|
 |
 |
 |
 |
|
Reklamdaki Mahmut dizi yıldızı olacak
Usta tiyatrocu Müjdat Gezen, rol aldığı reklam filmiyle hem yeni bir karaktere imza attı hem de reklamını yaptığı firmanın satışlarını artırdı. Gezen, ekrana el sallayan reklamdaki karakter 'Mahmut'u yaşatma kararı aldığını söyledi.
Bir süre önce televizyonda gösterilmeye başlanan 'American Siding' reklamlarıyla izleyicinin yine büyük beğenisini kazanan usta oyuncu Müjdat Gezen, yarattığı 'Mahmut' karakterinin çok sevildiğini söyledi. Bu reklam sayesinde American Siding'in satışlarında önemli bir yükseliş olduğunu belirten ERUSLU Grubu'nun Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah Eruslu'nun "Müjdat Gezen'li reklamlarımızdan sonra beklediğimizden daha büyük ilgi gördük" sözlerini de doğrulayan ünlü tiyatrocu, reklamların devam edeceğini müjdeledi.
MAHMUT YAŞAYACAK
Yarattığı 'Mahmut' karakterini yaşatacağını da müjdeleyen Gezen, reklam teklifini kabul etme nedenini, "Ben önce kendi evimin dış cephe kaplamasını yapmıştım, evimin son halini çok beğendim. Sonra böyle bir reklam teklifi alınca seve seve oynamayı kabul ettim" sözleriyle açıklamıştı. 'Mahmut'un doğuşunu yaşatma kararını ise Gezen şöyle anlattı: "Amerikan Siding reklamı çok beğenildi ve çok tutuldu. Ben de reklam filmindeki kahramanın televizyon dizisi halinde şu an senaryosunu yazıyorum. Reklam filmindeki 'Mahmut' tipinin bu kadar tutacağını tahmin etmiyorduk. Bir gün spor programı izliyordum. Röportaj yapılırken arkaya biri girdi. Ekrana doğru el salladı ve arkadaşını aradı. Yayın falan kesildi. Bana da bu tip çok enteresan ve komik geldi. Ben de bunu kullanmak istedim. Şimdi tipleme üzerine kurulan senaryonun ilk bölümünü yazdım. İkincisini de yazıp, iki bölüm halinde televizyon kanallarına satacağım. Ne olsa yaptığım işler elimde kalmıyor. Eğer devamı çekilmezse bile film halinde kullanılır. Her durumda yaptığım şey, bir şekilde değerlenir."
İKİNCİ KİTAP İYİ SATIYOR
* Her zaman çok yoğun bir çalışan temponuz olduğunu biliyoruz. Şu sıralar üzerinde çalıştığınız başka projeleriniz var mı? Bu sene 'İtiraf Ediyorum' adlı oyunu oynadım. 50'nci yılım dolayısıyla oynadığım bir tiyatro oyunu. Okulumuz devam ediyor. Beyoğlu'nda ikinci şubesini açtık. İkinci kitabım 'Meşhur Yenikapı Cinayetleri' çıktı. Üç gencin dostluklarını sınayan ve bir cinayetin konu edildiği tamamıyla ütopik bir roman. Satışları gayet iyi gidiyor.
* Bu kitabın reklamını neden yapmadınız ? Çünkü bir önceki kitabım için çok yalan yanlış şeyler söylendi ve yazıldı. Bu durum beni rahatsız etti ve bu kitabımda reklam yapmak istemedim. Ama buna rağmen satışları iyi gidiyor.
* Okulunuzun bir şubesini açma nedeniniz neydi? Uzun zamandır Avrupa Yakası'nda da Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni açmamızı istiyorlardı. Bir türlü denk getiremiyorduk. Çünkü okulun binasından daha önemli bir şey vardı, öğretmen kadrosu nihayet kurunca açabildik. Ziverbey'de açtığım okul, dünyanın ilk parasız konservatuarı. On dört yılda 260 çocuğu para almadan okutuyorum. Beyoğlu'ndaki okul ise tamamen paralı bir okul. "
OKULU ÖTE TARAFA GÖTÜREMEM
* Okulunuzu miras olarak öğrencilerinize bırakmaya karar verdiniz? Neden? Kura çekerek belirlediğim 10 öğrenciye okulu bırakacağım. Buna, Özdemir Sabancı öldüğünde karar verdim. Kendisi dünyanın yüz zengininden biriydi. Ama ölürken yanına hiçbir şey götüremedi. Benim çocuğumun her şeyi var, karımın da... O okulu da orada okuyan öğrencilere bıraktım. Sahip çıksınlar diye. Bizim okuldan mezun olanlar okulumuzda asistanlık ve öğretmenlik yapıyorlar. Otuz üç tane eski mezun asistanımız, 15 de eski mezun öğretmenimiz var. Barış Manço Kültür Merkezi'ni aldık, orayı yeniden derleyip düzenledik. Şimdi MSM oyuncuları adı altında orada da oynuyorlar. Ben dışarıda para kazanıyorum. O paralarla da okulumun eksiğini gideriyorum.
BEN JÜRİ OLMAK İSTEMEDİM
* Peki yeni bir filmde ya da yeni bir projede sizi görebilecek miyiz? Senaryo teklifleri çok geliyor. Hepsini okuyorum. Altısını reddettim. Bunlardan ikisi şu an yarışma halinde sunuluyor. Biri "Türkiye'nin Yıldızları"... Eğer ben orada jüri üyeliğini veya öğretmenliği kabul etseydim bugüne kadar yaptığım her şeyi inkar etmiş olacaktım. Bana sormazlar mı "On beş günde eğitim alınıyor da sen niye dört senede okutuyorsun" diye. Eğitim adı altında eğitimsizlik yapılıyor. Ben şimdi bu yarışmayı izliyorum. Eğlendirici bir yarışma. Eğlence programı adı altında güzel. Ama ben orada öğretmenlik yapamam, yaparsam ertesi gün öğrencilerimle ders yapamam. "Tiyatrocu eğitimli olmalı" diyorsunuz, sonra on beş günde hazırlanan şeyi eğitim adı altında sunuyorsunuz. Bu bir uyutmaca. Bana uygun bir iş değil. Ben o yaşta olsam ve böyle bir yarışma olduğunu duysam yine konservatuar okumayı tercih ederim. Çünkü Amerika'da bir arkadaşımın evinde kalırken televizyonda sarı sarı elbiseli adamlar koşuşturuyorlardı ben de anlayamadım programın içeriğini. Bir sürü özel sözcük kullanıyorlardı. "Ne bu" diye arkadaşıma sordum. "Çöpçü okulu" dedi. Zaten prime time da yayınlanıyor. Eğitim programı olsa sabaha karşı dörtte yayınlanıyor olması lazım.
ÇİĞDEM BAL Magazin
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
