kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Nebil Ozgenturk @ SABAH
 
Bir İstanbul Masalı'ydı!
Ali Otyam'a selamla...
Münir Nurettin'den Gazi'ye

Bir İstanbul Masalı'ydı!

Az sonra gelip geçecek satırları yazmama vesile olduğu için öncelikle "Bir İstanbul Masalı" dizisinin yaratıcılarına ve atv'ye teşekkür ediyorum....
Bilenler biliyordur ama ben bir kez daha hatırlatayım...
Dizinin önceki hafta yayınlanan bölümünde, yıldırım hızıyla, yani, bir anda ve birkaç saniye içinde "eski bir İstanbul şarkısı" gelip geçti..
Dizinin "efkârlı" kahramanı Selim Bey, "sevdadan harap olduğu" sırada, bu şarkıyı, müzikçalardan dinliyor ve efkârını bastırmaya çalışıyordu!..
Münir Nurettin Selçuk'un bestesi, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın sözü, Timur Selçuk'un sesiydi...
"Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın.. Denizler ortasında, bak, yelkensiz bıraktın!"
(Timur Selçuk-Babamın Şarkıları albümü..) Evet, benim de bin yıldır bıkıp usanmadan dinlediğim, hatta, Bir Yudum İnsan'ın geçmiş bölümlerinden birinde, Münir Nurettin-Timur Selçuk belgeselinde de tekrar tekrar fon müziği yaptığımız muhteşem bir şarkıydı. Dinleyeni damardan yakalayan, hele hele Münir Nurettin'in billur sesiyle arş-ı alaya yükselen, sanki, sözü ve bestesiyle "sevdazede"lerin kalbine kalbine "özel" olarak yapılmış harikulade bir eser..

Öğrendim ki, zaten çok sevilen ve seyredilen dizinin tutkunları, yayın sonrası atv'yi telefon yağmuruna tutmuşlar;
"Kimin şarkısı, neyin nesi, kimin sesi?"
diye...
Yani, sadece birkaç saniye dinledikleri şarkıyı, sesi, sözü, çok ama çook sevmişler ve bilgi-kaynak istemişler ...
Mesele de bu zaten...
Benim naçar yurdumun, naçar insanları, özellikle çeyrek asırdır bir "müzik katliamı"nın ortasında bırakılmış olmasından dolayıdır ki..

Güzelim şarkılar, güzelim eserler ve güzelim adamlar kaybolup ya da unutturulup gidiyor hep! Genellikle içi boş reçeteler sunuluyor, adres olarak da kafası boş adamlar gösteriliyor!
Ama demem odur ki, geçmişte binbir emek ve titizlikle yapılmış ne varsa da "gün gelip devran döndüğünde" insanı kalbinden vurabiliyor, yakalayabiliyor. Yeter ki paylaşılsın, yeter ki bu ormanda yer bulabilsin!
(İşte daha dün Tarkan kardeş, Moskova'da, Moskovalılar'ı, Aşık Veysel'in Uzun İnce Bir Yoldayım eseriyle uçurmadı mı!!!)
Neyse..
Münir Nurettin'den yola çıktık ya... Üstad'ın hayatı sahiden de "Bir İstanbul Masalı" gibiydi!

Nasıl, neyi, ne kadarını anlatsam bir çırpıda bilmem ki...
5 Haziran 2004'teyiz, Münir Nurettin Hoca yaşasaydı, (ki böylesine kahır ve hüzün dolu bir hayat için mümkün değil tabii!) bugün, tam 105 yaşında olacaktı..
Yüzyılın en büyük seslerinden ve bestecilerinden biriydi Münir Nurettin Selçuk... Yahya Kemal'in en güzel şiirlerini besteledi yıllar yılı..
Ve gerçek bir "müzik adamı" gibi davrandı ve kuşakdaşı pek çok sanat adamı gibi ömür tüketti. yani, ödün vermeyerek, ödüller alarak ama parayı pulu önemsemeyerek.. Bu yüzdendir ki yüze yakın beste ve Mustafa Kemal'in de pek çoğunu izlediği binlerce konser vermesine rağmen"yoksulluğun dibini" hissettiği de oldu... Öyle ki üstad- ı azamdı ama mevzuat hazretleri öyle buyurmuştu ki, öldüğü güne kadar İstanbul Belediyesi Temizlik İşleri kadrosundaydı, yıllar yılı sadece "temizlik işçisi" maaşı aldı. Yüze yakın bestesi olmasına rağmen devlete söylemesine, devlet için bestelemesine rağmen, devletten tek kuruş telif alamamıştı üstelik!
Münir Nurettin, yarım yüzyıllık sahne yaşamı boyunca "çıt" sesinin dahi olmadığı salonları tercih etti hep. Gazinolar, içkili kulüpler onun dünyasının dışındaydı, konserinde de "gevezeliğe" izin vermezdi! "Geyik muhabbeti" diye bi şey icat edilmemişti!

Ve Münir Nurettin, hep şarkılarına sadık kaldı ve şarkılarındaki gibi yaşadı tabii ki; Aziz İstanbul'u çok sevdi mesela, kadınları da.. Kalamış'a huzur almaya giderdi sıkça.. Onu kör kuyularda merdivensiz bıraktılar pek çok kez... "Yok başka yeri lütfu, ne yazdan ne de kıştan" diye serenat yapardı. Çiçekler bahçesinde açılmazdı yarini görmezse... Hoca'ya göre, "bu raksın bütün hızı zil, şal ve güldü! Ve gurbet, ademden kara, hasret ölümden acıydı. Bir bahar akşamında, artık demir alma vakti gelmişti zamandan.
Üstad, ne yazık ki o limandan meçhule kalkan bir gemiye binmişti 1981 Nisan'ında... Kırılan kalbini, hep yaş dolu gözlerini, sağır sultanın dahi kulak verdiği sesini götürerek!
İyi ki doğdun Münir Nurettin Selçuk... 105'inci yaşın kutlu olsun!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yaşar Kemal'le sokaklarda...   / 03-07-2004
 Hayatımız roman!   / 27-06-2004
 Attila İlhan'a dertleşme niyetine   / 26-06-2004
 Unutulmaz ve vahim ekran öyküleri!   / 20-06-2004
 Hayatı ciddiye almak!   / 19-06-2004
 Bir kez daha Ahmet Kaya..   / 13-06-2004
 Bir günün hikâyesi...   / 12-06-2004
 Cihangir'deki dertleşme...   / 06-06-2004
 Bir İstanbul Masalı'ydı!   / 05-06-2004
 Aspendos'taki çınar ağacı   / 30-05-2004
ERDAL ŞAFAK
Menşevikler - Bolşevikler
Baykal'ın CHP'sinden önce...
AHMET HAKAN COŞKUN
Uras'ın bisikleti
Haberi Milliyet'te okudum: ÖDP'nin...
MEHMET BARLAS
Saddam "Cesur"cu ise, Bush da "Sarar"cı değil...
SAVAŞ AY
İki rektör, iki üniversite ve anılar!
Pertevniyal ...
REFİK DURBAŞ
Yeni üniversite açmak...
İstihdam alanları kurulmadan,...
NEBİL ÖZGENTÜRK
'Komşu'yla ayrımız, gayrımız!
Şu Yunanlılar'la da ikiz...
HINCAL ULUÇ
Da Vinci'nin Şifresi.. Ya da palavrası..
Bitirdim..
Okocha sesleri
Okocha sesleri
Türk vatandaşı statüsü nedeniyle G.Saray'a cazip gelen Okocha,...
Azmin zaferi
Azmin zaferi
Beşiktaş'ın tecrübeli oyuncusu Kaan Dobra, müthiş çabasıyla 15 günlük...
Silahların gölgesinde kurultay
Silahların gölgesinde kurultay
CHP'de olağanüstü kurultay "olağanüstü" şartlarda yapıldı. Baykal,...
Erdoğan'dan dobra dobra
Erdoğan'dan dobra dobra
Erdoğan, imam hatiplerle ilgili yeni bir girişimin bedelini hükümet...
Önce oğlu sonra dört torunu gitti
Önce oğlu sonra dört torunu gitti
Yığınçalı köyünün Hasibe Ninesi iki aydır dermansız acılar içinde...
Depremin yaraları sarılmaya başladı
Depremin yaraları sarılmaya başladı
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde meydana gelen ve 18 kişinin ölümü, 32...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.