Portekiz'in ardından
Son Avrupa Futbol Şampiyonası, günümüz futbolunun gidişatı hakkında önemli bilgiler verdi.
1- Sürpriz sonuçlar: Bu tablo 2002 Dünya Şampiyonası'nda başladı, Avrupa Şampiyonası'nda da devam etti. Dünya devleri kabul edilen takımlar genelde başarısız oldular. Favori gösterilen takımlardan bazıları gruplardan dahi çıkamadılar. Bunun başlıca nedeni, yıldız oyuncuların zorlu Avrupa liglerinde çok ağır maç trafiği yüzünden sezon sonunda düşüş içine girmeleri. Ne kadar yetenekli olursan ol günümüzde fizik açıdan hazır değilsen, başarı mümkün olmuyor. Ayrıca kulüp takımlarından büyük transfer ücretleri alarak doyuma ulaşan, her yönden kendilerini kabul ettirmiş futbolcular bu şampiyonalarda fazla heyecan duymuyorlar.
2- Takım savunmasının önemi Bundan 10 sene önce bir yazı yazmıştım. Ana fikir günümüz futbolunun artık basketbola benzediğiydi. Nasıl basketbolda iyi savunma yapmadan başarılı olunamıyorsa futbolda da artık öyle olacaktı. 1974 Dünya Kupası'nda Hollanda, kolektif futbolun yanında yüksek fizik kondisyon ve müthiş presiyle sahne aldı. Savunmayı karşı alanda yaptılar. Rakipler değil pozisyon bulmak Hollanda yarı alanına geçme şansını zorlukla yakalamıştı. İlerleyen yıllarda takımlar şartlara uymak için fizik kondisyon ve prese özen göstermeye başladılar. Ve artık oyunu karşı alanda kabul etmek ve yalnız orada baskı uygulama savunma güvencesini olumsuz etkiler hale geldi. Çünkü geriden çabuk çıkışlar geniş alanda üretkenlik için ideal bir ortam doğuruyordu. Savunma prensipleri günümüz futbolunun şu anda temel ilkesi. (İleride ilk preste başarı sağlanamazsa rakip atakların olgunlaşma döneminde geriye çabuk dönüp, orta saha defans bütünleşmesiyle alan daraltacaksın.) Hücum gücü çok düşük Yunanistan savaşarak ve iyi savunma yaparak şampiyon oldu. Ev sahibini biri finalde iki kere yenmek, Çek Cumhuriyeti ve Fransa'yı elemek bu başarının tesadüf olmadığının kanıtı.
3- Teknik direktörün önemi Bir teknik direktörün takım üzerindeki etkisinin çok çok önemli olduğunu yeri geldiğince her zaman vurgularım. Avrupa Şampiyonası'nda gördük; bilhassa güçlü ekiplerin başındaki teknik direktörler takım tertibinde, taktik anlayışta ve oyuncu değişikliğinde büyük hatalar yaptılar. Bilhassa Santini ve Dick Advocaat tam bir hayal kırıklığı yarattılar. Otto Rehhagel ise büyük bir başarıya imza attı. Gruptan dahi çıkabilmesi sürpriz görünen kısıtlı kadrolu bir takımı her yönüyle mükemmel yöneterek mutlu sona ulaştırdı. Bilhassa rakiplere göre taktik planları çok akılcıydı. Hele bir tanesi mükemmeldi: Çek Cumhuriyeti yetenekli ofansif gücü yüksek bir orta sahaya sahip. Ancak üretkenliğin odak noktası dev forvet Koller. Golcülüğünün yanında müthiş bir asistçi. Rehhagel, Koller'i basketbol koçu gibi pasifize etti. Topla buluşacağı anda markajcısının gölgesi arkasındayken önden de basketbol pivotuna yapılan savunmayı uygulattı. Kısacası Rehhagel de bir teknik direktör devrimine imza attı.
|