|
|
|
|
|
|
Kupa güzel de
Fenerbahçe'nin gurur gecesini Malatyaspor'un net galibiyeti hüzünle doldurdu. Sarı-lacivertliler'i hiç kimsenin beklemediği şekilde şampiyonluğa taşıyan özelliği mücadeleden hiç vazgeçmeyen karakteriydi. Kötü oynadılar ama 33 maçta da mücadele ettiler ve terlerinin son damlasına kadar savaştılar. Sadece dün hariç. Saracoğlu'nu dolduran 50 bin kişilik koro maçtan önce kaldırılan şampiyonluk kupasının sevinciyle ve gururuyla doluydu. Ancak tribünler gibi takımları da şampiyonluğu erkenden kutlamış, kafalarındaki 'kazanma' formatına çoktan tatile göndermişlerdi. Son iki şampiyonluk deplasmanda alınan galibiyetlerle gerçekleştiği için böyle bir fırsatı ne yönetim, ne de seyirci kaçırdı. Kazansalar da kaybetseler de kupa ellerindeydi ya. Bu şartlarda maçın tek önemi Haluk Ulusoy'un istifaya davet edilmesi olarak kaldı. İki gol yedikten sonra şampiyon olduklarını hatırlayan Fenerbahçe takımının maçı beraberliğe taşıması için yetersiz kalan çabasını da izledik. Ama Malatyaspor gerçekten de ligi şampiyonu yenerek bitirmek istedi. Ve çok kontrollu oynayıp yüksek pas yüzdesi sağlayarak rakiplerini de seyircileri de oyundan düşürdüler.
Mucize bir kere olur Christoph Daum şampiyonluklarını iki kelimeye sığdırdı. Birincisi sansasyon, ikincisi sürpriz. Bize göre bu şampiyonluğun açıklaması mucize kelimesindeydi. Hiçbir maçında organize olamayıp, 3 futbolcusunun yüklendiği skor gücüyle bugünü taraftarına yaşatan Fenerbahçe takımının aslında gerçek görüntüsü dünkü gibi. Bu takımın kazandığı tecrübe önemli ancak önümüzdeki yılların yatırımında kalite kazanması da lazım. Daum'un "Devşirme" oyuncularıyla bazı mevkileri yaratması artık geçerli olmaz. Her mucize bir kere olur. Artık top yönetime geçti, Fenerbahçe taraftarı sadece şampiyon olmakla yetinen değil, futbol da oynayan bir takımı olsun istiyor. Son olarak böylesine kötü bir ligde formalarını ıslatıp kupayı kucaklayan sarı-lacivertli ekibi kutluyoruz. Ama dünya dönüyor ve hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|