|
|
|
|
|
|
Laila'nın başarısı bir sosyal kulüp olmayı becermesidir
* Laila'nın imajı planlanmış mıydı; tesadüfen mi gelişti her şey? Takım kaptanı ne yapıyor da Laila hep popüler kalıyor? Biz ürünümüzü şu ana kadar hiç bozmadık; bu belki de! Örnekler vereyim: Mesela Laila'nın imajı, dışarıdan çok pahalı bir imajdır. Böyle bir şey yok; gelen bunu görüyor. Dışarıda balıkçıya gidip ödediğiniz para neyse, Laila'ya geldiğinizde de ödediğiniz para odur. Burası bir akşamüstü barı, bir lokantalar zinciri, bir gece kulübü ama en önemlisi ve dördüncüsü bir sosyal kulüp. Yani tek başınıza, akşam saat 10.30'da canınız sıkıldığında, 'ben Laila'ya gideyim' dediğinizde, gelebileceğiniz bir yer. Zaten ben orada üç beş arkadaşı görürüm düşüncesiyle gelebileceğiniz bir yer. Laila, sosyal kulüp olmayı çok becerdi. 5 yıllık emeğinin karşılığında bunu gördü, başarının sırrı bu.
İŞE TİCARİ BAKMIYORUZ
* Bunu başarmak için iyi bir ticaret kafası mı olmalı? Tam tersine, buraya ticari olarak bakmıyoruz biz. Ticari olarak baksaydık, 3 bin kişiyi buraya doldurmak isterdik. 700-800 müşteri bize yetiyor. Daha fazlasını istemiyoruz.
* Laila'nın imajı iyi bir imaj mı? Çünkü birileri çıktı Laila'yı gelir adaletsizliğine örnek gösterdi, bir başkası 'İnsanın Laila'yı görünce komünist olası geliyor' dedi. İmaj çalışması bir yerde sekteye mi uğradı? Çok bilinmek başarılı olunduğunu mu gösterir? Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya, bence reklamın iyisi de olur, kötüsü de! Biz bir kere reklam yapmıyoruz. Bizim yaptığımız şeyler bir haber kaynağı haline geliyor ama bunu biz yaratmıyoruz. Bizim başarımız bunu getiriyor. Bir örnek vereyim size: 1999 Aralık'ı ile 2000 Şubat'ı arasında Türkiye'de çok çeşitli şeyler oldu; cezaevi olayları, polisin sokağa çıkıp yürümesi, Demirbank battı. Papermoon'a, Laila'ya giden her insan suçlu haline getirildi. Bir nevi zenginliğin suç haline getirildiği bir zaman yaşandı. O zaman Kuruçeşme'de kışlık mekânımız vardı, 83 kişilik personeli 13'e düşürdük. Bundan kimse kâr etmedi. Yani Türkiye'de zenginliği suç haline getirdiğiniz zaman, kimse para harcamaz. Dışarı çıkmaz, Laila'ya gelmez, evinde parti verir, yurtdışına gider tatil yapar, parayı oralarda harcar. Ben 70 kişiyi işten çıkarırım, garson kâr etmez, dışarıyla iş yapmam, devlete vergi vermem, devlet kar etmez. Onun için ben bunları doğru bulmuyorum. Bazen şunu da söylüyorlar: Laila'ya gelen hortumcu mu? Bana ne... Ben parayı harcatıyor muyum, harcattığım paranın da vergisini veriyor muyum, ona bakarım. Kara para mı, beyaz para mı, bana ne...
* Bu olumsuz eleştiriler yaradı aslında size değil mi? Olabilir ama başarıyı buna bağlamak çok doğru değil. Laila'nın başarısı, az önce anlattığım dört şey ve dördüncüsü bizim için çok önemli. Biz burayı bir sosyal kulüp olarak görüyoruz, buna çok özen gösteriyoruz.
* Bazı ünlüleri geri çevirmeniz imaj çalışmasının bir ayağı değil miydi yani? Bizim için ölçü şudur; alkol duvarını aşıp buraya gelen kişileri içeri almıyoruz. Ama bunun için ünlü olması gerekmiyor, ünsüz insanı da almıyoruz. Bunu da, buraya gelen yüzlerce insanın huzurunu kaçırmasın diye yapıyoruz. Bizim için en önemli şey burada eğlenmeyi seven, kendisine duyulmasını istediği saygıyı bize de gösteren her insan bizim müşterimizdir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|