Önemli bir yerel seçim geçirdikten sonra yoğun eleştirilerle karşı karşıya kalan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, önceki gece Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin konuğu oldu. YÖK Yasa Tasarısı'nın gündemin ilk sıralarını oluşturduğu günlerde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yaptığı konuşmanın satır araları, genel başkanın ekonomideki son gelişmeleri yakından takip ettiğini ve global konjonktüre aykırı olmayan bir ekonomik politika çizgisine geldiğini gösterdi. Genellikle CHP'ye getirilen 'Dünya konjonktürüne aykırı söylem' eleştirilerinin aksine, Baykal, Lula ve Kirchner'in IMF'ye karşı yürüttükleri 'Faiz dışı fazlanın hesabını değiştirin, sosyal harcamaları hesabın dışında tutun' kampanyasına sık sık vurgu yaparak konjonktürün gereğini yerine getirdi. Bir sosyal demokrat lider olarak Baykal'ın, CHP'nin ekonomi politikasını, uluslararası kredi kuruluşlarını yok saymayan ancak pazarlık edilmesini savunan bir yapıcı muhalefet çizgisine getirmesi toplantının olumlu yönüydü. Baykal konuşmasında sık sık, sıcak para politikasının Türkiye'nin uzun vadede önünü tıkadığını ve reel faizlerin yüksekliğini vurguladı. Ancak Türkiye'de yüksek risk priminin siyasi konjonktürün kırılganlığı ile yüksek borç stoğuna bağlı olduğu gerçeğini biraz gözardı etti. Deniz Baykal Türkiye'de pek konuşulmayan ancak, konuşulması gereken bir konunun altını çizdi. Türkiye'de ihracattaki artışın herkesi sevindirdiği, ancak ülkedeki ihracatın önemli ölçüde ithalata bağlı olması nedeniyle problemler yaşandığını ortaya koydu. Baykal önümüzdeki dönem çok daha fazla tartışmaya konu olacak olan ihracatın yeniden yapılandırılması gerçeğini açık bir dille ifade etti.