Yiğidi öldür ama hakkını da ver... Politika yapma yeteneği bende her zaman şüpheler uyandıran Kemal Derviş bu hafta ciddi bir hata yaptı. Ve bir anda tüm basını karşısında buldu. Derviş'in türban konusundaki sözlerini yazan gazetecilerden Milliyet yazarı Serpil Yılmaz'ı tanırım ve güvenirim. İyi gazetecidir, yalan haber yazmaz. Dolayısıyla Serpil'in yazdıklarını doğru kabul ederim. 2001 krizindeki başarısıyla parlayan Derviş bu hafta önce Arı grubunun repepsiyonundaki sözleriyle kendi çapında bir kriz yarattı, sonra da bu krizi olabilecek en kötü şekilde yönetti. "Denizleri aşıp derede boğulmak" diye buna denir. Oysa biz onu kriz yönetimindeki başarısıyla tanımıştık. Ancak bu haftaki başarısızlığı Derviş'in daha önceki sevaplarını yok etmez, etmemeli. AKP ne kadar "kendi programımı uyguluyorum" dese de biliyoruz ki mevcut program 2001 yılında hazırlanan programın devamıdır. Bu programı hazırlayan ekibin lideri ise Kemal Derviş'tir. Türkiye ekonomisi bu programla krizden çıktı ve bugünkü düzeyine geldi. Enflasyon düştü, ekonomi daralmadan büyümeye geçti ve piyasalar istikrara kavuştu. Bu olumlu tabloda Derviş'in payı inkar edilemeyecek kadar büyüktü. Tüm bunlar olurken, ABD'nin ya da IMF'nin adamı olmakla suçlandı ancak yolsuzluk anlamında hakkında ne bir şaibe çıktı, ne de bir iddia ortaya atıldı. Halkın güvenini ve sevgisini kazandı, dürüst ve başarılı bir kişilik olarak görüldü. Halk, teknisyen Derviş'i sevdi ve onu politikada görmek istedi, hem de lider olarak. Oysa (galiba) o hiçbir zaman kendini liderliğe uygun görmedi. İyi bir ikinci ya da üçüncü adam olabilirdi ama lider olamazdı. Galiba bu yönde isteği ve arzusu da yoktu. Olsaydı, bence şimdiye kadar olurdu. Çünkü bu ülkede ne insanlar lider oldu. Dış dünyadaki itibarı ve ona verilen destek, kamuoyundaki imajı ve ona duyulan güven Derviş'i bir partinin ya da hareketin liderliğine taşıyabilirdi. (Şimdi görüyorum ki bu vahim bir hata olurmuş.) Politikacı Derviş Türkiye'ye çok fazla bir şey vermedi ama teknisyen Derviş'in çok önemli katkıları oldu. Bundan sonra da olabilir. AB konusunda ya da ekonomide onun katkılarına ve uyarılarına ihtiyaç var. Bu nedenle (eğer varsa) hükümetin Derviş'ten AB konusunda lobi yapmak amacıyla faydalanma planı doğru bir adım olacaktır. Bunun ötesinde Derviş'ten lider olmayacağını atık kabul etmek, rüya peşinde koşmamak lazım. Bundan üç-dört yıl önce "Türkiye'de önümüzdeki dönemde lider olma potansiyel ve dinamizmine sahip kim var?" diye sorulduğunda pek çok kişi gibi ben de Derviş ve Erdoğan'ın isimlerini verirdim. Erdoğan'da haklı çıktım ama Derviş'te yanıldım. Fakat bu Derviş'in olumlu niteliklerini gözardı etmemi gerektirmez. Aksine ondan beklentilerimi daha sınırlı ve gerçekçi bir çerçeveye oturtmama yardımcı olur. Türkiye Derviş'ten yararlanmaya devam etmelidir...
