| |
Tek kişilik örgüt
Gazeteleri hergün didik didik ettiğim halde, muhteşem bir haberi kaçırmışım, okurlardan özür dilerim. Neyse ki, söz konusu dava, Yargıtay'dan dönmüş olduğundan tabiatıyla yeniden görülecek, fazla da geç kalmış sayılmayız. Son basın yasası ile sürmekte olan davalar üzerine yorum yapmamız hayli sınırlandırıldığı cihetle, asla "yorum"a girmeksiniz, mahkeme heyetini etkilemek gibi bir işgüzarlığa kalkışmaksınız, sadece konunun matrak tarafıyla ilgilenmeyi tercih edeceğiz, izninizle... Sansürle boğuşalım derken, sansürün balyozunu yemek de var kafaya... Dava dedim de, sanmayın ki, yıllardır Etiler'den Bağcılar'a kadar bütün İstanbul kamuoyunun yakın ilgisine mazhar olmuş, İranlı Hamira hanım ile "kadersiz" kocası Sinan Bey'in hukuki tepişmelerine zaman ayıracağım. Vallahi o davanın içinden koca koca hakimler bile çıkamadılar. Hamira hanım, zengin kocasından "yüklü nafakayı" kopartamayınca, şimdi de hemşiresiyle birlikte yeni bir savaş cephesi açtılar, "baldıza tecavüz" iddiası ile "enişte bey"in ümüğüne çökmeye hazırlanıyorlar. Ne halleri varsa görsünler diyeceğim ama bu arada, bizim vergilerle görev yapan mahkemeler kafayı üşütecek korkarım.
Müebbed hapis Efendim... Cumhuriyet gazetesinde okumuş bulunduğum yarım yamalak habere göre, Bağcılar'da yaşayan Çayan Bilgin isimli (ne kadar tehlikeli bir isim) yurttaşımız, yerel mahkemede, tek başına örgüt kurmaktan ve devlet malına zarar vermekten yargılanmış ve müebbed hapis cezasına çarptırılmış. Önce, niye haber yarım yamalak onu söyleyim: Bu vatandaş Halkın Devrimci Adaleti isminde bir örgüt kurmuş... Sonra da Bağcılar'daki çöp kutularına zarar vermeye başlamış... Örgütü nasıl kurmuş, örgüt "gizli" örgütse, kurulduğu nasıl ve nereden anlaşılmış, herhalde gidip ticaret odasına sicil kaydı yaptırılmamıştır. Zaten Emniyet Genel Müdürlüğü'ne sormuşlar onlar da "böyle bir örgüt yok" demişler. Peki bu sanık, çöp kutularına nasıl zarar vermiş? Kutuların içine gizli gizli teşaşür mü ediyormuş? Yoksa çöp mü atıyormuş?
Dünyada bir ilk Kamu avukatları, sanık aleyhine 40 milyar liralık zarar ziyan tazminat davası açmışlar. 40 milyarı nasıl hesap etmişler? Falan filan... Geçelim. Davanın mizahi niteliği, Aziz Nesin'i bile mezarından zıplatır. Yahu, tek kişilik örgüt olur mu? Diyelim oldu, mahkeme heyeti o şekilde takdir etti... Peki, bu sanık müebbed hapis cezası yiyecek ne yapmış? Pardon, hakime değil habercilere soruyorum. Kaç milyon çöp kutusuna zarar vermiş? Bu eylemlerinde, ne gibi bir ideolojik ve örgütsel cürüm ortaya koymuş? Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü, kamu düzenini ne kadar sarsmış? Yoksa, çöp kutularında bir sürü ceset bulundu da, bizden mi saklanıyor? Bütün bunları da geçtim, şurada bir hakkı teslim etmek isterim: Böyle bir sanık dünyada bulunmaz. Davası bütün hukuk fakültelerinde "mesele" olarak okutulup tartışılsa revadır.
Yaratıcılık abidesi yurttaş Kararı bozan Yargıtay ile yerel mahkemenin görüş ayrılığı da hayli ilginç ya bazen olur böyle şeyler. Türkiye hukukuna yaptığı büyük pratik katkı sebebiyle ben bu yurttaşımızı, yani Çayan Bilgin isimli arkadaşı alnından öpüyorum. Sen kalk tek başına bir örgüt kur, hem polit büro üyeliğini, hem kuryeliğini, hem militanlığını, hem de masraflarını üstlen, memleketin çöp kutularına karşı savaş aç, kamu avukatlarını gıcık et, 3.5 yıl tutuklu kal, bana mısın deme ve sonunda da aslanlar gibi müebbed hapis cezası yemeyi becer! Bu bir yaratıcılık abidesidir!.. Yurtaşımız bir sanık abidesidir!.. Ve de bir hukuk dehasıdır... Tebriklerimi arzediyorum.
|