| |
Nişantaşı'nda neler oluyor?
Önce umursamadım. Hatta bana bi'şey olmaz müessesesine başvurdum her zamanki gibi. Ama artık ilan ediyorum ki Nişantaşı'nda ne can ne de mal güvenliği kalmış durumda. Hırsızlar, tinerciler, kapkaççılar kol gezmekte ve hayatı cehenneme çevirmiş durumdalar. Dediğim gibi önce abartıldığını düşündüm. Evine hırsız giren arkadaşıma "abartma" diye giriştiğimde, yatağında uyuduğunda bir hırsızla göz göze gelmenin ne kadar korkunç olduğunu anlattı ve hemen hak verdim. Gündüz saatlerinde kaldırımlarda kokoş hanımları, metro beyleri, butikleri, mağazaları ve kafeleriyle bir Avrupa demosu tadındaki semt güneş battıktan sonra Cape Town'a, Necef'e veya Kabil'e dönüştü son bir ay içinde. Evine hırsız girmeyen arkadaşım kalmadı nerdeyse. Teşvikiye Cafe'deki plazma televizyonu bile kalk gidelim yapmışlar. Gerçi benim gözüm vardı... Üstelik ana caddenin üzerinde olmasına rağmen. Üstelik konsolosluklara bakan iki polis kulübesinin dibinde olmasına rağmen. Elli metre ilerideki karakol ve yanı başındaki taksi durağı da pek önemsenmemiş anlaşılan. Sonra geçen hafta ganyan bayiine yapılan silahlı bir soygun var. Kapkaç zaten standart donanım. Biraz geliştirmişler sadece; bıçak kullanmaya başlamışlar. Bundan sonra tecavüzler başlar herhalde! Sokak arasındaki park mafyasından söz etmiyorum. Ona zaten alıştık. Evi soyulup alarm taktıran bir arkadaşım, alarmcıların para kazanmalarına rağmen dehşet içinde olduklarını anlattı. "Mantar toplar gibi ev soyuyorlar..." Romantik Teşvikiye Karakolu'nun bu konuda yapabileceği bir şeyler var mı bilemiyorum açıkçası. Ama bildiğim bir şey var o da eğer benim eve birileri girerse ve eğer bulunmazsa ya kendimi yakarım ya da köprüden atarım. Para, kıymetli eşyam falan yok! Ama eğer müzik ve film arşivime dadanırlarsa işte o zaman uyuyan devi uyandırmış olursunuz. Hatta evin o bölümüne bir not yazmayı bile düşünüyorum: "Değerli girişimci lütfen plak, CD ve filmlerime dokunma. Satsan kimse para vermez. Onun dışında ne alırsan al. Ama eğer dokunacak olursan, her şeyden vazgeçip peşine düşer hayatı ikimiz için de cehenneme çeviririm." Geyik bir yana, Nişantaşı'nda ciddi bir güvenlik sorunu var. Ve anlaşılan o ki romantik karakolumuz daha ziyade site güvenlik mercii tadında. Niyetim eleştirmek değil. Sadece yetersiz kaldıklarını ve konunun çok daha ciddi birimler tarafından ele alınması gerektiğini söylüyorum. İlgililerin ilgilenmesi ümidiyle... Bu arada arkadaşım ciddi ciddi semtten taşınmayı düşünüyor. Abartıyor mu ne?
|