"Gecekondu Proje"nin sonucu
Hızlandırılmış tren Haziran başında törenle yola koyulduğunda, birçok vatandaşın böylesi güzel bir uygulamayı daha önceki hükümetlerin neden akıl edemediklerini düşündüklerine eminim. Bunu iş bitiren ve bitiremeyen hükümetler arasındaki farka bağlayanlar olmuştur. Öyle ya, bir tarafta karar almakta zorlanan üçlü bir koalisyon hükümeti, diğer tarafta ise Mecliste üçte iki çoğunluğa sahip bir tek parti Hükümeti. Oysa hızlı tren daha önceki Hükümetler döneminde de gündeme gelmişti. Son olarak Ecevit Hükümeti döneminde de bu konu ortaya atılmış, ancak işten anlayan teknisyenler "Bu hatta bu altyapıyla hızlı tren olmaz" demişlerdi. Başta zamanın DPT ve Hazinecileri olmak üzere bürokratlar öneriye şiddetle karşı çıkmış ve Hükümeti projenin gerçekleştirilmemesi konusunda ikna edebilmişlerdi.
Hükümetin yanlışı Aynı mekanizma, ne yazık ki, AKP Hükümeti döneminde işleyemedi. Bürokrasi maalesef, görevini yerine getirmedi. Hükümet ise siyasi olarak ciddi bir yanlışın içine düştü. Önceki Hükümetler de bu altyapıyla hızlı tren olamayacağını görmüş, yeni bir hızlı tren altyapısı için ise gerekli finansmanı sağlayamamışlardı. Ancak hızlı trenden vazgeçip "hızlandırılmış tren" gibi "gecekondu projelere" de yönelmemişlerdi. Oysa AKP Hükümeti, yine kaynak bulamadığı hızlı tren kararını ertelerken, ara bir formül olarak "hızlandırılmış tren" kararı verdi. İlgili tüm akademisyenler, sendikalar ve odalar bu altyapıyla hızlandırılmış tren de olamayacağı konusunda yoğun uyarılarda bulunmuşlardı. Buna rağmen Hükümet, projeyi hayata geçirmekte ısrar etti. Sonuç ortada Eğer uyarılar dikkate alınmış olsaydı, 40'a yakın insan bugün hayatta olacaktı.
Suç kimde? Dün televizyonda izledim; Demiryolları Genel Müdürü "Kazanın olduğu yer virajlıydı, bu nedenle tüm trenler burada aynı hızla giderdi" diyor. Yani "Hızlandırılmış trenin bir suçu yoktu" demek istiyor. Sözlerinin "Bu raylara güvenmeyin, burada normal trenler de kaza yapabilir" anlamına geldiğini fark etmiyor bile. Genel Müdür bu sözleriyle yıllardır ihmal edilen ancak şiddetle ihtiyaç duyduğumuz demiryolculuğa ciddi bir darbe vurduğunu görmüyor. Eğer oradaki raylar ya da altyapı normal trenlerin bile kaza yapabileceği kadar kötüyse, acilen tedbir almak gerekmez miydi? Normal bir ülkede böylesi bir kaza, ulaştırma bakanından projeyi yürüten teknisyene kadar pek çok kişiyi koltuğundan ederdi. Bizde ne olacağını göreceğiz. Ulaştırma Bakanı başta olmak üzere ilgili tüm bürokratlar bedel ödemeli ki; bir daha kimse böyle bir yanlışın altına kolay kolay imza atamasın.
|