Sabancı'da denge dönemi başladı
Sabancı Holding'de güçlü lider dönemi bitti "güçlü CEO, denge unsuru başkan" dönemi başladı. Sabancı denildiğinde akla Sakıp Sabancı gelirdi. Bu, Sakıp Ağa'nın kontrol ettiği holding hisselerinden kaynaklanmıyordu. Çünkü, Sakıp Sabancı'nın sahip olduğu hisse oranı, diğer 4 kardeşten fazla değildi. Her kardeşin eşit hissesi vardı. Ve yıllardır bu denge hiç bozulmadı. Dolaysıyla bu realite bile Sakıp Sabancı'nın aile için ne denli önemli olduğunu gösteriyordu. Hem aile içinde, hem de dışarıda tartışmasız lider oydu. Hacı Sabancı'nın vefatı ve Özdemir Sabancı'nın teröre kurban gitmesi bu gerçeği değiştirmedi. Onların çocukları da geleneği devam ettirdi, Sakıp Sabancı'nın çizdiği vizyonda birleştiler. Ailenin tüm fertleri hisse oranlarının artırmak için çabalamadı, sermaye artırımlarına da eşit oranda katıldılar. Ancak liderin ölümüyle yeni bir dönem başladı. Süreç nasıl şekillenecekti? Ekonomi çevreleri ve özellikle Sabancı Grubu hisselerine sahip yüzbinlerce yatırımcı açısından önemliydi. Dün, resim ortaya çıktı. Neden, hayatta kalan iki kardeşten biri değil de holdingte hissedar olmayan, ama aileden Güler Sabancı (En büyük ağabey olan ve ticari işlere girmeyen İhsan Sabancı'nın kızı) yönetim kurulu başkanı yapıldı? Bu resmin nasıl oluştuğunu bilmeye imkan yok. Çünkü aile içi görüş ayrılıkları, çatışmalar dışarıya taşırılmadı. Fırtınalar içeride yaşandı ve bitti. Nitekim Sabancı Grubu'nu diğer çok kardeşli zengin ailelerden ayıran da bu özellikti. Pek çok aile dağıldı gitti ama Sabancılar güçlerini hiç bir zaman bölmediler. Dolaysıyla neler olduğunu tahmin edebiliriz. Anlaşılıyor ki, Sabancı Holding'in yüzde 80 hissesini kontrol eden ve 5 kardeş aileye (Sakıp, Özdemir, Erol, Şevket ve Hacı Sabancı) mensup eş ve çocuklardan oluşan 20'ye yakın kişi, yeni bir lider konusunda anlaşamadı. Ya da lider tercihine hiç girmeden, tüm ailenin Sakıp Sabancı'nın vizyonu etrafında dağılmadan devam etmelerini sağlayacak denge arayışına girdiler. Bu arayış, grupta yaptığı çalışmalarla başarısını kanıtlamış donanımlı Güler Sabancı'yı ön plana çıkardı. Güler Sabancı hem aileden biri hem de ailenin itiraz etmeyeceği özelliklere sahip. Çünkü Güler Sabancı'nın elinde Sabancı Holding hissesi yok. 1 katrilyon liralık özsermayeye sahip holdingin yüzde 80 hissesi Sabancı Ailesi'ne ait. Ama aile dediğimizde de Sabancı ismini taşıyan 5 farklı aile anlamalıyız. 5 aile denildiğinde de eş ve çocuklardan oluşan 20'ye yakın kişi ortaya çıkıyor. Yani hisseler önce 5'e sonra da aile içinde birey sayısına göre küçük parçalara bölünmüş durumda. Bir ara Şevket Sabancı'nın yönetim kurulu başkanı olacağına dair duyumlar alınmıştı. Ayrıca Özdemir Sabancı'nın oğlu ve elinde yüzde 10'a yakın Sabancı Holding hissesi tutan Demir Sabancı'nın yönetimin kurulundan çıkarak yerine kardeşi Serra Demir'in girmesi de sürpriz sayılıyor. Bu iki gelişme, 5 kök aileye bölünmüş hissedarlar arasında bir anlaşmazlık çıktığını gösterebilir mi? Bilmiyorum. Ama Güler Sabancı'nın "Sayın Şevket Sabancı ve Sayın Erol Sabancı, yönetimde bayrağı üçüncü kuşağa devretme kararını almışlardır" açıklaması şu mesajı veriyor: "Hissedarlar arasında dağılma yaşanmayacak. Holdingin gücü, iktidar kavgasıyla zayıflatılmayacak. Birlik ve beraberlik devam ettirilecek." Eğer holdingin yönetimi konusunda vahşi ve Sabancı aile geleneklerine uymayan bir kavga yaşanmış olsaydı, örneğin 3. kuşak hissedarlar, elinde tuttukları hisselerle holdingin yönetimini ele geçirebilirdi. Ama ortak akıl çalıştı. Böylece Türkiye'nin en büyük sanayi devlerinden biri, Sakıp Ağa'nın boşluğunu "uzlaşmacı ve ülke çıkarlarına da uygun" bir yöntemle aşma sürecine girdi.
|