| |
İstanbul zirvesi
Önemli bir uluslararası toplantıya evsahipliği yapıyoruz... Türkiye için güzel bir olay... Haftalarca hazırlanıldı... Gereken tüm önlemler alındı... Aman nazar deymesin. Ne zaman ülkemize bir ABD başkanı gelecek olsa "go home lobisi" sahneye çıkar. Bunda yadırganacak bir şey yok. Diğer ülkelerde de oluyor.
*** Fakat bu defa "değişik bir durum" var. Örneğin: Go home lobisinin sesi, 1968'den bu yana hiç böylesine güçlü çıkmıyordu. Ayrıca... Eskiden go home lobisi daha ziyade solculardan oluşurdu. Şimdi ise siyasi yelpazenin her rengi, sağcısı, solcusu, kırmızısı, yeşili go home şemsiyesinin altında buluşuverdi. Sahi "neden böyle oldu?"
*** Tuncer Özbaykal "40 küsur yıllık gazeteci." Meclis'te karşılaştık. "ABD büyükelçiliğine başvurdum" dedi. - Niçin başvurdun? - Amerikan seçimlerinde oy kullanmak istiyorum... Onun için. - Senin Amerika ile ne ilgin var ki? - Demokraside yönetilenin, yöneticisini seçme hakkı yok mu?.. Bizi Amerika yönettiğine göre, ben de ABD seçimlerinde oy kullanıp, yöneticimi seçmek istiyorum.
*** Tuncer, sakin bir kişiliğe sahip. "Uçlarla" hiç ilgisi olmadı. Sola hiç sempati duymadı. Gösterilere, yürüyüşlere, go home lobisine karışmadı. Ama şimdi Tuncer, 40 yıldır tanıdığımız Tuncer değil. Artık o da go home lobisinden.
*** Bunca yıl sonra Tuncer Özbaykal neden "kesin bir ABD karşıtı" olup, çıktı? İşte "bütün sorun" burada. Sağımıza, solumuza bakıyoruz ve "binlerce Tuncer" görüyoruz. Onlar, durduk yerde mi "go home lobisine" katıldılar?
*** Amerika oldum, olası "güç bende" der. Ama Başkan Bush bunu "kaba, saba" söyledi. "Kırarak, dökerek" söyledi. "Teksas üslubuyla" söyledi. "Hak, hukuk gözetmeden" söyledi. Bütün bunlardan dolayıdır ki, Bush "kamu vicdanını" kanattı. "ABD karşıtlığını... Go home lobisini" Bush'un izlediği politikalar "güçlendirdi, keskinleştirdi."
*** Ve Başkan Bush, Irak konusunda dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmedi. Yalan söyledi. Yalanını örtmek için yaptığı herşey, onu başka bir "yalana, yanlışa" sürükledi. 1968'de sol görüştekiler "go home" diye bağırıyorlardı. Şimdi toplumun tüm kesimleri tepkili. Kimi "go home eylemlerine" katılıyor. Kimi, Tuncer Özbaykal gibi, ABD elçiliğinin kapısına dayanıyor. Evinde oturan, etliye, sütlüye karışmayan insanlar bile "ABD'ye karşı, Bush'un politikalarına karşı" tepkili.
*** Tabii "demokratik tepki" ile, Türkiye'yi karıştırmak isteyen "fırsatçı kafayı" birbirinden ayırmak gerek. Terörün oyununa gelmemek gerek. Türkiye "bu filmi" daha önce çok seyretti. Bedelini de "çok acı ödedi."
*** İstanbul zirvesi Türkiye'nin tanıtımı açısından çok önemli bir olay. Yıllardır "imaj sorunundan" yakınırdık. İmajı düzeltme fırsatlarını iyi değerlendirmeliyiz. Şu ana kadar yeterince değerlendirdiğimiz söylenemez.
*** Türkiye artık "böyle zirvelere" evsahipliği yapacak, alışacağız. Yollar kapanacak, günlük yaşam etkilenecek, ona da alışacağız. Dünyanın her yerinde, böyle zirvelerde "trafik düzeni değişiyor." Günlük yaşam etkileniyor. Ama bizim gibi "şehircilik karnesi zayıflarla dolu ülkelerde" etkilenme katsayısı yüksek oluyor.
|