| |
|
|
Gazetecilik ölmüş..
Gazetecilik ölmüş, ağlayanı yok.. Koskoca Hürriyet Gazetesi, Türkiye'nin bir numarası, hem de manşet haberinde "Çin'e yarışma ithal ettik" diyor.. İki defa okudum, acaba bir ironi, mizah, hiciv mi diye.. Değil.. Hürriyet ithal ile ihracı karıştırmış.. Daha doğrusu Hürriyet, ithal ile ihraç karşıtlığını bilmeyen birini muhabir, bilmeyen birini editör, bilmiyen birini sayfa sekreteri yapmış.. Ertesi gün okurlar uyarmış da farkına varmışlar.. Özürleri kabahatlerinden büyük.. Bakın bu yanlışı biz, 50 sene önce Ankara'da 20 bin satan Yeni Gün gazetesinde yapsa idik, Cihat Baban en az 4 kişiyi kovmuştu.. Yazan muhabir, okuyan şef, başlık çıkan sekreter ve düzelten musahhih, bir daha kapıdan içeri giremezlerdi.. Şimdi her halt yeniyor. Yenen, yiyenin yanına kâr kalıyor. Bu yüzden kimsenin umurunda değil.. Şu Del Bosque haberine bakıyorum da.. Gece Mattheaus ile yattık.. Ertesi gün Del Bosque ile kalktık.. Biz kalkarız.. Peki Beşiktaş muhabirleri ne yapar?.. Meğer hem Yıldırım Demirören, hem de Fikret Orman, en az iki aydır, Del Bosque ile temasta imiş.. Peki bu nasıl Beşiktaş muhabirliğidir ki, hiç birinin haberi olmaz?.. Namık Ağabey spor servisi şefi olaydı, ya da Necmi Ağabey?.. Bu Beşiktaş muhabirleri görevde kalır mıydı?. Sen bu kadar önemli bir haberi, hem de iki aylık gelişme içinde atlarsan, nerde kalır senin muhabirliğin kardeşim.. Bakın ya haberi atlıyorlar.. Ya da biliyor ama yazmıyorlar.. Beşiktaş'ın patronlarını kızdırmamak, ya da Beşiktaş'a zarar vermemek için.. Neresinden bakarsan ayıp.. Neresinden bakarsan utanç.. Spor sayfaları klüp bültenlerine döndü.. Haber denen şey, yönetimlerin bilerek bu muhabirlere sızdırdıkları.. Onların istedikleri yazılıyor.. İstemedikleri pas geçiliyor.. Bunun da adı gazetecilik oluyor.. Türkiye'nin en çok satan gazetesi yarım milyonu niye bulmuyor diye oturup kafa patlatmanın alemi yok.. Ne kadar köfte.. O kadar ekmek.. Böyle gazeteciliğe, bu satış bile çok!..
|