| |
"Devletten birileri"
Birkaç yıl önceydi... Hakkari'ye gitmiştik... Ve çok kişiden aynı şikayeti dinlemiştik... Şikayet "Van-Hakkari yolundaki" aramalarla ilgiliydi... Bazı günler 10, bazı günler 20 noktada arama oluyormuş. Herkes bundan yakınıyordu. "Yolculuk, işkence halini alıyor" diye. Araştırdık. Söylenenler doğruydu.
*** O seyahatte Hakkari'den Van'a geçmiştik. Van'da da halkla konuşmuştuk. Çarşda, pazarda pek çok Vanlı "Hakkari'ye gitmek bir eziyet" demişti: - Adım baş durduruyorlar... Arıyorlar.
*** Dinlediklerimizi dönemin Hakkari Valisi'ne de anlatmıştık, Van Valisi'ne de. İkisinin de yanıtı birbirinin aynıydı: - Biliyoruz... Vatandaş haklı... Ama biz bu aramaları yapmaya mecburuz. "Terörist mi arıyorsunuz... Silah mı?" diye sorunca da... Şu yanıtı almıştık: - Uyuşturucuyu unuttunuz.
*** İki Vali de anlatmıştı ki: _ Uyuşturucu bazen cenaze arabasında bile taşnıyor. _ Bazen ambulansta. _ Bazen gelin otomobilinde. _ Bazen sivil, bazen resmi plakalı bir araçta. Onun için sivil araç, resmi araç, düğün konvoyu, doğuma yetiştirilecek kadın demiyor, herkesi arıyorlardı. Tabii "bütün bunlara rağmen" uyuşturucu trafiği tam olarak önlenemiyordu.
*** Hakkari Valisi'nin de, Van Valisi'nin de sözleri, daha dün söylenmiş gibi kulaklarımızda: - Nedenini söyleyelim ama yazmamak kaydıyla... İşin içinde maalesef devletin elemanları da var... Zaten devletin içinde bir işbirlikçi bulamasalar bu pis işleri yürütebilirler mi?.. Asla.
*** O seyahatte Derya Sazak ile birlikteydik. Yazılmamak üzere anlatılanları ikimiz de yazmadık. Şimdi yazmaya karar verince de, Milliyet'ten Derya Sazak'a sorduk: - Hatırlıyor musun, Vali beyler ne demişti? Sazak başladı gülmeye: - Nasıl hatırlamam?.. Devletin içinde bir işbirlikçi olmadan, devletten birini ayarlamadan asla...
*** Benzer bir "yazılmamak kaydıyla" olayını daha önce de bir albaydan dinlemiştik. 12 Eylül 1980 sonrasıydı. Mamak'ta bir askeri cezaevi vardı. Sağcısı, solcusu, teröristi, siyasetçisi, öğrencisi, öğretmeni oradaydı. Bir gün o meşhur cezaevine gittik. Gezdik. Öylesine sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı ki, oradan "kuş bile uçamazdı." Nöbetçi uyusa, köpekler tetikteydi. Ama buna rağmen "firar" oluyordu. Nasıl?
*** Yanıtı "yine yazılmamak kaydıyla" komutan vermişti: - Cezaevi yetkililerinden birinin yardımı olmadan asla...
*** Yıllar geçti aradan. Uyuşturucu trafiği deseniz "devam." "Sahte pasaport... Adam kaçırma" deseniz devam. "Devletten birileri ile dirsek teması" devam.
*** İşte bu "devletten birileri" konusunu çözmeden hukuk devleti ile mafya devlet arasında kalın bir çizgi çekebilmek çok güç.
|