrupa'dan farklı sosyolojik özelliklere sahip olmasına rağmen güçlü bir laik değerler boyutuna sahip olması ile İKÖ coğrafyası içinde ağırlıklı bir ülke olması arasında bir çelişki yoktur. Biri diğerinin zıddı değildir. Şu yönü mü, yoksa o yönü mü tercih edeceğiz şeklinde bir tartışması bulunmamaktadır Türkiye'nin bu coğrafya ve kültürel çevrenin ortasında laik değerlere sahip bir ülke olmasının ne kadar ayrıksı olduğu, son yaşananlarla birlikte bir kere daha görülmüştür. Laik değerler sadece iç uzlaşma açısından değil, aynı zamanda güvenlik açısından da önemli bir işlev üretmektedir. Laik değerlere sahip olmayan ülkelerin, uluslararası sistemde karşılaştıkları güvenlik sorunları bugün doruk noktasına ulaşmıştır. Öte yandan laik değerlerle yönetilemeyen ülkelerin, uluslararası sistemde ortaya çıkan her dalgalanmayı, kendi iç bütünlükleri bağlamında bir kırılganlık olarak yaşamak zorunda kaldıkları gözlemleniyor. Bugün Ortadoğu'da yaşanan sorunların en önemli boyutu demokrasi ve laiklik konusundaki eksiklikler oluşturmaktadır
*** Başkan Bush'un son konuşmasında Türkiye'nin güçlü bir laik devlet olmasına yaptığı vurgu yerinde olmuştur. Dışişleri Powell'in daha önce yaptığı hata temelden düzeltilmiştir Türkiye'nin diğer özelliklerinin, ancak demokratik ve laik bir devlet olma şemsiyesi altında bir değer taşıdığı, bunun bir iç barış unsuru olduğu kadar aynı zamanda bir güvenlik stratejisi de olduğu, son zamanlarda çevremizdeki coğrafyalarda yaşanan gelişmeler ışığında daha açık görülmüştür...
|