kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Gülbaran ile gül kıran

Salı günkü yazımda merhum pederi ile ilgili bazı cümlelerimin Sayın Emine Erdoğan'ı çok incittiğini öğrendim ve üzüldüm.
Bir evlat, hele de bir kız evlat için baba hatırasının ne kadar aziz olduğunu bilen ve ölülerin arkasından hayırla konuşmak gerektiğine inanan birinin, rencide etmek gayesiyle hem de vefatının erkesi günü yazı yazması mantık dışı..
Ne var ki Erdoğan ailesi, tarafımdan kasten incitildiklerine en azından bir an hükmetmiş bulunmakta, bu arada belki de fena halde öfke duymaktadırlar.
Çok açık belirtmek durumundayım ki, iktidar zirvelerinden gelebilecek öfke ve gazaba muhatap olmanın hiçbir bedelini umursadığım yok.. Amma ki, bir insanı gerçekten incitmiş olmaktan ödüm kopar.
Bu yüzden Erdoğan ailesine 'tavzih' borcu ödeme zorunluluğu beni, kendi yazımı Türkçe'den Türkçe'ye tercüme gibi bir garabetle karşı karşıya getiriyor. Yine de bunu yaparken, sütunu tamamen kişiselleştirmemek için, 'birden fazla şey' söylemeye ve doğrudan hitap ettiğim kişilerden başkalarına da ilginç gelebilecek kırıntılar sunmaya çalışacağım. Esasen böyle yazmayı seviyor; tek ana fikir etrafında yoğunlaşmayan, farklı göndermeleri ve çağrışımları olan, şiirsel karanlıklar veya hatta aykırılıklar içerebilen, mümkün mertebe çok boyutlu metinler üretmeyi deniyorum.
'Cenaze ve racon' başlıklı yazı da böyle bir deneydi.
İçinde birbiriyle ilintisini kurabildiğimi düşündüğüm farklı bahisçikler vardı.. Biri, görkemli cenazelerin içtenlik sorunuyla uğraşmaktı ki pişman değilim. Çünkü bu tür cenazelere katılanların tamamını içtenlikten yoksun saymak gibi bir genelleme yapılmamıştır. İkincisi de, çağımızda dünyanın 'birinci harikası' saydığım 'sözünün eri' olmayı yüceltmeye çalışmaktı ki ondan da pişmanlık duymam mümkün değildir.
Ancak, yazı çıktığı gün telefonla arayan genç meslektaşlarımızın sorularından hissettim ki siyasi magazin şamatası üretmeye heveslenenler can sıkabilecek. Bazılarının 'Sarhoşken namaza yaklaşmayın' ayetinden sadece son iki kelimeyi benimseyenler gibi davranabileceğini sezdim, hiçbir şey konuşmadım. Kendini derin devlet sanan derin çetelerden hangisine uşaklık ettiği belirsiz birileri ise bana bir şey sormadan nifak makastarlığı yaptılar. Acil servisteki yaralı kadının fotoğrafını çekerken eteğini yukarı kaydırıp iç çamaşırını da görüntülemeyi marifet zanneden hasta ruhun hortlakları söz konusu yazıdan 'alemci kayınpeder' çamuru üretebildiler.
En çok önem verdiğim 'sözünün eri olma' özelliği elbette bu ruhtaki gazeteci için anlam taşımaz. Ona göre cenaze yerindeki gösterişi tartışmak da nifak gazeteciliğine elverişli malzeme değil.
Bu tip, yaralı kadının ancak baldırı görülüyorsa haber olacağına inanan gazeteci döküntüsünün softalık semtindeki uyarlamasıdır.
Gönül yıkmaktan zevk alınan bir diyarda gül, 'baran' olup göklerden boşalsa bahtsızın bağına ve başına bir tek yaprak bile düşmez..
Bu nasipsizlere fırsat vererek Erdoğan ve Gülbaran ailelerinin incinmelerinde sorumluluk sahibi olmaktan üzgünüm..
Kırk yıl önceki 'delikanlı'nın mafya lideri olmadığını, o günlerde temiz bir kahvehane işleten birinin dahi mert kişiliği ile 'kabadayı' namı alabileceğini kestirmekten acizlerin saltanatında sen misin 'sözünün eri' olmayı yücelten!
Kaldı ki, Erdoğan'lardan gelen bilgi, merhum Gülbaran'ın gençliğinde bile deli-dolu ya- şanmış bir dönem olmadığı yönündedir. Bu bilgi de, Hucurat Suresi'nin 6. ayetini bir kere daha beynime indiriyor:
-Ey inananlar; bir fasık (büyük günahları işleyebilen kişi) size bir haber getirdiğinde, iyice inceleyin, yoksa, cehaletle bir topluma sataşırsınız da yaptıklarınıza pişman olarak sabahlarsınız!
Dilerim bu olay, 'fasıktan alınmış haber' konusunda bana son ders olur.
İdama götürülen Temel de son sözünün ne olduğu sorulunca demiş ya:
-Bu bağa eyi bi ders oldi..
Tabii bizim konumuzda idam sadece temsil.. Ama ağır bir temsil. Zira meşrebimce 'insan hakkı' ile borçlu yaşamak da bir tür idam sehpasında oturmaktır. Üstelik özgür yorumculuktan vazgeçmeyeceğim için Erdoğan'lara daha ne kadar 'insan hakk'ı borçlanacağım da meçhul..
Varoluş bedava değil..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Asıl bela Kürtler'in 'Türk' sorunu   / 14-06-2004
 Türkiye'yi bölme aşkı bitti mi?   / 11-06-2004
 Sevgisizliğin kahramanları   / 10-06-2004
 Uygar adamın konsolosluğu   / 08-06-2004
 Çuvalın babası NATO   / 07-06-2004
 TÜPRAŞ ah mı, vah mı?   / 04-06-2004
 Çürümüşlüğün AK'tarılması   / 03-06-2004
 Yaver çıkmazı   / 01-06-2004
 Azerbaycansız laşmak   / 31-05-2004
 Gülbaran ile gül kıran   / 28-05-2004
ERGUN BABAHAN
Yeni Basın Yasası
Yeni basın yasasıyla, basın tarihi çok...
ERDAL ŞAFAK
Temelsiz kaygılar
Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sağ...
AHMET HAKAN COŞKUN
Gül'ün açtığı yol
Önce İslam ülkelerinin durumuna...
MANSUR FORUTAN
Tatil köyü ve asker ocağı arasında fark var mı?
İki gün...
MEHMET BARLAS
Tarzan daldan dala, gazete yazarı konudan konuya...
ALİ KIRCA
Avrupai durumlar!...
Perşembe gecesi Frankfurt'ta...
ÖMER LÜTFİ METE
Öcalan 'en büyük Kürt' kaldıkça
DÜN 'Bir kısmı bize...
REFİK DURBAŞ
Çankırı, üniversiteye hazır
SABAH Posta Kutusu'nda...
SAVAŞ AY
Bir dekan yardımcısının haklı isteği!..
Isparta Süleyman...
HINCAL ULUÇ
Dünya devleri arasında bir Türk!..
Monaco'da o ünlü...
Kadıköy'de 3-6-1
Kadıköy'de 3-6-1
İç saha maçlarında defansı üçlü kurmayı düşünen Alman teknik adamın...
Detroit şampi...88-80
Detroit şampi...88-80
Son 5 dakikaya 70-67 önde giren Pistons, 7-0'lık seri ile Lakers'ı...
Erdoğan ve Şahin'den DEHAP'a sert tepki
Erdoğan ve Şahin'den DEHAP'a sert tepki
DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın "Hükümet'e de örgüte de...
Ya herru, ya merru
Ya herru, ya merru
Muhalefetin imza kampanyası başlatması üzerine CHP lideri Deniz...
Türkiye'de Her 70 camiye karşılık sadece bir hastane var
Türkiye'de Her 70 camiye karşılık sadece bir hastane var
Erdoğan'ın ABD'de önerdiği, "Cami yerine hastane yapın" sözlerini...
'Şimdi boşanıyorum ama evliliğim hülle değildi
'Şimdi boşanıyorum ama evliliğim hülle değildi
Merve Kavakçı vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra apar topar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.