|
|
|
|
|
Nesrin Ünal ile tatsız bir konuşma
|
|
* Bir dönem herkes Merve Kavakçı yemin töreninde başını açacak mı açmayacak mı tartışmasına kilitlenmişti. Siz o dönemde bir başka türbanlı milletvekili Nesrin Ünal'ı telefonla aramışsınız galiba. Niye aradınız Ünal'ı? "Sakın başını açma" diye telkinde bulunmak için mi? Hayır kesinlikle öyle değil. Ben Nesrin Hanım'ı tebrik etmek için aramıştım. Onun adaylığı benden sonra açıklanmıştı çünkü.
* Aranızda tatsız bir şeyler geçmiş. İkinci arayışımda bilerek ya da bilmeyerek verdiği bazı demeçlerin temsil ettiği kesime zarar verdiğini düşündüğümü açıklamak içindi.
* Yani "Yemin ederken sakın başını açma" demek için bir telefon bu. Bakın benim tavrım çok açıktı. Başımı açmam söz konusu değildi. Nesrin Hanım'ın da aynı şeyi yapacağını umduğumu söylemeye aradım.
* O ne dedi? Çok hoşnutluk verici bir telefon görüşmesi geçmedi. Nesrin hanım konuyu birazcık kişisel hale çevirerek, annesinin babasının eğitim almadığından ve benim ailem gibi akademisyen olmadıklarından bahsetti. Ses tonuyla beni ona telefon ettiğime pişman edici ifadeler kullandı.
* Ailem eğitimsiz demek "Kusura bakma ben başımı açmak zorundayım" demek mi ?Anlamadım. Ben de anlamadım ama herhalde öyle bir şeydi. Verdiği mesajın ne olduğunu ben de anlayamadım ama pişman oldum aradığıma.
* Belki de sizin ona müdahale ettiğinizi düşündü ve kısaca "Sana ne" dedi. Yani sizinle aynı şekilde algılanmak istemedi. Belki. Ben çok şaşırmıştım açıkçası. Aramızdaki konuşmanın bu noktaya gelmesini istemezdim. Ondan sonra eşi telefonu aldı. Kısaca selamlaştık. Sonra telefonu kapadım. Çok pişman oldum sonraları.
|
|
|
|
|
|
|
|
|