Değinmeler
MELTEM CUMBUL: O gece oturdum yaptığı tüm şirinlikleri pür dikkat izledim. Yanlış anlaşılmasın mazoşist değilimdir, hani tuhaf bir olay karşısında bakakalırız ya işte böyle bir izlemeydi benimki. Ya da ibret almak için katlanılan bir durum. Televizyon için "samimiyeti de, samimiyetsizliği de ikiye katlar" derler, galiba işin içine sahne girince olayın boyutu daha da genişledi ve onun talihsizliği de burada ortaya çıktı. Şimdi düşünüyorum: Bizim ülkemizde payeler ne de kolay dağıtılıyor böyle? Yetenek mi? Önemli değil. Olaya hakimiyet? Dikkate alınmaz. Geriye kalıyor İngilizce, o da BBC sunucuları tarafından yeniden İngilizce'ye çevrilmeye muhtaç! Peki ne anladık biz bu işten? Kendimi tuttum bunları yazmamak için, zaten aradan da epey zaman geçti. Ama dün bir magazin dergisinin kapağında "Meltem Cumbul 'Ben Türkiye'nin yüzüyüm' dedi" başlığını görünce dayanamadım. Meltem Cumbul'un yüzünün temsil ettiği bir ülkenin vatandaşı olmak! Ürperdim, gerçekten ürperdim. ÇİZGİLİ ELBİSE: Başbakan Erdoğan'a çizgili takım elbise giymesini kim tavsiye etti bilmiyorum ama bu tavsiyenin ne derece etkili olduğunu görüyorum. Bu işlerden anladığımı söyleyemem, yani öyle büyük bir iddiam yok ama hani nasıl derler "sade vatandaş" gözüyle Erdoğan'a "vazgeç" diyorum. Çünkü "çizgili elbise", bana biraz Sicilya'yı, biraz da "içki yasağı" dönemi Amerika'sını hatırlatıyor. Eğer "israf olur" demezse bence yeniden çizgisiz elbiselere dönmenin vakti gelmiştir. Bu uyarıyı biraz da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da Erdoğan'dan etkilenerek çizgili takım elbise giydiğini gördükten sonra kaleme aldım. Bu modanın etrafı etkileme gücünü görebiliyorum çünkü. MİHRİ BELLİ: İlk gençliğinde Amerika'da ringlere çıkıp boks yapmış, Yunan iç savaşına katılarak savaş vermiş, nice komünist tevkifatından geçmiş bir eski tüfektir Mihri Belli. 80 yılı aşan ömrü boyunca emek ve özgürlük uğruna mücadele vermiş Mihri Belli, Yeni Harman'da yayınlanan yazılarında türbana karşı hoşgörülü olmayan bir tutum takınıyor. Türban takan kadınların, Siyasal İslam'ın oyuncağı olduğunu ima ediyor. Bence bu tutum Mihri Belli'ye yakışmıyor. Ne yani, başından geçen bunca serüvene karşın, geleceği yer Kemal Alemdaroğlu çizgisi midir? Sevim Belli'nin sorduğu gibi: "Boşuna mı çiğnedik"? EROL GÜNEY: Orhan Veli'nin şiir kitabını elinden düşürmeyenler Erol Güney adını mutlaka anımsayacaktır. Orhan Veli, yakın arkadaşı gazeteci Erol Güney'e dair iki matrak şiir yazmış, iki şiir de Erol Güney'in kedisini anlatıyor. Birinin adı aynen şöyle: "Erol Güney'in kedisinin hamileliğini anlatır şiirdir". Türkiyeli Musevi olan Erol Güney, yıllar önce İsrail'e göç etmiş, Türkiye'ye geliyor mu bilmiyorum. Ama Türkiye'yle bir irtibatı var: Yahudi Cemaati'nin sesi olan haftalık Şalom gazetesinde yazıyor. Her hafta Şalom'u elime aldığımda ilk olarak Erol Güney'in yazısını okuyorum. Çünkü o yazılarda İsrail'in bakış açısını görmek mümkün. Mesela geçen hafta İsrail, Refah kentinde bir katliama imza attı. Bu haftaki Şalom'da bu katliamın mazeretleri Erol Güney'in köşesinde bulunabilir. Ya da İsrail Filistinliler'e ait evleri yıkıyor ya, mazeret yine Erol Güney'in köşesinde..
|