|
|
Lastik ve CEO fabrikası
Bu yıl Brisa'nın 30'uncu yılı kutlandı. İstihdamsa istihdam; üretimse üretim; kalite ise kalite; ihracatsa ihracat... Bunlar yetmemiş gibi, 30 yılda Türkiye'nin kaderinde rol oynayan 3 tane CEO, bir Başkan yetişmiş Lassa'nın topraklarından: Hazım Kantarcı, Hasan Güleşçi (halen Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi), Celal Metin (halen Sabancı Holding'in CEO'su) ve nihayet Güler Sabancı (Sabancı Holding'in çiçeği burnunda ve bileğinin hakkıyla öyle söylenmesini seviyormuş Yönetim Kurulu Başkanı)... Oğlum büyüyünce kariyer yapmak isterse, yolu mutlaka Lassa'dan geçmeli... Herhalde Lassa'nın altında yatır falan yok. Herhalde metafizik bir aura da söz konusu değil. Herhalde disiplin ve hedefli çalışma getiriyor başarıyı. Ama yine de insan bu işin içinde ne iş var diye düşünmeden edemiyor... Ben yine de Türkiye'nin iftihar kaynağı bu kuruluşun toplumumuzca hak ettiği kadar el üstünde tutulmadığı düşüncesindeyim. Koç Holding'in emekli başkanlarından kadim dostum Evren Artan, Batı hayranı 'fanfin fon' tayfası için, "Amerikalılar gelip masanın ortasına yapsalar, bunlar 'kalorisi az, vitamini bol' der kaşıkla girişirler" derdi. Lassa'nın yurtdışındaki başarılarını duyduğumda inanamamıştım. Ulusal aşağılık kompleksi bulaşıcı galiba. Bize de deymiş olsa gerek. Örneğin Almanya'nın yere göğe koyamadığı işadamı ve şimdilerde Avrupa Parlamentosu'na girmeye hazırlanan politikacısı, Şansölye Schröder'in kankası Vural Öger'i Türkiye'de oradaki kadar omuzlara almazlar, ne hikmetse. Kendini hiçbir zaman Türk olarak görmeyen, PKK sempatizanı parlamenter Cem Özdemir'i de medyamız başına taç etmişti... Bakalım ne zaman bizim de adam olduğumuzu farkedeceğiz. Belki Lassa'lar çoğalıp bu gerçeği kanırta kanırta kabul ettirdikleri zaman...
|