|
|
|
|
|
|
Fahrenheit 9/11 ilk üç günde 21.8 milyon dolar hasılat yaptı
Michael Moore'un ABD Başkanı George W. Bush'u eleştirdiği belgesel filmi 'Fahrenheit 9/11', Bush yanlılarının bile fikrini değiştiriyor. Gösterime girdiği hafta birinci sıraya oturan film, Spider Man vizyona girene dek listebaşı kaldı ve ilk 3 günden 21.8 milyon dolar hasılat elde etti.
Önümüzdeki kasım ayında Amerika'da yapılacak olan seçimler, tam anlamıyla bütün dünyayı etkileyecek. Bu önemli seçimde iki taraf var. Birinci tarafta Amerika Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti adayı George W. Bush, ikinci tarafta ise Bush karşıtları... Yani Bush'un ikinci kez başkan seçilmesini istemeyenler var... Bu amaçla o kadar çok eylem, konser, konferans yapıldı ki... Ama bütün bunlardan daha etkili olan, hiç şüphesiz yönetmen Michael Moore'un olay yaratan filmi "Fahrenheit 9/11" oldu... Filmin yankıları, özellikle de seçmen üzerindeki etkisi hâlâ sürerken, şimdi bir de en az onun kadar etkili olması beklenen yeni bir "belgesel" film, seçimler öncesi Bush'un işlerini zorlaştıracak gibi görünüyor...
BÜTÇESİ 6 MİLYON DOLAR Michael Moore... Sinema dünyasıyla ilgilenen herkesin yakından tanıdığı yönetmen Moore'un adı, ne Amerika basınında, ne de dünya basınında geçtiğimiz aylarda olduğu kadar yer almamıştı. Oscarlı yönetmenin, Bush'un 11 Eylül saldırıları sonrası politikasını eleştirdiği filmi, hem onun ününe ün kattı, hem de ülkede "bilinçli" bir Bush karşıtlığı oluşmasını sağladı. Ayrıca 'Fahrenheit 9/11', gösterime girdiği ilk hafta "box office" listesinde birinci sıraya yerleşmeyi başaran ilk belgesel film olma özelliğine de sahip oldu. 2004 yılının en iyi çıkış yapan 19'uncu filmi olan Fahrenheit 9/11, şu an ABD "box office" listesinin dördüncü sırasında iddiasını sürdürüyor. Spider Man (Örümcek Adam) gösterime girene dek birinci sırada kalan 'Fahrenheit 9/11', belgesel dalında listebaşına çıkarak bir ilke imza attı. Hollywood filmlerine kıyasla oldukça cüzzi, 6 milyon dolar bütçeli film, daha ilk 3 günden 21.8 milyon hasılat elde etmeyi başardı. Olay film, Cannes Film Festivali'nde sinemanın en prestijli ödüllerinden kabul edilen Altın Palmiye ödülünü de alarak ilginin daha da çok kendine yönelmesini sağladı. Sadece Amerika ve Kanada'da 81 milyon dolar hasılat elde eden film, ayrıca bütün zamanların en çok kazanan filmler listesinde de 396'ıncı sıraya kadar geldi.
GERÇEKLER ANLATILIYOR Belgesel bir film için inanılmaz olarak kabul edilen bütün bu başarılar Moore'un alışılmış mizah ve korku üslubunu başarıyla işlemesinin yanı sıra filmin konusuyla da ilgili... 25 Haziran'da Amerika'da bütün engellemelere rağmen tam 868 sinemada gösterime giren film, hepimizin bildiği gibi Bush politikalarını eleştiriyor. Bu eleştiriler Dünya Ticaret Merkezi'ni vuran saldırılardan önce yaşanan terörizm korkularıyla başlıyor. 11 Eylül saldırılarına ve bu saldırıların Moore'un dediği gibi "Irak'ın işgalinin meşrulaştırılması için kullanılmasına" kadar geliyor. Peki bu eleştirilerin bu kadar yankı uyandırmasını, bu kadar çok kişinin onaylamasını ya da tepki göstermesini ne sağladı? Hiç şüphesiz filmin büyük kısmını oluşturan röportajlar ve "Amerikan askerleri, Iraklı siviller ve Bush'un" arşiv görüntüleri... Bütün bunlar, filmi asılsız iddialar ve suçlamaların yer aldığı bir denemeden çok, gerçeklerin anlatıldığı ve paylaşıldığı bir belgesel haline getirdi. İşte bu yüzden filme liberal ve sosyalistler gruplar giderken, Bush yanlısı muhafazakarlar filmin gösterimden kaldırılması için hâlâ çalışıyor.
OYLARI ETKİLEYECEK Filmi izleyen ve izlemeden önce kesinlikle Bush'a oy vereceğini söyleyen yüzde 3.3'lük grubun düşüncesi tamamen değişti. Ve Bush'a oy vermekten vaz geçti. Aynı şekilde daha önce kararsız olan yüzde 9'luk bir grup, kesinlikle Demokratlar'ın adayı John Kerry'ye oy vermeye karar verdiğini söyledi. Filmi izleyenlerin yüzde 52'si kesinlikle oy vermeye karar verdiğini, yüzde 72'si de aday hakkında daha çok detay öğrendikten sonra oy vereceğini söyledi. Yani bir belgesel film, dakikalar içinde seçmenlerin fikirlerini bu denli değiştirmeyi başardı.
İDİL DEMİREL
|
|
|
|
|
|
|
|
|