|
 |
|
 |
  |
|
İki yıl önce 'İslamcı'ydı şimdi 'sabırlı iyimser'
Erdoğan'ın 2002 Kasımı'nda Fransa'ya yaptığı ziyaret Fransız basını tarafından "İslamcıların başı Avrupa gezisinde" diye duyurulmuştu. Bu süre zarfında basının bakış açısı değişti; bu kez Erdoğan'ın AB konusundaki kararlığına vurgu yapıldı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği konusunda en 'sert' duran ülkelerden biri Fransa... Ülke siyasilerinin Türkiye'nin üyeliği konusunda farklı görüşler benimsemiş olması, Fransa'yı dünya kamuoyu nezdinde de "aşılması gereken son engel" yapıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda önemli yere sahip olan Fransa'ya 3 günlük ziyareti için startı dün verdi. Dün saat 14.00'te Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan ayrılan Erdoğan ve Türkiye'nin AB üyeliği, Fransız basının gündemindeydi. Fakat bu kez Erdoğan için kullanılan "sıfatlar" da, Türkiye'nin AB üyeliği hakkındaki görüşler de 2 sene öncesinden oldukça farklıydı. Başbakan Erdoğan'ın, Paris'e 2002 yılının kasım ayında yaptığı ziyaret öncesi gazetelerde yayımlanan haberlerde; hakkında "İslamcı", "ılımlı İslamcı", "İslamcılar'ın başı" sıfatları kullanılmıştı.
İLK ZİYARET KUŞKULU VE BİLİNMEDİKTİ Netice itibariyle Erdoğan ve AKP, Fransızlar için "bilinmedik ve kuşkulu" siyasi bir hareketti. Bu kuşku tamamen ortadan kalkmış olmasa da, artık Erdoğan, Fransa için öncelikle "ülkesini AB'ye sokmaya çalışan bir siyasetçi..." Fransa siyasetinin kalbi Paris, 2 yıl önceki ziyaretinde Erdoğan'a çekingen ve mesafeli yaklaştı. Elysees Sarayı Erdoğan'ı, dönemin Savunma Bakanı Vecdi Gönül'le birlikte kabul etmeyi tercih etti. Ve Chirac Erdoğan'ı "resmi sıfatı olmayan biri" olarak kabul etti. Fakat görüşmeler sonrası onu "hükümet başkanı" prosedürüyle uğurladı.
ERDOĞAN KESİNLİKLE AVRUPA'YI İSTİYOR Chirac-Erdoğan buluşmasının ardından ElysSarayı'na yakın isimler konuk için "Çok kararlı. Kesinlikle Avrupa'yı istiyor"şti. Ama kimse bu hükümetin Kopenhag Kriterleri'ni tamamlayacağını düşünmüyordu. Hele Kıbrıs konusundaki politika değişikliğini aklına getiren bile olmamıştı. Tam 2 sene önce Erdoğan'ın ziyaretini Le Figaro gazetesi, "Chirac dün Müslüman parti liderini ağırladı", "İslamcılar'ın başı Avrupa gezisinde" başlıklarıyla duyurmuştu. Gazete Erdoğan'dan "İslamci eski belediye başkanı" diye söz ediyor, Erdoğan'ı okurlarına "Ankara'nın yeni kuvvetli adamı" diye tanıtıyordu.
YENİ TASVİRDE 'SABIRLI VE İYİMSER' DENİLİYOR Gazetenin, "Avrupa, Türk sorunuyla karşı-karşıya" başlığını kullandığı başyazısında ise Türkiye'nin AB'ye kabülünün birlik için ne kadar tehlikeli olduğu anlatılıyordu. Bu tartışmalar bu kadar süre içinde sona ermedi elbette... Hatta takvim ilerledikçe Fransız kamuoyundaki muhalefetin de sertleştiği muhakkak. Ama 2 sene önce ilk bakışta yapılan vurgular, saptamalar farklılaştı. En muhalif isimler dahi Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirme konusunda çok önemli bir performans gösterdiğini söylemekten çekinmez hale geldi. Dün yayımlanman Le Figaro gazetesinin Erdoğan tasvirinde bu defa "İslamcı bir lider" denmiyor; "sabırlı bir iyimser. İyi bir futbolcu. Üst düzeyde bir maraton koşucusu" diye söz ediliyor. Erdoğan'ın, "Fransızlar'ın kalbini kazanmak için çıktığı bu gezide elinin de boş olmadığı THY'nin Airbus'tan 40 uçak almaya hazırlandığı" öne sürülüyor.
ERDOĞAN PARİS'İ İKNA ETMEYE GELDİ Ülkenin önde gelen diğer bir gazetesi Liberation'un da Erdoğan'a bakışı bu geçtiğimiz süre zarfında değişti. Gazete, Erdoğan'ın geçtiğimiz gezisinde "Kim korkar Türkiye'den?", "ılımlı İslamcı lider Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne kabülü için iknaya çalışıyor" başlıklarıyla duyurmuştu. Bu defa ise Erdoğan ve Chirac'ın fotoğrafının yer aldığı kapakta, "Avrupa'da Türkiye başağrısı", "Erdoğan ülkesinin Avrupa Birliği'ne üyeliği konusundaki tartışmayı alevlendirecek" başlıklarıyla verdi. Gazetenin baş yazısında Türkiye'nin 'tarihi olarak Avrupa'ya ait olmadığına' değinilse de bu sorunların Türkiye'nin AB'ye girişi için bir engel olmadığı vurgulandı. "İslam dininin demokrasi ve laiklik için engel teşkil etmediği", Türkiye'nin AB'ye üye olma mücadelesininse birlik için "tarihi ve önemli olduğu" vurgulandı. Bu yüzden de üyeliğin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Le Monde gazetesi de Erdoğan'ın Paris'i ikna etmeye geldiğini vurgularken, Türkiye'nin bu yöndeki son çabalarını anlatmakla yetindi. Chirac'ın Türkiye için söylediği "demokratik, istikrarlı ve 1923 yılından beri laikliği seçmiş bir ülke" cümlesine yer verdi. Ayrıca Chirac'ın NATO zirvesinde Türkiye için söylediği, "AB'ye katılması dilenenülke. Bu artık geri dönüşü olmayanbir süreç. Ama bu süreç uzun ve zor olacak" ifadesine de yer verdi.
BELKIS KILIÇKAYA / PARİS
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|