kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Erdoğan dil bilmeden yabancılarla nasıl yakın ilişki kuruyor?
Gazeteciliğin eksiği, pazarlama ve heyecandır!
Şaka

Erdoğan dil bilmeden yabancılarla nasıl yakın ilişki kuruyor?

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dünya liderleri ile kurduğu dostça ilişkiyi değerlendirenlerin, "Yabancı dil bilmediği halde bunu nasıl başarıyor" diye tartıştıklarına sık sık tanık oluyorum.
Bu tür cümleleri duyunca, aklıma hemen bir sohbetimizde rahmetli Vehbi Koç'un bana yakınması geliyor.
- Ah Mehmet Bey... Bir İngilizce bilseydim çok büyük işler yapabilirdim, demişti Vehbi Koç.
Yani yabancı dil bilmek tabii ki iyi ve önemli bir şey. Ama yabancı dil bilmek her şeye yetmiyor. Neticede İngiltere'de çocuklar da İngilizce konuşuyor ve dünyada birden çok dil bilen sayısız çevirmen var.
Bir dönem çok ünlü bir politikacının 7-8 yabancı dil bildiği söylenirdi. Babama bu ki- şinin bildiği dilleri hatırlatıp, "Çok önemli bir adam değil mi" demiştim.
O da şu soru ile cevap vermişti:
- Sözünü ettiğin kişinin bildiği dillerden birinde, akılda kalacak kadar değerli bir şey söylediğini duydun mu?
Tayyip Erdoğan'ın yabancı dil bilmemesine rağmen, dünya liderleri ile kurduğu yakın ilişkilere dönersek...
Bir Japonya seyahatimde, dev şirketlerden birinin ihracat müdürü ile yaptığım konuşmayı hatırlıyorum. Bu şirketin ihracatı milyarlarca dolardı ve ihracat müdürü, çok kötü ve çok zor anlaşlır bir İngilizce konuşuyordu.
Sormuştum,
- En büyük ihracatınız Amerika'ya. Bu İngilizce ile nasıl başarıyorsunuz milyarlarca dolarlık satışı?
O Japon yönetici de şöyle demişti:
- Eğer malınız kaliteli, fiyatınız ucuz ise ve söz verdiğiniz zamanda malınızı teslim ediyorsanız, hiç İngilizce bilmeseniz de satabilirsiniz malınızı.
Erdoğan neyi sunuyor peki dünya liderlerine?
Birincisi, 11 Eylül 2001 sonrası dünyasına, siyasal İslam kökenli bir politik kadronun da, Batı ile aynı titreşim katsayısına sahip olabileceğini gösteriyor.
İkincisi, Kıbrıs benzeri kronik kriz konularına takılıp kalmış olan Türkiye'nin, çözüm üretebileceğini kanıtlıyor. AB yolunda yapılması imkansız görülen reformları yapıyor Erdoğan'ın başnda olduğu iktidar.
Ve bunlar kadar önemli bir başka faktör daha var.
Erdoğan'ın hiç kompleksi yok. Bilmediği yabancı dillere karşn, vücut dilini kullanmak konusunda çok usta.
Türkiye gibi çok önemli bir ülkede tek başna iktidar olmanın verdiği ağırlığı, vücut diline yansıtıyor. Ezik durmuyor.
Eşit ve güvenli görünüm veriyor. Hepimiz bilelim ki Erdoğan "Yeni Türkiye"nin işaretçisi.
Anadolu'yu gezdiğiniz zaman, pek çok kentte hiç dil bilmeyen ve üniversite diplomasız girişimcilerin kurdukları büyük endüstri tesisleri ile karşlaşrsınız. Ama bunların evlatları, Amerika'da, İngiltere'de, Almanya'da okumuşlardır.
İşte Erdoğan o iki kuşağın arasındaki Türkleri temsil ediyor bir anlamda.
Dış dünya da, bu yeni Türkler'in söyleyecekleri çok önemli sözlerin olduğunu bildiği için, Erdoğan'la yakın ilişkiye giriyor.
Keşke mümkün olsaydı ve şu sırada Turgut Özal türü bir kişi de Cumhurbaşkanlığı makamında bulunsaydı.
Doğacak sinerji, içeride de, dışarıda da Türkiye'ye müthiş ivmeler getirirdi.
Özetle, Erdoğan mümkün olsa ve aynı dili konuştuğu bazı Türkler'le de, dış dünyanın liderleri ile onların dilini bilmeden kurduğu dostça diyalogları kurabilse.
Ama ne yazık ki bu bazı Türkler, ne Yeni Türkiye'nin, ne de yeni dünyanın dinamikleri konusunda fazla algılama yapabilecek yeteneğe sahipler.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye nefesini aralık ayına kadar tutacak   / 13-07-2004
 İcazetli gazete yazarlığının dayanılmaz ağırlığı üzerine...   / 12-07-2004
 Erdoğan dil bilmeden yabancılarla nasıl yakın ilişki kuruyor?   / 11-07-2004
 Yolu onarmak için ille de kına gecesi mi yapmak gerekiyor?   / 10-07-2004
 "Çok yaşa" demek için, Hıncal'ın hapşırmasını beklemiyorum   / 09-07-2004
 Ahirette iman ve Bodrum'da mekân mı?   / 08-07-2004
 İnsanların değerini onlar ölmeden anlamak çok mu zor?   / 07-07-2004
 Gündoğan'da yaşanan "Dolar" krizi   / 06-07-2004
 Saddam'a bakıp "Bu herkese ders olsun" demek mümkündür   / 05-07-2004
 Saddam "Cesur"cu ise, Bush da "Sarar"cı değil mi?   / 04-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Türkmenler'in yas günü
Fransız düşünürlerinden...
MANSUR FORUTAN
Ritchie Blackmore
Bundan yirmi yıl önce, biri 10 Temmuz...
MEHMET BARLAS
Yatağa alınacak erkeklerin türüne göre özgürlük...
REFİK DURBAŞ
Medya yanıltıyor mu?
Ülkede, kitap yayınlarında aniden...
SAVAŞ AY
Kızıldeniz'de tükenen umutlar
Kızıldeniz'deki bir garip...
SAİT GÜRSOY
Üniversite ve meslek seçimi
Bilindiği gibi, Türkiye'de...
HINCAL ULUÇ
Kırmızı ışık mı?.. O da ne demek?..
Geçen hafta, ana...
Hala bir numarayız
Hala bir numarayız
Galatasaray Teknik Direktörü Hagi, Hollanda kampında SABAH'a konuştu.
Carew depremi
Carew depremi
Atatürk Havalimanı'na inen Carew, Beşiktaş taraftarının yarattığı...
Bir uçtan bir uca
Bir uçtan bir uca
CHP’den istifa eden Başoğlu ile Budak, AKP’ye geçti. Meclis’teki...
Baykal: Kısa yoldan iktidara geldiler
Baykal: Kısa yoldan iktidara geldiler
CHP lideri Deniz Baykal, grup toplantısında CHP'den istifa...
Taal ya habibiler! Taal atlı karınca!*
Taal ya habibiler! Taal atlı karınca!*
Normal hayatta afra tafra sevilmez. Lakin ben çok sevdim bu AFRA'yı.
Şampiyon yelkenciyi kalbi engelleyemedi
Şampiyon yelkenciyi kalbi engelleyemedi
SABAH Deniz Kuvvetleri Kupası yat yarışında geçen yıl kupayı alan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.