| |
|
|
Kaybolma sakın Nazif kaptanım!..
Gazeteci Fikri Nazif Ayyıldız'ın 2004 yılı içinde çektiği fotoğraflardan yaptığı bir derlemeyle oluşturduğu sergi 31 Mayıs Pazartesi günü Işık Üniver sitesi'nde açıldı. Dijital kamerayla çekilmiş ve posterize efektle sunul muş 37 fotoğra fın yer aldığı sergi, 31 Mayıs-13 Haziran tarihleri ve saat 10:00-18:00 arasında izlenebilecek. Yaklaşık 40 yıldır fotoğraf çekmekte olan Ayyıldız; kendisini sergi açma noktasına getiren 'fotoğraf serüvenini' aşağıdaki şiir gibi sözlerle aktarıyor. Fikri Nazif Ayyıldız
Uyduruk kaydırık İlkokulu bitirdiğim yıl başladım fotoğraf çekmeye. Uyduruk kaydırık makinelerle; eşin, dostun, konu-komşunun fotoğraflarını çektim... Bitpazarından aldığım merceklerle, bir agrandizör yapıp, tavan arasındaki karanlık odamda; film yıkayıp, fotoğraf bastığımda 13 yaşındaydım. Fotoğraftan harçlığımı çıkardım üniversite yıllarımda, okul fotoğrafçılığı yaptım; müsamereler, resmigeçitler, mezuniyet törenleri, sınıf geceleri... Sonra iş aletlerimden biri oldu fotoğraf makinesi; gazeteciliği meslek olarak seçtiğimde. Belge, haber, röportaj fotoğrafı çektim, binlerce; belki on binlerce kare. Pek az görevde bir 'foto muhabiri' ile ortak çalıştım. Neredeyse yazdığım her haberin, yaptığım her röportajın fotoğrafları benim objektifimdendi. İmzamla yayınlanan yazılarımda, bir de fotoğraflarıma imza koymayı; ölçüsüz bulduğumdan; çoğu mesai arkadaşım tarafından bile 'çekeni belirsiz' fotoğraflar oldu bunlar. Yazı ve haberlerimi bir yarışmaya gönderme fikri bana uzak geldiği gibi, fotoğraflarımı da sergi veya yarışmada insanların gözlerine doğru uzatmayı istemedim. Ta ki; bir şeylerin 'kaybolduğunun' ayırdına varıncaya kadar! Çocukluğumun geçtiği bahçe artık yoktu. Delikanlılığımı sürdüğüm sokak da yitmişti. Denizden izlediğimde İstanbul; çok çok eski zamanlardaki değil, sadece 10 yıl öncesine ait profilini bile yitirmişti. Dolmabahçe sarayının zarif silueti, devasa gökdelen gölgeleri altında ezilmekteydi. 'Kaybolmadan' ne kadar çok, ne kadar çok şeyi görüntülemek gerekiyordu. Üstelik kaybolma sırası, ağır ağır bana da yaklaşmışken."
|